LÜBNAN’DA FEMİNİZM İDEOLOJİSİ VE KADIN HAREKETİNİN TARİHSEL SÜRECİ


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü, Ortadoğu Sosyolojisi ve Antropolojisi Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Öznur Durukan

Danışman: Ömer Faruk Gençkaya

Özet:

Tarih boyunca, insanın toplumsal gelişimi ele alındığında “ezen-ezilen” “yöneten-yönetilen” “alt sınıf- üst sınıf” kategorilerinde insanlar arasında hiyerarşilerin olduğu gerçeğiyle karşılaşmaktayız. Bu iktidar ilişkilerinin kurulmasını sağlayan en önemli faktörlerden biri de cins farklılıklarıdır. Kadın hareketi; cinsiyetler arasındaki bu hiyerarşiyi ortadan kaldırmak, ikincil kategorilerinden kurtularak erkeklerle eşit statüye ve haklara kavuşmak amacıyla örgütlenmeleridir. Bu örgütlenme her bölgede, ülkede kendine ait bir feminist ideolojik altyapısı ve dili kurarak ve farklı tarihsel süreçlerden geçerek gerçekleşmiştir. Din ve mezhep çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Lübnan’da kadın hareketi deneyimi içinde birden fazla değişkenin mevcut olduğu bir mücadelenin örneği olmuştur. Dini, mezhebi fark etmeksizin her kadının cinsiyetçi uygulamalarla karşılaşabileceği ve yine dini ve mezhebi fark etmeksizin her kadının aynı bilinç ve dayanışma ruhuyla bir araya gelebileceğini de göstermiştir. Bu tez; Lübnan’da kadınların tarihten günümüze kadar değişen statülerini, bu değişen süreç içerisinde maruz kaldıkları ayrımcılıkları, eşitsiz uygulamalara karşı nasıl tepki gösterdiklerini ve örgütlendiklerini araştırmayı hedeflemektedir. Tezin amacı toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin sadece tek bir dinin  tekelinde kalmadığını, her dinde ataerkil düzenin olduğunu, daha da ötesi bunun toplumsal tabandan kaynaklandığını  kanıtlamaktır.  Ayrıca Lübnanlı kadınların tüm farklılıklarına karşın yan yana geldiklerini ve bu bağlamda Lübnan’da kadın hareketinin feminizmin özünü oluşturan kızkardeşlik ve dayanışma kavramlarını temsil ettiklerini göstermektir.Tarih boyunca, insanın toplumsal gelişimi ele alındığında “ezen-ezilen” “yöneten-yönetilen” “alt sınıf- üst sınıf” kategorilerinde insanlar arasında hiyerarşilerin olduğu gerçeğiyle karşılaşmaktayız. Bu iktidar ilişkilerinin kurulmasını sağlayan en önemli faktörlerden biri de cins farklılıklarıdır. Kadın hareketi; cinsiyetler arasındaki bu hiyerarşiyi ortadan kaldırmak, ikincil kategorilerinden kurtularak erkeklerle eşit statüye ve haklara kavuşmak amacıyla örgütlenmeleridir. Bu örgütlenme her bölgede, ülkede kendine ait bir feminist ideolojik altyapısı ve dili kurarak ve farklı tarihsel süreçlerden geçerek gerçekleşmiştir. Din ve mezhep çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Lübnan’da kadın hareketi deneyimi içinde birden fazla değişkenin mevcut olduğu bir mücadelenin örneği olmuştur. Dini, mezhebi fark etmeksizin her kadının cinsiyetçi uygulamalarla karşılaşabileceği ve yine dini ve mezhebi fark etmeksizin her kadının aynı bilinç ve dayanışma ruhuyla bir araya gelebileceğini de göstermiştir. Bu tez; Lübnan’da kadınların tarihten günümüze kadar değişen statülerini, bu değişen süreç içerisinde maruz kaldıkları ayrımcılıkları, eşitsiz uygulamalara karşı nasıl tepki gösterdiklerini ve örgütlendiklerini araştırmayı hedeflemektedir. Tezin amacı toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin sadece tek bir dinin  tekelinde kalmadığını, her dinde ataerkil düzenin olduğunu, daha da ötesi bunun toplumsal tabandan kaynaklandığını  kanıtlamaktır.  Ayrıca Lübnanlı kadınların tüm farklılıklarına karşın yan yana geldiklerini ve bu bağlamda Lübnan’da kadın hareketinin feminizmin özünü oluşturan kız kardeşlik ve dayanışma kavramlarını temsil ettiklerini göstermektir.