Yargıtay uygulamasında muris muvazaası


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Onur İnci

Danışman: OSMAN GÖKHAN ANTALYA

Özet:

Ülkemizde miras bırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlem yapmasına bağlı olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklar geçmişte olduğu gibi günümüzde de yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu bakımdan muris muvazaası Türk hukukunda her zaman önemini ve güncelliğini koruyan ve yargı alanında iş yükünün de önemli bir kısmını işgal eden hukuki bir kurumdur. Böylesine öneme haiz, teorik ve pratik açıdan önemli bir konuyu, düzenleme konusunda yasa koyucu sadece 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası’nın 19. maddesi (Mülga 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 18.maddesi) ile yetinmiştir. Dolayısıyla hukukumuzda önemli bir yargısal iş yükü olup da hukuk sistemimize sükût eden bu konuda toplumsal ihtiyaçlara cevap verme ve ortaya çıkan sorun ve uyuşmazlıkları en uygun şekilde çözüme kavuşturma görevi öğreti ve uygulamaya düşmektedir. Tezimizin konusunu muvazaanın uygulamada çok sık karşılaşılan türlerinden biri olan muris muvazaasının Yargıtay kararları ışığında ne şekilde vücut bulduğu oluşturmaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünde muris muvazaası kavramının daha iyi anlaşılabilmesi için önce muvazaanın tanımı, unsurları, çeşitleri, hüküm ve sonuçları incelenmiştir. İkinci bölümünde ise muris muvazaası kavramı, mirasbırakanı muvazaalı işlem yapmaya yönelten nedenler, mirasbırakanın mirasçıları aleyhine yapabileceği muvazaalı işlemler ve uygulamada mirasbırakan tarafından yapılan hangi muvazaalı işlemlerin muris muvazaası kapsamında değerlendirildiği, muvazaalı olup da Yargıtay tarafından muvazaalı işlem kapsamında değerlendirilmeyen işlemlerin neler olduğu doktrin çerçevesinde ve Yargıtay kararları ışığında irdelenmiştir. Son olarak üçüncü bölümünde muris muvazaası nedeniyle açılacak iptal davasında görevli ve yetkili mahkeme, davanın tarafları, talep kapsamı, muris muvazaasının ispatına ilişkin özellik arz eden hususlar Yargıtay kararları kapsamında ele alınmıştır. -------------------- In our country, the inheritance of the inheritors, due to the hijacking of the inheritance in order to smuggle the goods resulting from the disputes continue to intense as in the past. In this respect, the legacy collusion is a legal institution that maintains its importance and up-to-date in Turkish law and occupies a significant part of the workload in the judicial field. A matter of such importance, theoretically and practically important, the legislator has only satisfied Article 19 of the Turkish Code of Obligations No. 6098 (Article 18 of the Repealed Law of Obligations No. 818). Therefore, it is an important judicial workload in our law and the duty of responding to social needs and resolving the problems and conflicts in the most appropri-ate way in this subject which is silent in our legal system falls on the practice. The subject of our thesis is deception , which is one of the most common types of the le-gacy deception, was embodied in the light of the Supreme Court decisions. In the first part of our study, in order to better understand the concept of deception collusion, the definition, elements, types, terms and results of the collusion were examined. In the second part, the concept of legacy collusion, the reasons directing the inheritor to make a collusion transaction, the possible transac-tions against the heirs of the inheritor, and the application of the collusion transactions made by the inheritor in the application, which is considered by the Supreme Court of Appeal and the pro-cedure of the Supreme Court. Lastly, in the third section, the court which is authorized and autho-rized in the cancellation case to be opened due to the muris collusion, the parties to the case, the scope of the request, and the issues regarding the proof of the muris collusion have been handled within the scope of the Supreme Court decisions.