Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2018
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: UFUK YILDIZLI
Danışman: Murat Yavaş
Özet:Uluslararası hukuk sistemlerindeki genel eğilim, yargı makamlarının iş yükünü azaltmaya ve yargılamanın hızlı bir biçimde sonuçlandırılmasına yöneliktir. Zira, âdil yargılanma hakkı gereği, hakkın makul sürede yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, 01 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen ön inceleme aşaması, bu amacı sağlayacak önemli bir yeniliktir. Bu aşama ile birlikte, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra, yargılamanın hemen başında çözülmesi gereken usuli sorunlar hakkında karar verilmesi öngörülmüştür. Bu sayede, görülmesi mümkün olmayan bir davada gereksiz tahkikat işlemlerine girişilmesine engel olunacaktır. Yargılamaya devam edilmesi hâlinde ise, ön inceleme aşamasında, tahkikat aşamasının hızlı ve verimli olmasını sağlayacak hazırlık işlemlerinin yapılması kabul edilmiştir. Ön inceleme aşaması, bu fonksiyonu nedeniyle sadece ilk derece yargılamalarında değil, kanun yolları bakımından da kabul edilmiştir. Bununla birlikte, uluslararası sistemlere paralel bir biçimde, uyuşmazlıkların alternatif çözüm yolları ile sonuçlandırılması amacıyla, ilk derece yargılamasında ön inceleme aşamasında, tarafların sulh ve arabuluculuğa teşvik edilmesine ayrı bir önem verilmiştir. Bu nedenle, ön incelemede bu teşvik faaliyeti ile ilgili birçok hüküm mevcuttur. Bu çalışma ile ön inceleme aşamasının gerek ilk derece mahkemelerinde ve gerekse kanun yollarındaki görünümlerine değinilmeye çalışılmıştır. Yine, ön inceleme aşamasının uygulamadaki görünümlerinden bahsedilmiştir. Ancak, ön inceleme aşamasının temel amaç ve fonksiyonun henüz tam olarak yerine getirilmediği görülmektedir. ABSTRACT The prevailing tendency in most legal systems is to decrease the workload of judiciary institutions and to ensure a swift resolution of litigation proceedings; given that the right to fair trial necessitates the acknowledgement of a right in a reasonable period of time. In this regard, the preliminary investigation phase introduced under the Civil Procedure Law no. 6100 which entered into force on October 1, 2011 is an important novelty to achieve this aim. It is foreseen that the initial procedural matters which need to be resolved at the very beginning of a proceeding are decided upon in this phase, preceded by the submission of written statements by the parties. Through this means, unnecessary investigations for cases which cannot be heard will be avoided. In the event the litigation proceedings continue, it is accepted that preparatory actions which will facilitate a fast and efficient investigation shall be realized in the preliminary investigation phase. As a result of this function of the preliminary investigation phase, it is foreseen not just for the first instance proceedings, but also for appeal procedures. Notwithstanding, in line with other legal systems, in order to ensure resolution of disputes through alternative dispute resolution methods, promoting settlement of or mediation between the parties during the preliminary investigation phase in the first instance proceedings is deemed important. Therefore, there are numerous provisions governing promotion of settlement and/or mediation in preliminary investigation. This thesis aims to assess the preliminary investigation phase both in the courts of first instance and during appeal procedures. The practical reflections of this preliminary investigation phase are analyzed. Nonetheless, it is observed that the preliminary investigation phase falls short of realizing its primary aims and functions.