Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: BESİME KAYA
Danışman: ALİ COŞKUN
Özet:Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması sonucu yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş süreci oldukça sancılı olmuştur. Dünyada etkisini göstermeye başlayan milliyetçilik düşüncesi farklı ulusları bünyesinde barındıran Osmanlı İmparatorluğu’nun ontolojik varlığını tehdit etmiş ve yıkılma sürecini hızlandırmıştır. Osmanlı gibi meşruiyetini dini değerlere dayandıran ve İslâmî kimliğini sadece kültürel anlamda değil siyasal olarak da öne çıkartan bir yönetim şeklinden temel ilkelerinden biri Lâiklik olan Türkiye Cumhuriyeti’ ne geçiş sürecinde yapılan milliyetçilik ve İslamcılık tartışmaları o dönemin düşünce dünyasının anlaşılmasında büyük önem taşımaktadır. Zira bu konu günümüzde de güncelliğini korumakta ve sık sık karşımıza bir problem olarak çıkmaktadır. Seküler olarak ifade edebileceğimiz, dini referanslara gerek duymadan, devletin bekasını önceleyerek yeni düzene uyum sağlanması gerektiğini düşünenaydınlar için milliyetçilik anlayışını benimsemek çok da zor olmamıştır. Ancak, Osmanlı’nın yıkılışını kabullenememiş ve kurtarılması için çeşitli mücadele yöntemleri arayan Cumhuriyetdöneminin İslamcıları için milliyetçilik anlayışını kabullenme süreci daha pragmatik bir anlayışla ve İslami söylemle mündemiç bir şekilde ilerlemiştir. Bu tezde Cumhuriyet dönemi İslamcılarının milliyetçiliğe bakışlarını kendi söylemleri üzerinden değerlendirerek aktardık. Özel olarak Cumhuriyet dönemi İslamcılarının etkili isimlerinden olan Bediüzzaman Said-i Nursi, Mehmet Âkif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek üzerinden dönemin İslamcılarının milliyetçilik hakkındaki düşüncelerini anlamaya çalıştık. Tezimizde görüldüğü üzere; İslamcılık ve milliyetçilik kavramı her ne kadar birbirine zıt iki kavram olarak görülse de siyasi kaygılar ve sosyolojik yapı bu iki kavramı birbiriyle uyumlu hâle getirmiştir. -------------------- The transition to newly established Turkish Republic after decline of the Ottoman Empire, had been under painful process. The raising influence of nationalism over the world politics threatened ontological existence of Ottoman Empire which is composed of multi-ethnic units, and fastered her collapse. Debate on nationalism and pan-Islamism in the process of transition to Turkish Republic from Ottoman Regime, is crucial to comprehend then world of thought while on the one hand laicism is one of the fundamental principle of Turkish Republic, on the other hand the legitimacy of Ottoman Regime is based on religious values and highlighted her Islamic identity not just in the field of culture but also in political affairs. Moreoever this subject still matters in actuality and we often encounter this problem. It was not that difficult for intellectuals, who we might assume as secular and has in need of no religious references, to adopt the idea of nationalism for the sake of accommodating to new order with prioritized state perpetuity. However, at that time for pan-Islamist, who had not accepted the collapse of Ottoman Empire and was in search of finding out new struggle methods to save her, the process of accepting nationalist understandig proceeded with pragmatic end and in a style that intermingled with Islamic rhetoric. In this thesis we got acrossed how Pan-Islamists in the Republican Era viewed nationalism by recoursing their own discourses. We tried to understand that what sort of thought pan-Islamists developed against nationalism, especially through influential Pan-Islamist figures in Republican Era like Bediüzzaman Said-i Nursi, Mehmet Akif Ersoy and Necip Fazıl Kısakürek. As seen in our thesis, though the concept of Pan-Islamism and Nationalism are seen as two opposite concepts, political concerns and sociological structure made these two concepts coherent.