İlk dönem tefsir otoritelerinden Abdurrahmân b. Zeyd'in tefsirciliği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ABDULKADİR ÇOBAN

Danışman: Abdulhamit Birışık

Özet:

İLK DÖNEM TEFSİR OTORİTELERİNDEN ABDURRAHMÂN B. ZEYD'İN TEFSİRCİLİĞİ

İlk dönemden itibaren İslam’ı anlamak ve yaşamak isteyenler Kur’ân’a yönelmiş ve onun üzerinde yoğunlaşmıştır. Kur’ân’ı anlama çabası bu dönemde meyvelerini vermiş ve ilk müstakil tefsir eserleri telif edilmiştir. Bu müfessirler ve eserleri günümüzde araştırma konusu yapılarak erken dönem Kur’ân tefsirinin nitelik ve nicelik durumu ortaya konmaya çalışılmaktadır. Hadis ilmindeki katı kriterler sebebiyle cerh ve ta`dil âlimlerinin zayıf bir ravi olarak kabul ettiği Abdurrahmân b. Zeyd’in tefsir rivayetlerine müfessirler farklı yaklaşmış ve bir bilgi kaynağı olarak görüp eserlerine almışlardır. Abdurrahmân b. Zeyd’in tefsir rivayetleri incelendiğinde önceki âlimlerden yapmış olduğu nakillerin yanında bazı şahsi yorumlarının da olduğu hatta yer yer bu yönünün ağır bastığı gözlenir. O tebeu’t-tâbiîn döneminde Kur’ân’ı Kur’ân’la tefsir yöntemini en fazla kullanan müfessir olarak görülürken, aynı zamanda şiirle istişhâd yöntemini dönemi itibariyle en fazla kullanan müfessirlerdendir. Meseleye içerik olarak bakıldığında rivayetlerinin genel olarak garibu’l-Kur’ân tarzı lügavi bir şerh niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır.

Bu tezde bir yandan tefsirciliği hakkında yeterli çalışmalar yapılmamış olan Abdurrahman b. Zeyd bir ilim adamı olarak tanıtılırken öte yandan onun tefsir rivayetlerinin niçin ilk dönem müfessirleri tarafından geniş bir çerçevede nakledildiği konusu değerlendirilmiştir. Bu çerçevede ilk dönem tefsir literatürü içerisinde yer alan fakat günümüze kadar ulaşmayan et-Tefsîr ve en-Nâsih ve’l-Mensûh adlı eserleri bulunan Abdurrahman b. Zeyd’in rivayetleri, tefsir ilminin çeşitli konuları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda hem bir müfessir portresi ortaya konulmuş hem de tâbiûn dönemi sonrası yaşamış olan bir âlimin tefsir metodu ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.