Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2010
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: İSMAİL ÇAKIRÇOBAN
Danışman: BÜLENT BAKAR
Özet:Uzun süren savaşlar sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni sağlık alanında bekleyen en büyük sorun, bulaşıcı hastalıkların neden olduğu salgınların önlenebilmesi oldu. Bulaşıcı hastalıklarla mücadelenin insani, sosyo-ekonomik ve stratejik önemi sebebi ile zor şartlar içinde umumi bir mücadele verilmişti. Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki bu mücadele ile hastalık önemli ölçüde kontrol altına alınabilmişti. 1939-1945 yılları arasında meydana gelen İkinci Dünya Savaşı, savaşa doğrudan katılan ülkeler dışında kalan ülkeleri de her alanda olumsuz etkilemişti. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na her an girebileceği endişesiyle seferberlik ilan etmiş, savaş ortamını her alanda yaşamıştı. Bunun en büyük yansıması sağlık alanında görülmüştü. Savaşın doğurduğu ekonomik koşullar ile bulaşıcı ve salgın hastalıklar ülkemizi etkisi altına alarak halkımıza en acı günleri, bu acı günlerinde çaresizliği yaşatmıştı. Savaş ortamında temel tüketim maddelerinin fiyatları artarak karaborsaya düşmesi, alım gücü olmayan fakir ve yoksul halk’ın aç ve gıdasız kalarak bulaşıcı hastalıklara yakalanmasına neden oldu. Savaş döneminde ülkemizde baş gösteren başlıca bulaşıcı hastalıklar Sıtma, Tifüs, Verem, Frengi, Çiçekti. Hükümetler, savaş yıllarında yayılan ve salgın haline gelen bulaşıcı hastalıklara karşı gerekli tedbirleri olanaklar ölçüsünde aldı. Meclis gündemine taşınan bulaşıcı hastalıklar sorununa ilişkin uzun ve tartışmalı oturumlarla çözümler üretilmeye çalışıldı. Hükümetler, yayınlamış olduğu genelgelerle hastalığa karşı topyekûn bir mücadele vererek yerel yönetimleri ve halkı da bu mücadeleye katılımı sağlandı. Bu döneme damgasını vuran sıtma ile savaş kapsamında sıtma bölgelerinde mücadele teşkilatları kuruldu. Sıtma hastalarını koruma ve tedavi için halka bol miktarda ücretsiz kinin ve atebrin dağıtılarak hastalığın yayılması önlenmeye çalışıldı. Sıtma hastalığının kaynağı olan bataklıkların kurutulması çalışmalarına devam edildi. Bu çalışmalar maddi, geniş ve hummalı bir çalışmayı gerektirdiğinden savaş ortamında kesintilere maruz kaldı. Savaş yılları Türkiye’sinde savaşın doğurduğu olumsuzluklarla artış gösteren diğer bir hastalık olan veremdi. Artan verem hastalığı ile mücadelede maddi imkânların yetersizliği sebebi ile sıkıntılar yaşanmış, bu durum ise hastalığın yayılmasını hızlandırmıştı. Bu durum karşısında devlet, kendi kolu gibi çalışan Veremle Mücadele Cemiyetleri eliyle kurulan sanatoryum, dispanserlerde verem hastalarını muayene ederek tedavi altına almıştı. Ancak maddi olanakların yetersizliği sebebi ile ihtiyaçlara cevap verebilecek verem mücadele müesseselerinin sayılarının ve kapasitelerinin artırılamaması mücadeleyi olumsuz etkilemiş, halkın kanayan yarası olmaya devam etmişti. Tifüs hastalığı, 1943-44 yıllarında ülkemizde çok yoğun bir şekilde görülmüş, hastalığı önlemek için Vekâlet, halkı bit temizliğine tabi tutmuştu. Ayrıca; çıkarmış olduğu genelgelerle halk bilinçlendirilmiş, kurumların uyması gereken hükümler getirilmişti. Görevliler tarafından yapılan denetimlerde kurallara uymayan kurum ve kuruluşlar kapatılmıştı. 1942 yılında güney vilayetlerimizden yayılarak ülkemizde salgın haline gelen çiçek hastalığı ile mücadele kapsamında aşılama çalışmaları başlatılmıştı. Aşılama çalışmalarının tüm bölge ve toplumu kapsaması amacı ile aşı üretimine hız verilmişti. Ülkemizin her köşesinde aşı olmadık kimse kalmaması parolası ile Sağlık Bakanlığı, halkı hastalığa karşı aşılamıştı. Bulaşıcı hastalıklarla savaş kapsamında Belediyeler, Kızılay, Halkevleri, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Veremle Mücadele Cemiyetleri çalışmalarda bulunmuştu. Bu çalışmaları ile Sağlık Bakanlığına önemli ölçüde katkı sağlamışlardı. Halkın önemli bir bölümünü etkisi altına alan bulaşıcı hastalıklar sorununa karşı gerekli tedbirler zamanında alınamadığı için binlerce vaka ölümle sonuçlanmıştı. Bu