Tahran Sefiri Ali Galib Bey’in merkezle muhâberât evrâkının (1893/1895) (transkripsiyon ve değerlendirilmesi)


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Dilek Şahin

Danışman: UFUK GÜLSOY

Özet:

VIII Ortadogu'nun en önemli uygarlık merkezlerinden birisini olusturan ran, son derece zengin bir kültüre sahip olup bu özelligini yüzyıllardır korumaktadır. Kaynaklardan Türklerle ilk münasebetlerinin Hunlar dönemine dayandıgını ögrendigimiz ranlıların Osmanlılarla iliskileri XIV. ve XVIII. Yüzyıllar arasında ran’a egemen olan Safevi Hanedanlıgı zamanında baslamıstır. Dönemin bu iki büyük gücü birbirlerine karsı denge politikası izleyerek Irak bölgesine hakim olmak istemis, söz konusu süreç XIX. Yüzyıla degin devam etmistir. XIX. Yüzyılda Osmanlı-ran münasebetleri yeni bir döneme girerek, bölge dısı devletler bölgede etkin bir rol oynamaya baslamıslardır. Söz konusu devletler, Osmanlı ve ran devletlerini siyasî, askeri ve ekonomik yönden etkilemis, ayrıca ekonomik yönden zayıf ran'ın yer altı kaynakları Avrupalı Devletlerin istahını kabartmıstır. Bu amaçla özellikle ngiltere ve Rusya'nın bölgede, nüfuzunu arttırmak için çesitli oyunlar oynadıgını görmekteyiz. Söyle ki: Rusların uzun zamandan beri kıskırttıgı Ermeni örgütlerinin faaliyetlerinin siddetini 1894-1896 yılları arasında arttırması; Ermeni ve Kürtlerin Osmanlı Devleti'ne karsı isyanları; iki devlet arasındaki “Sünni-Sii” zıtlasması; Dogu Anadolu'daki Osmanlı-ran sınırında yasayan bazı konar göçer asiretlerin sebep oldugu problemler; Nasıreddin Sah (1848-1896) döneminde ran’ın Irak Bölgesi’ne hakim olmak istemesi ayrıca bu bölge ile ngiltere ve Rusya’nın da ilgilenmesi iki devlet arasındaki barıs ortamının bozulmasına neden olmustur. XIX. Yüzyılın ikinci yarısında slam dünyasına karsı emperyalizm tehlikesinin belirmeye baslaması II. Abdülhamid'i birtakım tedbirler almaya sevk etmistir. Bu amaçla yani Osmanlı Devleti’nin bekasını saglamak ve idaresindeki Müslümanları emperyalizme karsı tek vücut haline getirmek için “ttihad-ı slam” politikasını izlemistir. ran ise sünnilerin egemenligine girip slam birligi içinde milli hüviyetini kaybetme korkusu gibi çekinceleri nedeniyle bu politikaya olumlu yaklasmamıstır. ste bu sıcak gelismelerin yasandıgı dönemde tezimizin ana kaynagını olusturan yazmanın müellifi Ali Galib Bey'in Tahran sefirligi esnasında (1893-1895) Osmanlı Devleti ile yaptıgı yazısmalar, önemli ayrıntı ve saptamaları içerdiginden dönemin siyasî ve sosyal ortamını birebir müsahede etmemizi saglamakta, Osmanlı-ran iliskilerine yeni bir bakıs açısı getirmektedir. Evrâkın baska bir nüshası bulunmamaktadır. IX Evrâkımız, müellif yazması olmakla birlikte diplomasi tarihi açısından da son derece önemlidir. Tezimiz, “Tahran Sefiri Ali Galib Bey’in Merkezle Muhaberât Evrâkı (1893-1895)” adlandırdıgımız evrâkın transkripsiyonu ve degerlendirilmesini ihtiva etmektedir. Evrâkın Latin alfabesi ile Türkçeye kazandırılması amaçlanmıstır. X ABSTRACT Constituting one of the most important civilization centers in Middle East; Iran has an extremely rich culture and remains these properties for centuries. As from the sources we learned that their first contact with Turks dates back to Huns Era ,Iranians’ relations with Ottomans started with the Safavid Dynasty era which dominated Iran between XIV. and XVIII. centuries. The two superpower of this era followed a balancing policy against each other and tried to control Iraq region, and the said situation continued until XIX. century. In XIX. century Ottoman-Iran relations entered to a new phase and states outside the region have begun to play active role in the region. Said states influenced the Ottoman and Iran States’ political, military and economic aspects, beside, economically weak Iran’s natural resources has swelled the appetite of European States. Because of this reason, especially United Kingdom and Russia had played various games for increasing their influences. Such as: The increase in the intensity of the activies of the Armenian organizations between the years of 1894 to 1896; Armenian’s and Kurdish revolts against Ottoman State ;Sunni-Shiite confrontation between the two states; problems caused by nomadic tribes which was stating in Eastern Anatolia and on the Iranian- Ottoman border; Iran’s desire to control the Iraq region during Nasıreddin Sah era (1886-1896), and the United Kingdom’s and Russian interests on this region led to deterioration of the peace environment between the two states. The emerging of imperialistic threats on Islamic world at the second half of the XIX. century, has led to II.Abdülhamit to take some measures. For this purpose, means, for ensuring the survival of Ottoman State and for gathering the Muslims in its administration as one body against imperialism , had followed “ttihad- ı slam”[Union of Islam] policy. Iran did not have positive approach to this policy due to drawbacks such as afraid of loosing national identity by entering this Sunni dominated Islamic Union. As Ali Galip Bey’s, the author of writing of the developments took place in this warm period which constitutes the main source of our thesis, correspondences with Ottoman State during his ambassadorship in Tehran (1893-1895) includes important details and determinations, it is enabling us to observe the political social climate of the XI period exactly, and brings a new perspective to Ottaman-Iranian relations. The documents do not have another copy. Our documents, as being the writings of author, it is also extremely important in terms of history of diplomacy. Our thesis contains the transcription and assessment of the “Tehran Ambassador Ali Galip Bey’s correspondence documents with Head Office (1893-1895)”. It was intended to gain the documents into Turkish with Latin alphabet.