Türkiye-Suudi Arabistan ticari ilişkileri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2006

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İsmail Karadağ

Danışman: NURTEN GÜNAL

Özet:

1932’den 2005’e kadar 73 yılı kapsayan Türkiye-Suudi Arabistan Ticareti İlişkileri isimli çalışma, iki ülkenin 1932’den günümüze kadar ticaretini anlatmaktadır. Suudi Arabistan’dan daha önce bağımsızlığını kazanarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, ticari ilişkilerini daha çok batılı ülkelerle yapmaktadır. Sınır komşularıyla bile istenilen düzeyde ticareti bulunmayan Türkiye, sadece Suudi pazarını değil kendisine yeni olabilecek birçok pazarı değerlendirememektedir. Bu durumun nedeni, Türk ticarinin rekabetten uzak, çeşitliliğinin az ve Suudi Arabistan’da güçlü bir ticari organizasyondan mahrum olmasıdır. Ortadoğu ülkeleriyle istenen ticari etkinliğini gerçekleştiremeyen Türkiye, özellikle 1950’den sonra petrole olan bağımlılığı nedeniyle bölge ülkeleriyle daha yakın ticari ilişkilerde bulunmuştur. Suudi Arabistan, Türkiye için en önemli petrol ülkesi konumundadır. Bu acıdan bakıldığında kritik bir bölgede bulunan Suudi Arabistan, bölgenin çatışmalı ve istikrarsız ortamından fazlasıyla etkilenmektedir. İki ülkenin ticari ilişkilerinde, bulundukları bölenin çatışma ortamları, Arap- İsrail savaşları gibi gerilimli dönemleri, Türkiye’de gerçekleşen askeri müdahalelerin ve stratejik ortak A.B.D gibi dış ülkelerin büyük rolü olmuştur. Türkiye, Suudi Arabistan’a uzun yıllar tarımsal ürünleri ihraç ederken, karşılığında daha çok mineral maddeleri, özellikle petrolü almaktaydı. Ancak 1970’den sonra dokuma ürünleri, tekstil maddeleri ticaretinde önemli bir yer tutmuş hatta bazı yıllarda en büyük ayakkabı alıcımız Suudi Arabistan olmuştur. Aynı yıllarda planlı ekonomiye geçen Suudi Arabistan ise petrolden elde etmiş olduğu geliri, başta tarımsal üretim olmak üzere su üretimi ve yeraltı kaynaklarına yönelterek dışa bağımlılığını azaltmaya çalışmıştır. Özellikle tarıma yaptığı sübvansiyonlarla başarılı olan Suudi Arabistan bir ara dünya buğday üretimde altıncı dahi olmuştur. Bu neticede Türkiye, Suudi Arabistan’dan petrolün dışında tarımsal ürünler (başta hurma), ham deriler, iplikler ve kimyasal ürünler gibi farklı ürünleri de ithal etmiştir. Son yıllarda Türk-Suudi ticari ilişkileri geçmişe nazaran daha iyi olsa da, Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle, Suudi Arabistan’ın ise A.B.D ile yaptığı dış ticaret kadar önemli sayılmamaktadır. İhracatımızda Suudi Arabistan birkaç yıl hariç hiçbir zaman %4’ün üzerine çıkamamıştır. Bu durumun çok farklı nedenleri olmakla birlikte temel faktör, Türkiye’nin Suudi Arabistan pazarında A.B.D, Kanada ve Avrupa Birliği ülkelerinin mallarıyla rekabet gücünün zayıf olmasıdır. Çalışmada, Türk-Suudi ticareti bazı dönemler dahilinde ve madde bazında incelenmiş, Türkiye’nin Suudi Arabistan’la ihracatını artırması için çözüm önerileri getirilmiştir ABSTRACT In this thesis, the trade relations between The Republic of Turkey and The Kingdom of Saudi Arabia from 1932 to 2005, over a 73-year-long period, under the title “Türkiye-Suudi Arabistan Ticari İlişkileri” (Turkey-Saudi Arabia Trade Relotions) is discussed. Being established before The Kingdom of Saudi Arabia, The Turkish Republic has most of its trade relations with Western countries. Having weak trade relations even with the border countries, Turkey cannot utilize not only the Saudi market but also other brand new markets which are much closer. Turkish market’s not being a competitive and diversified and Saudi market’s lacking a strong commercial organization can be shown as the reasons for the weak trade relations. Even though the desired level of foreign trade with Middle Eastern countries was not accomplished until the 1950’s, Turkey’s dependence on oil directed its trade efforts toward these countries. Among the Middle Eastern countries, Saudi Arabia is the most prominent oil producing country for Turkey. Lying in the Arabic peninsula, which has been chaotic in the recent years, Saudi Arabia gets severely affected by the instability in the region. As a natural outcome of this situation, the trade relation between the two countries has been closely impacted by the chaos in the region and the long-lasting Arab-Israel wars. In addition to these, the military takeover in Turkey and the strategic collaborations with the USA have affected the Turkey-Saudi Arabia Foreign Trade. While exporting mainly agricultural products to Saudi Arabia, Turkey had been importing minerals, especially petroleum. However, after 1970’s, fabric and textile goods comprised a significant amount of Turkey’s export to Saudi Arabia and indeed at certain years Saudis became the most important shoe importers from Turkey. In the meantime, Saudi Arabia laid out economical plans to convert the income obtained from the oil into investments on water production and underground resources in order to diminish its dependency onto foreign countries. Saudis got particularly successful in their agricultural subventions that they even ran sixth among wheat-producing countries in the world. As a consequence, Turkey imported – besides oil – agricultural products, mainly dates, unprocessed leather, and fiber and chemical goods. Although the Turkish-Saudi trade has improved over the past, it is surpassed by the trade relations between Turkey and European countries, and Saudi Arabia and the USA. In addition, except a couple of years, Saudi Arabia has not ever constituted more that 4% of the total Turkish export. Even though there are various factors contributing to this situation, Turkey’s inability to compete with its American, Canadian and European peers in the Saudi market can be stated as the main cause. In this thesis work, Turkey-Saudi Foreign Trade is investigated over certain time periods and on a material-based manner, and some hypotheses are presented to improve the Turkish export to Saudi Arabia.