durum karşısında tedbirlere hız verilmişse de savaş ortamındaki imkânsızlıklar çalışmaların istenilen seviyede olmasını mümkün kılmamıştı. ABSTRACT The biggest problem in health field of Turkish Republic that was established after long-termed wars was to prevent the outbreaks due to infections diseases. There was a public struggle within infectious diseases under hard conditions, because this struggle brought humanistic, socio-economical and strategically importance. Early years of Republic, diseases could be crucially taken under control with this struggle. In each fields, World War Two between 1939 and1945 had bed effects on countries other than the countries directly engaged with this war. Turkey declared mobilization, because it had doubt about engaging with World War Two, and war pressure affected every course of Turkey. The biggest affect occurred in health field. The economical conditions as well as infectious and epidemic diseases affected our country and also caused the painful days, and these painful days caused the desperation for our people. Basic consumption goods went on the black market with increased prices in war, this situation caused hunger and poverty of poor people without purchase power, therefore the people came down with epidemic diseases. During the war, the main disease: Malaria, Typhus, Tuberculosis, Syphilis, Variola. Governments took precautions against infectious diseases within the pounds of possibilities. Long-termed and polemical meetings tried to solve the problems of infections diseases in the agenda of Parliamentary. Governments battled against diseases with a total struggle on the basis of memorandum, so that the participation of people in this struggle was provided. In the scope of struggle within Malaria in this period, struggle organizations were established in malaria areas. To prevent the spread of disease, plenty of quinine and quinacrine was distributed to people for protection and cure of patients with malaria. The works for drying quicksand areas were continued to prevent the sources of malaria. Those needed financial, large and feverish works, thereof, studies were cut due to war conditions. Another disease that occurred in time of Turkey at war was tuberculosis. There were many problems due to financial insufficiencies to fight for increased tuberculosis; therefore this situation accelerated the spread of disease. In this case, the Government controlled and treated the patients with tuberculosis in sanitariums and dispensaries, established under the body of Tuberculosis Control Organization. But, due to financial insufficiencies, the numbers and capacities of tuberculosis control organizations could not be increased, so this situation badly affected the struggle with tuberculosis, and the diseases became blooding wound of people. Typhus intensely occurred in our country between 1943 and 1944, the people subjected to phthtirus hygiene to prevent the disease under control of Ministry (Ministry of Health). Moreover, the awareness of people was raised with the memorandum, the organizations had to obey specific provisions. The organs and organizations that did not obey the rules were closed after the inspections of authorities. Vaccination studies were started to struggle within variola that became the epidemic disease in our country with its spread in 1942 from southern areas. Vaccination production was accelerated to include all areas and people. Ministry of Health vaccinated all people against the disease without any lack of vaccination. In the scope of struggle within infections diseases, Municipalities, Kızılay, Community Centers, Society for Protection of Children and Tuberculosis Control Organizations had many studies. They had important contribution for Ministry of Health. Thousands of case resulted in death, because required precautions against infectious diseases that had bad effect on the large part of people could not be taken in time. Although the precautions were accelerated, the impossibilities during the war made studies impossible.