Gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladıkları para politikalarının gelişmekte olan ülkelerin makroekonomik kırılganlıklarına etkisi Türkiye örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Seher Baday

Danışman: GÖKHAN IŞIL

Özet:

20. yüzyılın başlarından itibaren dünyada ticaret hacmi genişlemeye başlamıştır. Ticaret hacminde görülen bu genişme ile birlikte, ülkelerin birbirleriyle olan mal-hizmet hareketleri ve dolayısıyla para transferleri de artmıştır. Yaşanılan bu gelişmeler ve ülkeler arasında artan para transferi, uluslararası finans ve uluslararası bankacılık kavramlarını ortaya çıkarmakla birlikte, ülkelerin ekonomik entegrasyonunun hız kazanmasını sağlayarak, 1970’li yıllardan itibaren dünyada finansal liberalizasyon süreci başlatmıştır. Bu durum ülkelerin özellikle parasal açıdan birbirlerine olan bağımlılıklarını arttırmaya başlamıştır. Gelişmekte olan ülkelerde bu bağımlılık durumu etkisini daha çok hissettirmiştir. Bu ülkelerin cari açıkları, dış borçları, ithalat ihracat dengelerinin gelişmiş ülkelere göre daha çalkantılı olması, sıcak paraya olan gereksinimlerini arttırmıştır. Finansal liberalizasyon sürecindeki sıcak para akışlarında da küresel ekonomi kendini göstermektedir, sebebi ise gelişmiş ülkelerin etkisinde olan gelişmekte olan ülkelerin bağımlılıklarının artmasıdır. Bu noktada bağımlılığı artan ülkeler gelişmiş ülkelerin krizlerinden de ekonomik polikalarından da daha kolay etkilenir hale gelmişlerdir. 2008’de ABD’de başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alarak küresel ekonomik krize dönüşen Mortgage Krizi buna verilebilecek örneklerdendir. Bunun yanı sıra gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladıkları ekonomi politikaları da küresel finansal sistem içerisinde para hareketlerini etkileyebilmekte ve bu durum özellikle sıcak paraya ve dövize ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkeleri etkileyebilmektedir. Finansal sistemde meydana gelen para hareketliliğinden daha kolay etkilenen bazı gelişmekte olan ülkeler kırılgan ülkeler kategorisinde yer alırlar. Bu ülkelerde cari açık, enflasyon oranı, döviz rezervleri, yurtiçi kredi büyümesi, kamu borçları gibi belli başlı göstergeler kırılganlığın tespitinde kullanılmaktadırlar. Küresel piyasada meydana gelen bir ekonomik krizde ya da değişen bir ekonomi politikasında, bağımlı ülkelerin tepkileri ve kırılganlık seviyeleri bu göstergeler aracılığı ile daha kolay tespit edilebilmektedir. Bu çalışmada, özellikle gelişmekte olan ülkelerde görülen makroekonomik kırılganlıkların sebeplerine, göstergelerine ve buna karşılık alınabilecek önlemlere değinilmiştir. Bunun yanı sıra Gelişmiş ülkelerin uyguladıkları para politikalarının, gelişmekte olan ülkelerin makroekonomik kırılganlıklarına etkisi incelenmiştir. Bu bağlamda gelişmiş ülke olarak ABD Merkez Bankası (FED) ve Gelişmekte olan ülke olarak Türkiye ele alınmıştır. Literatüre bağlı olarak yapılan veri analizinde, FED’in bağımsız değişken olarak belirlenen para arzı ve faizin, Türkiye’de döviz kuru, döviz rezervi ve faiz oranı olarak belirlenen bağımlı değişkenleri etkilediği tespit edilmiştir. -------------------- Since the beginning of the 20th century, the volume of trade in the world has begun to expand. With this expansion in trade volume, goods-service movements of countries and money transfers have increased. These developments and the increasing money transfer between the countries brought out the concepts of international finance and international banking, and accelerated the economic integration of the countries and started the process of financial liberalization in the world since the 1970s. This situation has started to increase the interdependence of countries especially in monetary terms. In developing countries, this dependence has more impact. Current account deficits, foreign debt and import-export balances of these countries are more turbulent compared to developed countries, increasing their need for hot money. The global economy also manifests itself in the hot money flows in the process of financial liberalization, which is caused by the increasing dependency of developing countries under the influence of developed countries. At this point, the countries whose dependence increases have become more susceptible to the crises of the developed countries and their economic policies. The Mortgage Crisis, which started in the USA in 2008 and became a global economic crisis by affecting the entire world, is one of the examples that can be given. In addition, the economic policies implemented by the central banks of developed countries may affect the movements of money in the global financial system and this situation may affect especially developing countries in need of hot money and exchange rate. Some developing countries, which are more easily affected by the money movement in the financial system, are considered in the category of fragile countries. Main indicators such as current account deficit, inflation rate, foreign exchange reserves, domestic credit growth and public debt are used in the determination of fragility. The response and fragility levels of the dependent countries in an economic crisis or changing economic policy in the global market can be more easily determined by these indicators. This study discusses the causes of macroeconomic vulnerabilities observed particularly in developing countries as well as the measures that could be taken against such vulnerabilities. Additionally, the study investigates the effect of monetary policies implemented by developed countries on the macroeconomic vulnerabilities of developing countries. Within this context; the cases of the United States of America Federal Reserve (FED) and Turkey have been studied as the developed and the developing countries, respectively. The data analysis conducted through the existing literature demonstrates that the money supply and interest rate specified by the FED; set as the independent variables, affect the exchange rate, exchange reserves and interest rates in Turkey as the dependent variables.