Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Türk sineması'nda ulusal alegori


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Film Tasarımı Anasanat Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2024

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ÇAĞDAŞ UMUT BEKTAŞ

Danışman: Seçkin Sevim

Özet:

“Alegori” kavramının etimolojik kökeni Yunanca “allēgoría” kelimesidir. Alegori, belirli kavramlar ve düşüncelerin kişileştirme ve simgesel yolla anlatımıdır. Edebiyat, resim ve heykel gibi çeşitli sanatlarda alegori bir anlatım şekli olarak kullanılmaktadır. Edebî sanatlarda ulusal alegori ise bir milletin, bir sosyal sınıfın ya da bir ideolojinin, birbiriyle olan ilişkilerinin eserdeki karakterler aracılığıyla anlatımıdır. Sinemada da ulusal alegorilere rastlanmaktadır. On dokuzuncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra günümüze kadar devam eden modernleşme sürecinin doğurduğu kültürel, siyasi ve ekonomik sorunlar, Türk edebiyatının ilgilendiği temel konular olup ulusal alegoriler aracılığıyla yansıtılmıştır. Ulusal alegoriler yalnızca Türk edebiyatında değil, Türk Sineması’nda da ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada; Memduh Ün’ün Üç Arkadaş (1958), Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları (1964), Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı ve Zeki Ökten’in yönettiği Sürü (1978), Yavuz Turgul’un Muhsin Bey (1987) ve Şerif Gören’in Amerikalı (1993) filmleri amaçlı örneklem kapsamında seçilmiştir. Üç Arkadaş filminde 1950’li yıllarda alt sınıftan gelen insanların büyük şehrin zorlu yaşam koşulları karşısındaki dayanışması, Gurbet Kuşları filminde 1960’lı yıllarda taşradan şehre yaşanan göçün yarattığı sorunlar, Sürü filminde 1970’li yıllarda aşiretlerin çözülüşü, Muhsin Bey filminde 1980’li yıllarda otantik kent kültürünün arabesk kültüre karşı mücadelesi, Amerikalı filminde ise Turgut Özal’ın neoliberal politikalarının ürünü olan Amerikanlaşmanın 1990’lı yıllarda yol açtığı ahlaki yozlaşma öne çıkmaktadır. Filmlerin analizinde Fredric Jameson’ın “üçüncü dünya” anlatılarının ulusal alegori olarak okunabileceği argümanından yola çıkılacak; Gregory Jusdanis’in “gecikmiş modernlik” ve Daryush Shayegan’ın “kültürel şizofreni” kavramlarından yararlanılacaktır. Bu çalışmanın amacı, Türk toplumunun yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki modernleşme macerasını Türk Sineması’ndaki alegorik yansımaları üzerinden değerlendirmektir. Bu amaçla seçilen filmler, 1950-2000 arasındaki süreçte on yıllık periyotlara karşılık gelen ulusal alegori örnekleridir.