Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: HALİME BULUT
Danışman: Mustafa Kılıç
Özet:
Bilinen ilk matbu mushaf 1537/1538 yılında İtalyan matbaacı Aleksandro
Paganini tarafından Venedik’te basılmıştır. Bunu 1694 tarihinde Almanya ve 1787
yılında Rusya’da yapılan basımlar takip etmiştir. Avrupa’da yapılan ilk basımdan
yaklaşık üç asır sonra 1801 yılında Kazan’da tabedilen mushaf ise Müslümanlar
tarafından basılan ilk mushaf olmuştur. Mushafların matbaalarda çoğaltılması
beraberinde pek çok problemin de gündeme gelmesine sebep olmuştur. Bu problemlerin
ortaya çıkmasına sebep olan hususlardan biri tek seferde binlerce hatalı mushafın
piyasaya sürülmesine engel olacak bir denetim mekanizmasının bulunmamasıdır. Öte
yandan mushaf basımında hangi kriterlerin esas alınacağı da belirsizdir. Bu bağlamda
ilk defa mushafın hattatlar marifetiyle çoğaltıldığı dönemde gündeme gelen Resm-i
Osmanî’ye ittiba meselesi, matbuat döneminde tekrar gündeme gelmiştir. Bu çalışmada
şekil-zabt ve imla hususiyetleri birbirinden farklı olan üç mushaf ele alınmıştır.
Öncelikle 1787 yılında Petersburg’ta, 1801’de Kazan’da basılan mushafların şekil-zabt
ve imla özellikleri incelenmiş, bunlar arasıdaki benzerlik ve farklar ortaya koyulmuştur.
Bununla birlikte söz konusu mushafların Resm-i Osmânî’ye ittiba eden ilk matbu
mushaf olma ihtimali göz önünde bulundurularak bunlar mushaf imlası bakımından
değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Ayrıca Kazan Mushafları’nın hangi denetim
mekanizmaları tarafından, hangi esaslar ve yöntemler doğrultusunda basıldığı sorularına
cevap aranmıştır. Bu bağlamda 1859 yılında Kazan’da basılan mushafları tashih
etmekle görevlendirilen Şihâbuddîn Mercânî’nin, Kazan bölgesindeki mushaf
basımında ve mushafların imla ve zabt özelliklerinin tayininde nasıl bir görev ifa ettiği
tespit edilmiştir. Bu konuda Mercânî’nin musahhihlik vazifesinde bulunduğu esnada
kaleme aldığı el-Fevâidu’l-Muhimme isimli eseri esas alınmıştır.