Hukuki yönden grev ve lokavtın uygulanma süreci ve sonuçları


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Özel Hukuk Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2003

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MAHMUT KABAKCI

Danışman: NURŞEN CANİKLİOĞLU

Özet:

Toplu iş sözleşmesi özerkliği düzeninin özgünlüğü, onun temel taşları grev ve lokavt haklarından kaynaklanmaktadır. Normalde iş sürecini durduran veya önemli ölçüde aksatan bu araçlar, genel olarak özel hukuk düzeni içinde hukuka aykırı eylemler olarak değerlendirilirler. Oysa ki bu hakların tanındığı ülkelerde, uygulanmaları hukuki yönden meşrudur. İşçi ve işveren tarafları, yürütecekleri toplu pazarlıkta bu araçları kullanarak iş ilişkisini kesintiye uğratmak suretiyle diğer taraf üzerinde meşru bir baskı kurarlar Uygulanacak grev ve lokavtın hukuka uygun kabul edilmeleri, bazı özel koşullara ve hukuki dayanaklara sahip olmasını gerektirir. Bir çok batı ülkesinde ayrıca düzenlenmesine gerek görülmeksizin, zaman içinde oluşan ve yargı organlarınca benimsenip yaşama geçirilen hukuka uygunluk ölçütleri ile uygulanmaktadırlar. Türk Hukukuna toplu pazarlık düzeni ve bu çerçevede grev ve lokavt, 1961 Anayasasından sonra girmiştir. Bunda ülkemizdeki yetersiz sanayileşme nedeniyle endüstri ilişkilerinin yerleşememesi temel nedendir. Belirtilen nedenle bu alanı ayrıntılı yasalarla düzenleme zorunluluğu ortaya çıkmış ve diğer yandan bu durum yasalarda sık sık değişiklikler yapılmasını gerektirmiştir. Bizi böyle bir çalışmaya sevk eden neden, 2822 sK.'da grev ve lokavtın kapsamlı yasak ve engellere tabi tutulmasına rağmen, uygulanmasının çok ayrıntılı kanuni düzene bağlanmış olmasıdır. Gerçekten hak sahipleri, uyuşmazlığın ortaya çıkışı ve ilgili olduğu iş/işyeri gibi yönlerden sınırlanan bu hakların kullanılması, şekle, süreye ilişkin ayrıntılı usul kurallarının hiç birinin atlanılmadan yerine getirilmesine bağlıdır. Bu sürece ilişkin en küçük ihmal, çoğu zaman ilgili grev veya lokavtın kanun dışı niteliğe bürünmesidir. Bu derece ağır bir yaptırım, bunların getirilme amacı ile çelişir haldedir. The system of collective labour agreement's autonomy is derived from the right to strike and lockout. Normally these tools which interrupt the working process, generally are evaluated as an unlawful action in the private law system. However, in the countries where these rights are legal, employers and employees dominate on the other side during the collective bargaining by interrupting the working process using these tools. The strike and lockout can be legaly acceptable as long as they have legal basis. İn most of western countries, they are carried out by jurisprudence without any special regulations. The collective bargaining, strike and lockout systems are included to the Turkish Law after 1961 constitution. The lack of industrialization and it's effects as insufficient industrial relations caused to that delay. Since the reason mentioned above, regulations in this area appeared as an obligation by detailed laws. And also this situation required lots of changes. Comprehensive prohibitions and very detailed regulations on the strike and lockout in the 2822 numbered law drove us to do this study. Usage of these rights depends on executing these detailed procedure rules without omitting any of them. Any neglect related to that process, makes the strike and lockout illegal. That much heavy sanction generally is contradiction with the main purpose of their existance.