Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (Fransızca), Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Tezin Dili: Fransızca
Öğrenci: DENİZ PİŞKİN
Danışman: AYŞE SILA ÇEHRELİ
Özet:Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerinin başlaması, başlatılan önemli yerel yönetim reformlarıyla üst üste geldi. Çağdaş Türkiye’nin yönetim dinamikleri Birliğin yönetsel uyum gerekleriyle karşılaştı. Tespit edilen en büyük zorluk büyük bölgesel eşitsizliklerin sürmesi ve çok düzeyli bir yönetişimin ortaya çıkmasını teşvik edebilecek mülki yönetim yapılarının olmayışıdır. Her ne kadar bu reformlar Avrupa Birliği’nin çok net olmayan taleplerine kısmen bir cevap niteliğinde olsa da, öncelikli olarak iç dinamikler mantığıyla açıklanabilmektedir. Bu reformalar, ara yönetim kademelerini güçlendiriyor olsa da, özellikle her türlü bölgeciliğe engel olan köklü bir merkeziyetçi kurumsal siyasi geleneğin yanında bölgeselleşmeye yol veremiyor. Türkiye son derece merkezi bir yönetim anlayışını benimsemiş bir ülke olmasına karşın, daha önce uygulamada olmayan NUTS 2 bölgesel düzeyinde 26 adet kalkınma ajansının kurulmuş olması bu alandaki önemli bir yenilik olarak değerlendirmektedir. Bu reformlar bir yandan daha küçük ölçülerde Avrupa Birliği’nin taleplerine cevap verir nitelikteyken, diğer taraftan devletin merkeziyetçi zihniyetini ve yapısını büyük oranda koruyarak kamu hizmetlerinin yerelleşmesi ve ademi merkeziyetçilik anlamlarında çok büyük bir yenilik getirmiyor. Bu anlamda Kalkınma Ajanslarının uygulamaya geçirilmesi siyasi ve idari bir anlam kazanmak yerine daha çok ekonomik bölgeselleşme anlamı kazanıyor. Bununla birlikte, devletin mülki yönetiminin Avrupalılaşması yolunda kayda değer değişikler söz konusudur. Anahtar Kelimeler: Bölgeselleşme, Avrupalılaşma, yerinden yönetim, kalkınma ajansları, bölgesel yönetişim, çok düzeyli, Avrupa Birliği RESUME L’ouverture des négociations d’adhésion de la Turquie a coïncidé avec d’importantes réformes des pouvoirs locaux. Les dynamiques territoriales de la Turquie contemporaine ont été confrontées aux exigences de la cohésion territoriale. Les plus grands défis identifiés sont la permanence de grandes inégalités régionales et l’absence de structures territoriales pouvant favoriser l’émergence d’une gouvernance multi-niveaux. Si elles répondent en partie à des demandes assez floues de l’Union européenne, ces réformes s’inscrivent avant tout dans des logiques internes. Bien qu’elles renforcent l’échelon intermédiaire, elles n’entraînent pas de régionalisation en raison, notamment, d’une tradition politico institutionnelle centraliste enracinée qui fait obstacle à tout régionalisme. Alors que la Turquie est un pays fortement centralisé, l’innovation majeure dans ce domaine réside dans la création de 26 agences de développement à l’échelle régionale NUTS 2 qui n’existait pas auparavant. Ces réformes cherchent, d’une part, à satisfaire les demandes européennes dans une moindre mesure et, d’autre part, à ne pas aller trop loin en termes de décentralisation et de territorialisation de l’action publique tout en conservant en grande partie la structure et la mentalité centraliste de l’Etat. En ce sens, la création des Agences de développement signifie exclusivement une régionalisation économique et non politique, ni administrative. Néanmoins, il y a des changements notoires en direction d’une européanisation de la gestion publique du territoire. Mots clés : régionalisation, européanisation, décentralisation, agences de développement, gouvernance régionale, multi-niveaux, Union européenne