Milli Sinema'da hidayet anlatısı


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Süleyman Salih Şahin

Danışman: YUSUF ZİYA GÖKÇEK

Özet:

Türk sinemasında 1960’larla birlikte toplumsal fikir hareketlerinin bir izdüşümü olarak çeşitli akımlar ortaya çıkmıştır. Bu akımlardan birisi olan Milli Sinema, 1964 yılında Yücel Çakmaklı’nın bir yazısıyla kavram olarak ortaya çıkmış, ilk örneğini de 1970 yılında Birleşen Yollar filmiyle vermiştir. Bu akım daha sonra Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Sinema Kulübü tarafından da benimsenmiş ve savunulmuştur. İslami Sinema, İslamcı Sinema, Beyaz Sinema gibi çeşitli isimlendirmelerden sonra Milli Sinema en çok kabul gören kavram olarak ön plana çıkmıştır. Milli Sinemacılar, o dönem Yeşilçam sinemasına ve sol düşünce merkezli sinema akımlarına karşı geleneksel milli kültürü önceleyen, İslami bir ahlak ve düzen eksenli filmler yapılması gerektiğini vurgulamışlardır. Yücel Çakmaklı, Mesut Uçakan, Salih Diriklik, Mehmet Tanrısever, İsmail Güneş, Nurettin Özel, Metin Çamurcu gibi yönetmenler 1970’ten 2000’li yıllara kadar Milli Sinema anlayışıyla film yapan yönetmenlerdir. Yine 1970’lerin başında ortaya çıkan hidayet romanlarının seyrine paralel bir şekilde, dönemsel siyasi ve toplumsal koşullara göre değişkenlik gösterse de Milli Sinema filmlerinde en baskın tema olarak “hidayet” konusu işlenmiştir. Bu çalışmada, Milli Sinema’daki baskın tema olan hidayetin nasıl bir anlatıya dönüştüğünü, hidayetin ele alınış şekli, hidayete yüklenen dönemsel anlamlar, filmlerde hidayetin görünümleri, hidayet sebepleri, hidayete sevk eden kaynaklar, tarihsel eleştiri yaklaşımı kullanılarak ve dönemin sosyo-politik bağlamı düşünülerek ele alınmıştır. -------------------- In Turkish cinema, various movements appeared as a reflection of social intellectual movements in 1960s. National (Milli) Cinema, one of those movements, came into existence as a concept in an article of Yücel Çakmaklı in 1964 and Birleşen Yollar (1970) was the first example of Milli cinema. This movement was later adopted and supported by The National Turkish Students Union Cinema Club. After being named as Islamic cinema, Islamist cinema, White cinema; ‘Milli Cinema’ appeared to stand out as the most accepted name. Milli Cinema directors put emphasis on the need of movies that prioritize traditional culture and that have Islamic morals and manners against Yeşilçam and the left-wing movies. Directors such as Yücel Çakmaklı, Mesut Uçakan, Salih Diriklik, Mehmet Tanrısever, İsmail Güneş, Nurettin Özel, Metin Çamurcu contributed to Milli Cinema from 1970 until 2000s. With the Hidayah novels that appeared in early 1970s, ‘hidayah’ became the predominant theme of Milli Cinema, although it differed according to the political and social conditions of that time. In this work, how hidayah that is the predominant theme of Milli Cinema became a narrative, the approach to hidayah, attributions of a meaning to hidayah in different times, appearance of hidayah in movies, reasons of hidayah, resources and contacts that lead to hidayah are discussed by using historical-critical method. Socio-political conditions of the period were also taken into consideration.