Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: MEHMET ALİ ELÇİN
Danışman: Şebnem Erçalık Yalçınkaya
Özet:
Temporomandibular eklem rahatsızlıklarının (TMR) tanısı klinik muayene ve genellikle manyetik rezonans görüntülemenin (MRG) birlikte değerlendirilmesiyle konulmaktadır. Bu çalışmanın amacı 1) Temporomandibular Rahatsızlıklar İçin Araştırma Tanı Kriterleri'nin (TMR/ATK) etkinliğini ve 2) redüksiyonlu ve redüksiyonsuz disk deplasmanı (DD), kondil dejenerasyonu ve eklem içi efüzyonun birbirleriyle ilişkisini belirlemektir. Bu çalışmada; 18-54 yaş aralığında TMR şikayeti olan toplam 120 kişi (104 kadın, 16 erkek) TMR/ATK ve MRG ile değerlendirilmiştir [hasta grubu, n=90 (180 eklem) / kontrol grubu, n=30 (60 eklem)]. Görüntüler Siemens Symphony Maestro Class 1.5 T MRG cihazıyla, T1 ve T2 ağırlıklı sekanslarda, bilateral, ağız açık ve kapalı pozisyonda elde edilmiştir. T2 ağırlıklı görüntülerde değerlendirilen efüzyon alanı, efüzyon sınırları çizilerek bilgisayar yazılımı (Osirix® Dicom Viewer) aracılığıyla hesaplanmıştır. İstatistiksel analizler (ki-kare, kappa, ICC, McNemar, t testi) için SPSS 17.0 programı kullanılmıştır. Hasta grubunda MRG ile incelenen 180 eklemin 42'sinde redüksiyonlu DD, 75'inde redüksiyonsuz DD, 103'ünde kondil dejenerasyonu, 78'inde ise efüzyon saptanmıştır. Efüzyon saptanan eklemlerin %43,5'inde redüksiyonsuz DD (p=0,027), %70,5'inde kondil dejenerasyonu (p=0,005) izlenmiştir. Miyofasiyal ağrılı 123 eklemin %75,6'sında DD (p=0,0001), %69,1'inde kondil dejenerasyonu (p=0,0001) ve %52,8'inde efüzyon (p=0,0001) görülmüştür. İleri derecede efüzyon (3. derece; >0.4 cm2) izlenen tüm eklemlerde redüksiyonsuz DD ve dejenerasyon saptanmıştır. TMR/ATK ve MRG ile konulan tanıların istatistiksel olarak uyumsuz oldukları görülmüştür (sırasıyla ?=0,473; ?=0,217). Bu çalışmanın bulgularına dayanarak DD, kondil dejenerasyonu ve efüzyon arasında pozitif yönlü bir ilişkiden bahsedilebilir. Çalışmanın sonuçları TMR/ATK ile yapılan muayenenin yetersizliğine ve kesin tanıda MRG'nin gerekliliğine dikkat çekmektedir.