Gündelik hayatın emek fragmanları: “uzak” filminin bir “işçi filmi” olarak eleştirel-görsel okuması


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Kemal Sarıtepe

Özet:

GÜNDELİK HAYATIN EMEK FRAGMANLARI: “UZAK” FİLMİNİN BİR “İŞÇİ FİLMİ” OLARAK ELEŞTİREL-GÖRSEL OKUMASI Antik Yunan’dan bu yana karanlık oda sistemi olarak bilinen camera obscura sistemi, fotoğraf makineleri ve kameraların icadıyla gelişim göstermiştir. 19. Yüzyılda Batı Avrupa’da teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak doğan sinema, zaman içinde hem endüstriyelleşmiş hem de sanat olma halini almıştır. Yeni bir imgeler ve göstergeler pratiği olarak sinema, kültür endüstrisi üzerinden tartışılmış, ideolojik aygıtlar bünyesinde tanımlanmıştır. Sinemayı ele alan çeşitli yaklaşımlar söz konusudur. Gilles Deleuze’ün zaman-imge kavramı üzerinden sinema, toplumsal ilişkiler üzerine bir düşünme faaliyeti olarak görülebilir. Bu bağlamda sosyal bilimler ile sinema arasında ortaklıklar kurulabilir. Toplumsal ilişkiler, disiplinlerin katı ayrımlarını aşan bir etkileşim üzerinden ele alınabilir. Sinemayla eşzamanlı olarak doğan kapitalizmin toplumsal sınıflarının izini beyazperde de sürmek mümkündür. İşçiler çeşitli temsil biçimleriyle gündelik hayatlarını ya da emek mücadelelerini ele alan filmlerle sinemada daima var olmuştur. Sinema endüstrisi içinde 1980’li yıllarda önemli dönüşümler yaşanmış, film üretim ve dağıtım süreçlerinde sermaye birikiminin ihtiyaçlarına cevap verebilecek mekanizmalar geliştirilmiştir. Türkiye sineması da bu dönüşüm süreçlerine içkindir. Endüstriyel üretimin yanı sıra, bir karşı çıkış olarak bağımsız film pratikleri ortaya konmuştur. Türkiye sinemasının yeni dalgası olarak görebileceğimiz, yeni bir yönetmenler kuşağının ortaya koyduğu filmleri toplumsal ilişkiler üzerinden ele almak anlamlıdır. Yeni yönetmenler kuşağının en önemli isimlerinden birisi olan Nuri Bilge Ceylan’ın ilk dönem filmleri bu çerçevede incelenmeye değerdir. Bu filmlerde katharsise dayalı temsiliyet mekanizmalarının ötesinde, emeğin çeşitli görünümlerini gündelik hayatın sorunları, kişilerin duyguları, içinde bulundukları sosyal atmosfer üzerinden tartışmaya konu etmek anlamlıdır. Zaman-imge sinemasının bir örneği olarak bu filmler, işçi filmi kavramı üzerine de yeniden düşünme fırsatı vermektedir. Anahtar Kelimeler : Zaman-imge, Bağımsız Film, Temsil, Uzak, İşçi Filmi, Kültür Endüstrisi, ABSTRACT LABOR FRAGMENTS OF DAILY LIFE: CRITICAL-VISUAL READING OF “DISTANT” AS A “LABOR FILM” Since ancient Greek, the camera obscura system, known as the darkroom system, has been developed through the invention of photographic machines and cameras. As a result of technological developments in Western Europe in the 19th century, cinema has become both industrialized as well as an art. As a new imagery and presentations practice, cinema has been defined within the context of ideological devices, discussed through the culture industry. There are several approaches to defining cinema. Through Gilles Deleuze’s ‘time-image’ concept, a cinema can be seen as an activity of thinking about social relations. In this context, there can be some commonality established between social sciences and cinema. Social relations can be addressed through an interaction that transcends the strict divisions of disciplines. It is possible to trace the social classes of capitalism on screen, which was born concurrently with cinema. Workers have always existed in various forms of representation in the cinema, with films that deal with their everyday life or labour struggles. During the 1980s a significant transformation took place within the cinema industry and a new mechanism were developed to meet the needs of capital accumulation in film production and distribution processes. Turkish cinema is also intrinsic to these transformation processes. In addition to industrial production, independent film practices have been put forward as a contrarian output. It is meaningful to look at these films through social relations, as we can see from a new wave of Turkish cinema, produced by a new generation of filmmakers. One of the most important names of this new generation is Nuri Bilge Ceylan, whose first period films were worth to examining in this framework. In these films beyond the catharsis-based representation mechanisms, it is meaningful to discuss various aspects of labour through the problems of everyday life, the feelings of the people and the social atmosphere they are in. As an example of time-image cinema, these films also give a chance to rethink the labor film concept. Keywords : Time-image, Independent Film, Representation, Distant Labor Film, Culture Industry