Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2014
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Tuğba Karartı Günal
Danışman: ALPER KARARMAZ
Özet:Pediyatrik Hastalarda Kullanılan Kaflı ve Kafsız Endotrakeal Tüpün Karşılaştırılması Amaç: Bu çalışmamızda uygun boyutta ETT seçiminde, yaş ve kilo bazlı formüllerin, serçe parmak çapının, USG ile ölçülen subglottik çapın ve son olarak laringoskopi sırasında gözlem yaparak tahmin yöntemlerinden hangilerinin uygun boyutta tüpü saptamada daha etkin olduğunu bulmaya çalıştık. Ayrıca kaflı ve kafsız tüpleri komplikasyonlar yönünden karşılaştırdık. Son olarak, ultrasonografik olarak ölçtüğümüz subglottik çap ile endotrakeal tüp dış çapı arasındaki farkın hava yolu komplikasyonlarıyla olan ilişkisini araştırdık. Gereç ve Yöntem: Genel anestezi altında opere olacak ve endotrakeal entübasyon uygulanacak, 6 ay-5 yaş arası, 133 çocuk çalışmaya dahil edildi. Hastalar randomize olarak kaflı ya da kafsız entübe olanlar Ģeklinde iki gruba ayrıldı. Hastalar % 100 oksijen altında yüz maskesi ile ventile edilirken ultrason ile transtrakeal subglottik çap ölçümü yapıdı. Entübasyon öncesi tüp hazırlığı için yaĢ bazlı formüller kullanıldı. Entübasyonda kullanılacak tüp direk laringoskopi sırasında gözleme dayalı olarak seçildi ve hastalar endotrakeal yoldan entübe edildi. Kumpas yardımıyla ölçülen serçe parmak distal falanks çapı kaydedildi. Gözleme dayalı olarak seçilen ilk tüp numarası, entübasyon sayısı, tüp değişim gerekçeleri ve uygun olduğuna karar verilen son tüpün numarası kaydedildi. Ekstübasyon sonrası laringospazm, stridor ve krup kaydedildi. Bulgular: Yaş bazlı formüllerin doğru endotrakeal tüpü saptama oranları %5-43; kilo bazlı olanların ise %25-38 olarak saptandı. Kullandığımız tüm yöntem ve formüllerin içinde uygun endotrakeal tüp boyutunu en iyi tahmin eden yöntem ultrosonografi ikinci olarak da gözlem metodu olarak bulundu. Subglottik çap ile tüpün dıĢ çapı arasındaki fark 1.95 mm‟nin üstüne çıktığı hiçbir hastada postoperatif stridor gözlemedi. Yine bu iv çapın 2.3 mm üstüne çıktığı hastalarda kaçak miktarı % 30‟u geçti. En çok kaçak nedeniyle tüp değiĢtirildi. Kafsız tüplerde kaçak miktarı ve reentübasyon oranı kaflı tüp kullanılan gruba göre anlamlı derece yüksek bulundu (p<0.0001). Komplikasyon açısından değerlendirildiğinde iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi. Sonuç: YaĢ ve kilo bazlı formüllerin doğru endotrakeal tüp saptamadaki baĢarıları düĢüktür. Ultrasonografi ile ölçülen subglottik çap ve direkt gözlem yöntemi, uygun tüp boyutu belirlemede diğer yöntemlerden daha baĢarılıdır. Tüpün kaflı veya kafsız olmasının havayolu komplikasyonları üzerine anlamlı bir etkisi yoktur. DıĢ çapı subglottik çaptan 1.95 mm küçük tüplerin seçilmesi ile postoperatif hava yolu komplikasyonları azaltılabilir. Anahtar Kelimeler: Endotrakeal tüp, pediyatrik hasta, ultrasonografi, subglottik çap, havayolu komplikasyonları SUMMARY Comparison of Cuffed and Uncuffed Endotracheal Tubes in Pediatric Patients Objective: In this study, we aimed to determine the most efficient method, among which are age and weight based formulas, fifth finger diameter, measurement of subglottic diameter with ultrasound and estimating the size by inspection during laryngoscopy, to choose the appropriate endotracheal tube size. We also compared cuffed and uncuffed tubes by the complications encountered. Finally, we tried to determine the relation of the difference between the subglottic diameter measured by ultrasound and outer diameter of endotracheal tube on airway complications. Methods: 133 children aged between 6 months to 5 years, who were to be endotracheally intubated and operated under general anesthesia were enrolled in the study. Patients were randomized into two groups as intubated with a cuffed or uncuffed endotracheal tube. Transtracheal subglottic diameter measurement was carried out by ultrasound while the patient was ventilated via facemask with 100% oxygen. Endotracheal tube selection was executed according the formulas regarding age before the intubation. The size of the endotracheal tube was determined by inspection during direct laryngoscopy and then patients were intubated. The diameter of the distal phalanx of the fifth finger was measured by a caliper and recorded. The size of the endotracheal tube determined by inspection, number of intubation attempts, the reason of changing the endotracheal tube and the size of the tube considered to be appropriate in the end, were also recorded. Laryngospasm, stridor and, croup encountered after extubation were also noted. Results: The success rates in detecting appropriate endotracheal tube size were lower when age based and weight based formulas were used (% 5-43 and % 25-38, vi respectivelly). Measuring the subglottic diameter by ultrasound was the best, inspection method was the second best method of all the methods and calculations we have used to estimate the appropriate size of the endotracheal tube. None of the patients suffered postoperative stridor if the difference between his subglottic diameter and external diameter of the endotracheal tube used is above 1,95 mm. Also, if this difference is above 2,3 mm, the leak was more than 30%. Leakage was the leading cause of tube switching. Uncuffed tubes had statistically higher rates of reintubation and higher amount of leakage as compared to cuffed tubes (p<0.0001). There was no statistical difference between the two groups in regard of complications. Result: Age and weight based formulas have low success rates in detecting appropriate endotracheal tube size. Measuring subglottic diameter by ultrasound and direct visualization are better than the other methods in assessing the correct tube size. Having the tube uncuffed or cuffed has no significant effect on airway complications. Postoperative airway complications may be diminished if tubes, which have an external diameter 0,95mm less then subglottic diameter, are preferred. Key Words: endotracheal tube, pediatric patient, ultrasonography, subglottic diameter, airway complications