Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Halime Ayşe Özaydın
Danışman: EMRE İKİZLER
Özet:ÖZET İnsanlık varoluşundan beri ‘gerçek’ dünya ile çevrelenmiş olmasına rağmen, hep kendi öznel gerçeğini oluşturmuş ve bu gerçeklikle yaşamıştır. Gerçeklik, her bireyin kendi bakış açısıyla oluşturduğu izlenimler aracılığıyla algılandığından, onu mutlak ve genel geçerli bir tanıma indirgemek ve ifade edebilmek olası değildir. Yaşamını anlamlandırma isteği, bireyi felsefi düşünmeye ve üretmeye iterken, yaratma dürtüsünün getirisi olan gerçeklik arayışları sanatla doğrudan ilişkilidir. Teknolojik gelişmeler doğrultusunda 19. yüzyılın ortalarında fotoğrafın devreye girmesi ile, görüntüler ve gerçeklik arasındaki ilişki bambaşka bir tartışma ortamına taşınır. Fotoğrafı, dış gerçekliği ‘tarafsız’ ve ‘birebir’ yeniden üretip çoğaltabilen bir araç olarak görmek ile, sanatsal anlatı dilini oluşturacak yaratıcı bir ifade biçimi olarak görmek arasındaki ikilem nedeniyle; bu karmaşık ilişki hiç bir zaman yalın ve net bir biçimde açıklanamaz. İnsanlık gün geçtikçe teknolojinin de hiç sorgulanmaksızın kullanılması sonucu, duyarsızlaşmaktadır. Sistem yavaş yavaş insan ve doğa arasına koyduğu mesafeyi artırırken toplumu dış dünya gerçekliğinden koparır. Gerçeklik arayışı ve sanatsal kaygı da, artık yalnızca geri kalan her şey gibi ‘tüketilmek’ için vardır. Dolayısıyla bugüne değin tanımlanmış tüm kavramların içi boşalır. Kitlesel iletişim araçları içi boşaltılmış anlamları yineleyerek, gerçeği unutturur ve toplumları kendilerine yabancılaştırır. Etrafımız bireysel olarak asla algılayamayacağımız kadar çok fotoğrafla donatılmış durumdadır. Bu fotoğraflar dünyanın gerçekliğiyle olan ilişkimizi dönüştürerek, yeni, yabancılaşmış bir “görme etiği” oluşturur. Platon’un Mağara Alegorisi’ne atıfla; koşullar değişmiş olsa bile, bizler hala Platon’un mağarasında oturmaya devam ediyoruz. Günümüzde birer ifade ve iletişim kurma biçimi olan fotoğraflar, görselliğimizi somutlaştırdığımız kişiye özel gerçeklik arayışlarıdır. Fotografik süreç, görünüşlerin birebir tasvirlerinin kaydedilmesinin ötesine geçen ve örtücünün kapanmasından sonra gerçekleşen bir gerçekliğe dönüşüyor. İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ………………………………………………………………………….I İÇİNDEKİLER………………………………………………………...II, III FOTOĞRAFLAR DİZİNİ………………………………….………………IV ESER DİZİNİ………………………………………………..……V, VI, VII GENEL BİLGİLER VE ÖZET……………………………………..VIII, IX GENERAL KNOWLEDGE AND ABSTRACT……………………….X, XI 1. FELSEFEDE GERÇEKLİK OLGUSU VE EVRİMİ…………………..1 1.1 İLK DÜŞÜNCELER VE MAĞARA ALEGORİSİ………………………………….1 1.2 YARATMA DÜRTÜSÜ, GERÇEKLİK ARAYIŞLARI VE MİMESİS……….6 1.3 GERÇEKLİK VE GÖSTERGEBİLİM………………………………………………….8 2. FOTOĞRAFTA GERÇEKLİK OLGUSU VE EVRİMİ……………..10 2.1 “FOTOĞRAF=GERÇEK” PARADOKSU………………………………………….10 2.1.1 “BLOW-UP” FİLMİNİN İNCELENMESİ………………………………………15 2.2 ÇAĞDAŞ YAŞAMIN VAZGEÇİLMEZİ OLARAK FOTOĞRAF……………17 2.3 TÜKETİM MALZEMESİ OLARAK FOTOĞRAF…………………………………19 2.4 ALGI, GERÇEKLİK VE FOTOĞRAF……………………………………………….22 2.5 SLAVOJ ŽİŽEK’İN JACQUES LACAN ÜZERİNDEN GERÇEKLİK SORGULAMALARI………………………………………………………………………………23 2.6 FOTOĞRAFTA GERÇEKLİĞİ FARKLI YORUMLAYAN FOTOĞRAFÇILAR……………………………………………………………………………….30 3. ESER ÇALIŞMALARI AÇIKLAMASI VE SONUÇ………………..39 4. ESER ÇALIŞMALARI: ALTERNATİF GERÇEKLİK……………..45 4.1 SİYAH BEYAZ SERİ………………………………………………………………………45 4.2 RENKLİ SERİ……………………………………………………………………………….56 KAYNAKÇA…………………………………..69, 70, 71, 72, 73, 74, 75 -------------------- Humanity has been surrounded by a ‘real’ world since it’s existence, human beings has always created their own subjective reality and maintained their habit of living by it. Reality is through each individual’s own impressions, that’s the reason why it is not possible to reduce and render it to an absolute and de facto recognition. The desire to make sense out of his life pushes the individual into philosophical thinking and production; the urge to create comes about the search for reality which is also directly linked to or related to art. As a result of the technological developments in the middle of the 19th century, the introduction of the photograph brings out the relationship between images and reality to a completely different discussion environment. Due to the dilemma between seeing the photograph as a means to reproduce external reality ‘objectively’ and ‘as is’ or seeing it as a creative form of expression which is constituent of the artistic narrative language; the complex relationship can never simply and clearly be explained. Today photography is a form of expression and communication, through which we search for our own specific reality and embody our visuality. The infinite information access provided by the Internet and the means of the digital age provide endless freedom and opportunity for us to produce our own realities. The photographic process turns into an event and reality that goes beyond the recording of one-to-one descriptions of appearances and begins to take place after the shutter closes.