Yunan uyrukluların Türkiye'den sınır dışı edilmeleri (1964-1965)


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ALPASLAN REMZİ KALLİMCİ

Danışman: BÜLENT BAKAR

Özet:

Türkiye, Atatürk ve Venizelos döneminde Yunanistan ile olan sorunlarını 1930 senesinde halletmiş ve bir dizi antlaşma imzalamıştı. Bu anlaşmalardan biri de Türkiye'de ve Yunanistan'da iki ülkenin vatandaşlarının durumlarının nasıl olacağı ile ilgiliydi. Bu antlaşmayla (İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Mukavelenamesi) Türkiye'de Yunan vatandaşları ikamet edebilecekti. Bu antlaşma Türk Kamuoyu tarafından Kıbrıs meselesinin zorlu bir safha halini aldığı ve Makarios tarafından Zürih ve Londra antlaşmalarının kaldırıldığı bir dönemde tekrardan hatırlanmıştır. Kıbrıs'ta 1963 Aralık ayının son günlerinde tarihe "Kanlı Noel" olarak geçen olaylar yaşanmış, Rum terör örgütü EOKA Kıbrıs'ta Türkleri katletmeye başlamıştı. Yunanistan'ın da bu dönemde Makarios yönetiminden yana tavır koyması Türkiye'de Yunan vatandaşlarının durumunu sorgulanır hale getirmişti. Türkiye 1964 senesinin başından itibaren Kıbrıs meselesini bir Türk – Yunan meselesi olarak görmüş ve ona göre kararlar almıştır. Bunlardan ilki 16 Mart 1964 tarihinde İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Mukavelenamesi'ni feshetmek olmuştur. Bundan hemen sonra 6 Nisan 1964 tarihinde daha önce yine iki ülke arasında imzalanmış olan Vize Anlaşması da kaldırılmıştır. Böylece Türkiye'de yaşayan Yunan vatandaşları antlaşmaya göre 6 ay sonra sınır dışı edileceklerdir. Fakat bu böyle olmamış sınır dışı etmeler, bazı Yunan vatandaşlarının zararlı faaliyetleri gerekçesiyle, erkenden uygulanmaya başlamıştı. Yunan vatandaşları sınır dışı edilirken Türkiye gene Yunanistan'ı sıkıştırmak için bir hamle daha yapmış, Karasularını 3 milden 6 mile çıkarmıştır. Gençlik teşekkülleri Kıbrıs'ta yaşanan olaylardan etkilenerek milliyetçi bir tepkiyle Yunan vatandaşlarına karşı iktisadi boykot çağrısı yapmıştır. Türkiye'nin Yunan vatandaşlarını sınır dışı etme kararı Türk basınında da mecliste de çokça tartışılmıştır. Hem iktidar hem de muhalefet olmak üzere tüm kamuoyu Yunan uyrukluların sınır dışı edilmesi meselesinde Hükümetten yana tavır koymuştur. 1965 senesinin Nisan ayında Türkiye'de kalan Yunan vatandaşlarının durumu Kıbrıs'ta çatışmaların tekrardan başlamasıyla yeniden gündeme gelmiştir. Bu sefer tartışmalara Patrikhanenin de sınır dışı edilmesi eklenmiş ancak Patrikhaneye dokunulmamıştır. Türkiye'den 12.592 Yunan vatandaşı bu bir yıllık dönemde ya sınır dışı edilmiş ya da kendileri ikamet hakkının bitmesiyle Türkiye'den ayrılmıştır. ABSTRACT Turkey had resolved all problems with Greece during the time of Atatürk and Venizelos, in 1930 and had signed a series of agreements with Greece. One of the agreements involved the status of the citizens of these countries living in the other country. According to this agreement (İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Mukavelenamesi/ Agreement Concerning Residence, Commerce and Circulation), Greek citizens would be able to reside in Turkey. This agreement was once more remembered by the Turkish public opinion during the time when the Cyprus problem became a challenging issue and when the Zurich and London Agreements were declared void by Makarios. On the final days of December 1963, the events which were later to be called "the Bloody Christmas" occurred in Cyprus and the Greek terrorist organization EOKA started to massacre the Turkish Cypriots. The fact that the Greek Government stood beside the Makarios administration during this period resulted in putting the position of the Greek citizens in Turkey in jeopardy. Since 1964, Turkey has considered the Cyprus problem a Turco-Greek issue and has taken its decisions accordingly. The first of these decisions was to annul the Agreement Concerning Residence, Commerce and Circulation on 16 March 1964. Following this, the Visa Agreement signed between the two countries was also cancelled on 6 April 1964. Accordingly, the Greek citizens residing in Turkey were to be deported in 6 months' time. However, this did not work out as such, and deportations were put into effect earlier, on the grounds of harmful activities by some Greek citizens. As the Greek citizens were being deported, Turkey made another move to put pressure on Greece, which was to extend the limits of her territorial waters from 3 miles to 6 miles. Youth organizations, having been influenced by what had happened in Cyprus, invited the public opinion to practice economic boycott on the Greek citizens living in Turkey. Turkey's decision to deport the Greek citizens was much debated in the Turkish press and Parliament. The whole public opinion, both on the side of the Government and the opposition sided with the Government on the issue of deporting the Greek citizens. In April, 1965 with the clashes restarting in Cyprus, the status of the Greek citizens who remained in Turkey once more became an issue. This time the Patriarchate was also included in the discussions of deportation, but the Patriarchate remained excluded. 12,592 Greek citizens were either deported or having concluded their term of residence, left Turkey in the course of one year.