İbn Kemal Paşa'nın "Risâle Li Hakkı'z-Zenâdıka" adlı eseri bağlamında Râfıza ve Zındıklara ilişkin görüşleri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Faruk Mergen

Danışman: MEHMET ÜMİT

Özet:

Hz. Peygamber’in vefatı akabinde Müslümanlar arasında bazı meseleler ortaya çıkmıştır. Bu meselelerin muhtemelen en önemlisi, kimin halife/imam olması gerektiği problemidir. Zaman içinde Hz. Ali’nin imâmetini savunanlar Şia adıyla anılan itikadî-siyasi bir kesimi oluştururken, buna mukabil Müslümanların çoğunluğunu teşkil eden ve ilk dört halifeyi hilafete geliş sırasına göre kabul edenler Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâati oluşturmuşlardır. Tarih boyunca Müslümanlar arasında iktidar mücadelesinde başta bu olmak üzere muhtelif hususlar araçsallaştırılmıştır. Bu çerçevede kimi mezhepler, ötekini müşrik, mülhid, dehrî, münafık veya zındık gibi isimlerle itham etmişlerdir. Bu bağlamda Osmanlı Devleti ve Safeviler arasındaki iktidar mücadelesi de, her iki devlet tarafından dinî zemine taşınarak yürütülmüştür. Bu bağlamda Osmanlı Devleti’nin önce Anadolu kazaskeri sonra şeyhülislamı olan İbn Kemal Paşa da gerek bu dönemde Kızılbaşlar ve Safevîlerle olan mücadelede gerekse İslam’a ters bir takım görüşlere cevap vermede etkin olmuştur. Biz bu çalışmamızda onun Râfızîler ve zındıklık olarak tabir ettiği bir takım görüşler hakkındaki fikirlerini Risâle li Hakkı’z-Zenâdıka adlı eseri bağlamında inceledik. Ehl-i Sünnet’in temsilciliğini üstlenen Osmanlı Devleti ile İmamiyye Şîası’nın temsilciliğini üstlenen Safevî Devleti mücadelesinin zirvede olduğu bir dönemde Kemalpaşazâde’nin eserini incelediğimiz bu çalışmamızda onun Kızılbaş Râfızîlerle ilgili kanaatleri, müellifin mezhebi kimliği ve içinde yaşadığı zaman-mekan, fikir-hadise irtibatı da göz önünde bulundurularak tetkik edilmeye çalışılmıştır. -------------------- A number of issues have arisen among Muslim groups after the death of the prophet Momammad. The most important of these, probably, was the matter of who should have been the imam/caliph after the prophet. As the time goes on, the advocates of Ali’s caliphate created the theological-political sect known as Shia whereas the large majority adopting the caliphate of first four caliphs respectively created Ahl al-Sunna wa-l-Jamâ’a. Throughout the history, this “imamate” matter was instrumentalized together with the various similar elements in the authority campaign among Muslim communities. In this context, some Islamic sects’ members accused others as being mushrik, mulhîd, materialist, hypocrite, zindîq etc. Similarly, Ottoman-Safawid political conflicts were perceived as religious issues by both Muslim states. In these circumstances, Ibn Kemal Pasha who was the qadi’asker (judge of the army) of Anatolia at the beginning and then Shaykh al-Islam played a critical role not only in the struggle with Qizilbash groups and the Safawids but also in the refutation of some non-Islamic arguments. This study analyzes his opinions about the groups he described as “zindîq” and/or Râfida within the context of his work Risâla li Haqq al-Zanâdiqa, during the peak period of the Ottoman-Safawid conflict which were the representatives of Ahl al-Sunna and Shia respectively. This study examines, at the same time, Ibn Kemal’s sectarian identity together with his opinions about Qizilbash groups and the Râfida by considering the time-place and idea-event connections.