Türkiye’de iç borçlanma politikalarının mali sisteme etkisi ve istikrar politikiları


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2004

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Fatih Yılmaz

Danışman: MEHMET ALİ ÖZBUDUN

Özet:

Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye'de iç borçlanma politikalarının mali sisteme etkilerini ve ekonomide istikrarı sağlamak için uygulanan istikrar programlarını incelemektir. Günümüzde Modern Devlet anlayışı içerisinde devletler, her geçen gün daha da artan ihtiyaçların karşılanabilmesi için sürekli daha fazla harcama yapma zorunluluğundadır. Bu harcamalar ise devlet gelirleri ile yapılmaya çalışılmaktadır. Ancak kamu kaynaklarının kısıtlı olduğu gözönüne alındığında bu harcamaların finansmanı için iç borçlanma bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir çok ülke tarafından yaygınca kullanılan iç borçlanmanın ülkemizdeki tarihi oldukça eskidir. Osmanlı döneminden başlayıp Cumhuriyet tarihi boyunca süregelen iç borçlanma zamanla bir finansman kaynağı haline gelmiş, bu kaynağın amacı dışında ve aşırı şekilde kullanımı sonucunda ise ekonomide ciddi ve kalıcı sorunlar meydana ortaya çıkmıştır. İç borcun büyümesi ile birlikte devletin fon ihtiyacı artmıştır. Ancak ülkemizde finansal piyasaların yeterince derin olmaması nedeniyle, artan bu fon talebi zaman zaman karşılanamamıştır. Bunun sonucu olarak da faiz oranları aşırı derece artmış, bu artış da genellikle finansal krizlerle sonuçlanmıştır. Yine faiz oranlarındaki artışlarla birlikte kısa vadeli uluslararası sermaye ülkemize akın etmiş ve faiz getirisini elde ettikten sonra piyasalarımızdan çekilen bu fonlar krizlerin tetikleyicisi olmuştur. Faiz oranlarının yüksek olması neticesinde yatırımlara gitmesi gereken fonlar, risksiz ve yüksek getirili devlet iç borçlanma senetlerine yönlenmiştir. Bu ise ekonomide yatırımların azalmasına dolayısı ile üretim ekonomisinden ziyade bir faiz ekonomisinin oluşmasına neden olmuştur. Ekonomide yaşanan sorunlara siyasi istikrarsızlık da eklenince ülkemiz dört ay içerisinde iki büyük ekonomik şok yaşamıştır. Bazı ekonomistlere göre Cumhuriyet Türkiyesi'nin en büyük ekonomik krizleri olarak ifade edilen bu krizler sonrasında ekonomi ciddi şekilde hasar görmüştür. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan Millet Vekili Genel Seçimi sonrasında ülkemiz, ekonomik krizlerin de etkisiyle, uzun bir süreden sonra tek partili hükümet ile yönetilmeye başlanmış ve siyasi istikrar sağlanmıştır. Siyasi alandaki istikrar olumlu sonuçlarını ekonomide de göstermeye başlamıştır. IMF desteği ile yürütülen Enflasyon Hedeflemesi'ne dayalı istikrar programı sonuç vermeye başlamış ve enflasyon oranı hızla düşmüştür. 2004 hedefi yüzde 12 olarak belirlenen enflasyonun 2005 yılında tek haneli rakamlara indirilmesi hedeflenmiştir. Ekonomide stabilizasyonun sağlanabilmesi, ekonomi ve siyaset alanlarındaki istikrarın sürdürülmesinin yanı sıra, Avrupa Birliği Katılım Süreci'nde yaşanacak gelişmelere bağlı olmaya devam edecektir.