Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2012
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: CİHAN CİNEMRE
Danışman: Mehmet Şişman
Özet:Türkiye’de 2001 Krizi sonrasında hızlı bir toplumsal dönüşüm süreci başlamıştır. Bu dönüşüm sürecini tanımlayan unsurlar, toplumun tüm maddi ve kültürel ihtiyaçlarının sermayenin değerleneceği alanlar olarak mübadele ilişkisine tabi hale getirilmesi, üretim sürecinin esnekleştirilmesi söylemi altında işçi sınıfının kazanılmış haklarına karşı başlatılan saldırı ve para sermayenin üretken faaliyetlere yönlendirilmesine yönelik gösterilen gayrettir. Bu gelişmelerin sonucunda bireysel sermayeler arasında çeşitli boyutlarıyla farklılaşma belirginleşmeye başlamış ve bu farklılaşma işgücü piyasasında derinleşen katmanlaşmada karşılık bulmuştur. Söz konusu süreç uluslararası kapitalist gelişmede 1970’lerde açığa çıkan bir dizi yeni yapısal özellikle paralel olarak ilerlemektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası birikim rejiminin krize girmesi sonucunda onu meydana getiren ve ayırt edilebilir bir birikim rejimi olarak tanımlanmasını sağlayan spesifik toplumsal denetim mekanizmaları, emek sürecinin örgütlenme paradigması ve sermayenin değerlenme sürecinin mekânsal mantığı krizle beraber sermaye birikim sürecinin önündeki engeller olarak belirmiştir. Krizin aşılması ve yeni bir birikim sürecinin temellerinin atılması için sermayenin devir süresinin kısaltılması, işçi sınıfı üzerindeki denetimin yeniden tesis edilmesi, üretim maliyetlerinin düşürülmesi için yeni yöntemlerin uygulanması ve sermayenin değerleneceği yeni alanlara nüfuz edilmesi gerekmiştir. Bu doğrultuda işçi sınıfı içindeki parçalanma artmış, üretim süreci ve işgücünün yönetilmesiyle ilgili yeni paradigmalar uygulanmaya başlamış, henüz metalaşmamış bir dizi toplumsal ihtiyaç yeni mekânları da kapsayacak şekilde mübadele ilişkisine konu edilmiştir. Söz konusu ülkelerdeki seçkinlerin uluslararası sermaye ile daha sıkı bir eklemlenme yönündeki iradelerinin, erken kapitalistleşmiş ülke burjuvazisinin sermayelerini değerlendirdikleri mekânları çeşitlendirme gayretiyle örtüşmesiyle başlayan süreçte, Türkiye’nin de dahil olduğu geç kapitalistleşmiş ülkeler söz konusu dönüşümün en şiddetli biçimde açığa çıktığı mekânlar olmuştur ABSTRACT After the 2001 Crisis, a rapid social transformation process has begun in Turkey. The elements that define this transformation process are, the subordination of all material, and cultural needs of the society to exchange relationship as areas that capital would get realized, the assault upon the vested rights of labour by utilizing the discourse of flexibility, and the effort to direct money capital to productive activities. Consequently in various dimensions the diversification between individual capitals has become more apparent, and this found its reflection in deepening labour market segmentation. This process proceeds in accordance with a series of new structural aspects that became evident in the capitalist development during 1970s. Specific social control mechanisms, paradigm of labour process organization, and the spatial logic of capital realization that constitute, and distinguish the regime of accumulation in its historical specification have developed into barriers to the process of capital accumulation as the crisis of post World War II regime of accumulation had become more apparent. To get through the crisis, and start a fresh period of capital accumulation, turnover time of capital has been shortened, control over the working classes has been re-established, new methods for cost reduction have been implemented, and various social needs which had not been commodificated before have been subjected to exchange relationship in a manner encompassing the late industrialized world. As local capitalists’ demand for a tighter integration with international capital and transnational capitalists’ interests in diversification of the locations where their capital may get realized overlap, late industrialized part of the world including Turkey have become locations where the mentioned transformation process manifested itself in the most drastic fashion.