Kamu hizmetlerinin görülmesinde Yap-İşlet Devret modeli


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2000

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Yasin Sezer

Danışman: TURAN YILDIRIM

Özet:

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI KAMU HİZMETLERİNİN GÖRÜLMESİNDE YAP-İŞLET-DEVRET- MODELİ (Doktora Tezi) YASİN SEZER DANIŞMANI: PROF.DR. TURAN YILDIRIM İSTANBUL-2000 Son yıllarda bir çok ülkede kamu hizmetlerinin özel sektöre gördürülmesine yönelik artan bir eğilim vardır. Bunun önde gelen nedeni, kamu fonlarının kıt olması ve devletin küçültülmesi yaklaşımıdır. Devletin hemen her hizmeti yüklenmesi kamu harcamalarının artmasına neden olmuştur. Bu nedenle, 1980'li yılların başlarından itibaren, büyük finansal kaynak gerektiren projeler için özel sektörün olanaklarından yararlanmanın yollarını araştırmaya başlamıştır. Yap-işlet-devret (YİD) modeli bu arayışlara bağlı olarak geliştirilen bir modeldir. Yap-işlet-devret modeliyle, yeterli kaynağı olmayan kamu yatırımlarında özel kesimin payı artırılarak, kamu finansman yükünün hafifletilmesi hedeflenmektedir. Modelin uygulandığı projelerin en yaygın örnekleri yollar, köprüler ve limanlar yapımıdır. İyi bir kamu-özel sektör ortaklığı olan YİD modelinde idarenin katılımı daima gereklidir. İdare, projeye hissedar olarak, borç vererek veya işletici olarak katılabilmekte ya da risklerin bir bölümünü üstlenebilmektedir. Bu nedenle, YİD modelinde idare ile özel hukuk kişileri arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisine dönüştüğü söylenebilir. YİD modelinde idarenin ortak olması, idarenin sürekli denetim yapmasını sağlayabileceği gibi devlet desteklerinin alınmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca, proje şirketinin sponsorlardan her hangi birine tamamen bağımlı olmasını engeller. YİD modelinin hukuki alt yapısını 3096, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar oluşturmaktadır. Ancak hukuki alt yapının yeterli olduğunu söylemek imkansızdır. YİD bir sözleşme değil, bir modeldir. YİD modelinde idare ile görevli şirket arasında çıkan uyuşmazlıklar, yargı yoluyla ya da tahkim yoluyla çözümlenebilir. İdare, YİD projelerinin başarılı olmasını istiyorsa, öncelikle bürokrasiyi azaltıcı tedbirler almalıdır. Bu amaçla, YİD projelerinde danışmanlık yapmak üzere bir birim oluşturmalıdır. Modelin daha hızlı işlemesini sağlamaya yönelik olarak tip sözleşmeler hazırlanması gibi kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmalıdır. YİD modelinde tesisin devir süresi oldukça uzundur. Yaklaşık 30 yıllık bir işletme döneminden sonra tesisin idame için önemli bir rehabilitasyon gerekebilir veya işletilebilmek için yeni bir tesisin gerektirdiğinden daha fazla kaynağı gerektirebilir. Örneğin, bir elektrik santralinde elektrik üretme metodunun modası geçmiş olabilir. Böyle bir durumda karşısında idarenin sözleşme süresince aktif katılımı tesisi standartlarda koruyabilir. ABSTRACT In recent years, there has been an increasing trend towards making many public services done by private undertakings. The main reason for the emergence of this development is the relative scarcity of available public funds for the fulfilment of those public services, costs of which have increased over the years due to largely spread of governmental activities. The resultant approach, commonly accepted after the beginning of 1980s, is, on the one hand, to limit the responsibilities of the government to a few main areas, and on the other hand, to search for the possible ways to use the resources of the private undertakings in financing large projects requiring giant amount of funds. Built-Operate-Transfer (BOT) model is an invention of that kinds of search. It aims at loosening the task of the Government to finance public investments, finance of which available public funds is insufficient for, by increasing the share of private undertakings in those investments. Most common examples of schemes financed by BOT model are those to build motorways, bridges, and ports. It is always necessary for the Government to participate to the project in BOT model which constitutes a good example of the partnership between the public and the private sectors. This participation can be via one of these forms: being a shareholder, giving loans, being an operator of the utility, or undertaking some of the risks derive from the project. While providing the opportunity of the permanent monitoring by the Government on the project, it also creates many advantages such as making governmental incentives and supports easily given or preventing the scheme from being fully dependant to one of the sponsoring parts. It can be said that the relationship between the Government and private parts in BOT model reflects a partnership relationship. In Turkey, the Legal Codes of 3096, 3465, and 3996 constitutes the regulatory framework for BOT model but it can not be said that these Codes are inclusive and effective enough due to fact that BOT is a model, not a contract. In this model legal disputes between the Government and the private part (or parts) of the project can be solved either by the court or by arbitrary