Hıristiyanlık'ta hayırseverlik anlayışı: Aziz Augustine örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MÜCAHİD TOPCU

Danışman: İsmail Taşpınar

Özet:

Başlangıçta bir mezhep olarak, Yahudiler arasından ortaya çıkan Hıristiyanlık, Yahudilik ekseninden kurtularak kendi inanç ve ritüellerine sahip bir din olarak Roma İmparatorluğunun her köşesine ulaşmayı başarmıştır. Bu süreçte Hıristiyanlık miras aldığı Yahudi geleneğinden büyük tavizler vermiştir. Yahudiliğin ekseninden çıkması sebebiyle Hıristiyanlığın dini litürjisinde ortaya çıkan boşluklar, o bölgedeki diğer inançlar tarafından doldurulmuştur. Hıristiyanlığın kısa sürede hızla yayılmasını Yahudiliğin şeriatını terk etmesine borçlu olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak Hıristiyanlığın yayılışındaki en büyük etkenlerden biri, Hıristiyanların diğerlerine karşı gösterdikleri sevgi ve bu sevgi neticesinde ortaya koydukları organize hayır işleridir. Yoksul, kimsesiz, aç, susuz ve yolunu kaybetmiş insanlara yardım etmeyi görev edinen ilk Hıristiyanlar, bu yolla Hıristiyanlığı geniş kitlelere ulaştırmıştır. Hıristiyan hayırseverliği, kendisinden önceki inanç ve toplumlardan etkilenmiş, onlardan aldığı miras ile birlikte organize bir hal almıştır. Bu durum diğer hayırseverlik geleneklerinden az da olsa farklılaşmasına yol açmıştır. Hıristiyan hayırseverliği, Yahudi hayırseverliği gibi bireysel bir özellik taşımadığı gibi, Roma ve Yunan hayırseverliğinin genel yaklaşımından farklı olarak özellikle ihtiyaç sahiplerini hedef alan organize çalışmaları içermektedir. Ayrıca, Hıristiyan hayırseverliği, kendi içerisinde farklı yaklaşımlara sahiptir. Bu yaklaşımlardan birisi de batı Hıristiyan dünyasının rehberi Aziz Augustine (354 – 430) tarafından ortaya koyulmuştur. O, hayırseverliği Hıristiyanlığın özü olarak nitelemiş, hayırseverliğin asıl şeklinin kişinin sahip olduğu bütün varlığını satıp Hz. İsa’nın peşinden gitmesi olduğunu dile getirmiştir. -------------------- Christianity, which initially emerged among the Jews as a sect, was freed from the axis of Judaism and succeeded in reaching every corner of the Roman Empire as a religion with its own beliefs and rituals. In this process, Christianity made great concessions from the Jewish tradition that it inherited. As a result of the emergence of Christianity from the axis of Judaism, gaps in religious liturgy were filled by other beliefs of the geography. It is a known fact that Christianity owes its rapid spread in a short time to the abandonment of the Sharia of Judaism. However, one of the greatest factors in the spread of Christianity is the love of Christians towards others and the organized charity they produce as a result of this love. The first Christians who took the task of helping the poor, orphaned, hungry, thirsty, lost people, brought Christianity to the masses. Christian charity has been influenced by the beliefs and societies that preceded it, and has become organized with the inheritance which received from them. This led to a slight differentiation from other charity traditions. Christian charity is not as individual as it is in Jewish charity, but it also includes organized works aimed at those in need, unlike the general approach of Roman and Greek philanthropy. Furthermore, Christian charity has different approaches in itself. One of these approaches was put forward by St. Augustine, the guide of the western Christian world. He described charity as the essence of Christianity, and said that the real form of charity is to sell all one's possessions and pursue Jesus Christ.