Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2015
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: MEHMET ZAHİT TİRYAKİ
Danışman: Ferruh Özpilavcı
Özet:İBN SÎNÂ FELSEFESİNDE MÜTEHAYYİLE/MÜFEKKİRE VE VEHİM İç duyular teorisi özellikle epistemoloji, psikoloji ve ahlak gibi alanlarla irtibatlı yönleri itibariyle felsefe tarihindeki önemli tartışma konularından birisini teşkil etmektedir. Bu tartışmalar bağlamında genel olarak iç duyulara, özel olarak mütehayyile/müfekkire ve vehim güçlerine atfedilen rol, nefs ile beden, duyu ile akıl ayrımları bağlamında inişli çıkışlı bir seyir izler. İbn Sina, iç duyular teorisine getirdiği açılımlar itibariyle bu tartışmaya katkı yapan en önemli filozoflardan birisidir. O, nefs-beden, duyu-akıl arasındaki keskin karşıtlığı aşma ve bu alanlar arasındaki ilişkiyi sağlama noktasındaki işlevleri itibariyle mütehayyile/müfekkire ve vehim güçlerini aracı unsurlar olarak kullanır. İnsan idrak ve hareketlerinin gerçekleşmesinde ve açıklanmasında söz konusu güçler hem duyudan akla doğru gerçekleşen soyutlama sürecinde hem de akıldan duyuya doğru gerçekleşen feyz sürecinde son derece kritik bir rol icra ederler. Bununla birlikte felsefe tarihi boyunca iç duyulara atfedilen rolün inişli çıkışlı seyrinin İbn Sina’nın yorumuna yansıması, onun soyutlama sürecinin başı ile sonu arasında bu güçlere yaptığı vurgunun değişkenliğinde görülür. İbn Sina’nın soyutlama sürecinin başında mütehayyile/müfekkire ve vehim güçlerine atfettiği rol daha çok olumlu bir nitelik taşırken, sürecin sonunda bedensel ve duyusal güçler olarak mütehayyile/müfekkire ve vehmin akıl karşısındaki rolleri bir miktar olumsuza evrilir. Çalışma boyunca nefs ve bedenden müteşekkil insanın mebdeden başlayıp meada doğru giden yolculuğunda bedensel ve duyusal güçler olarak mütehayyile/müfekkire ve vehim güçlerinin idrak, hareket ve ölümden sonraki aşamaların her birindeki işlevi belirgin kılınmaya çalışılmıştır. ABSTRACT IMAGİNATİON/COGİTATİON AND ESTİMATİON İN THE PHİLOSOPHY OF AVİCENNA The theory of internal senses is one of the most significant problematic areas in the history of philosophy in terms of its dimensions related to the fields such as epistemology, psychology and ethics. In this context, generally the role of internal senses and particularly imagination/cogitation and estimation increases and decreases in terms of soul-body and sense-intellect distinctions. Avicenna, who is one of the most significant philosophers in the history of philosopy, plays a vital role with his contributions to the theory of internal senses. He takes into account imagination/cogitation and estimation as an intermediary powers to overcome the great distinctions between soul-body, sense-intellect and to establish relationshipsbetween these areas. These powers play highly critical role both in abstraction process which occurs from senses to the intellect and emanation process which occurs from intellect to the senses in the realization and explanation of cognition and movements of human beings. However the reflection of increasing and decreasing impact of internal senses in the history of philosophy can be taken into consideration in the variability of Avicenna’s emphases on the internal senses. While the role of imagination/cogitation and estimation is mainly positive at the beginning of abstraction process , the role of imagination/cogitation and estimation turns into the negative tone at the end of it as physical and sensual powers. This study claims to make clear the functions of imagionation/cogitation and estimation powers as physical and sensual in the stages of cogitation and movement and the life after the death of human being which is composed of soul and body from the very beginning to the next life.