Engendering sustainable development


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2007

Tezin Dili: İngilizce

Öğrenci: ÖZGE GEZERLER

Danışman: SEMRA CERİT MAZLUM

Özet:

Çevre krizi ve ekonomik kalkınma, yirminci yüzyılda bir açmaz olarak ortaya çıktı. Bu çevre krizinden, ara verilmeksizin devam ettirilen ekonomik kalkınma sorumlu tutulurken, uluslararası toplum da hem çevrede yaşanan bu bozulmaya dur diyecek hem de kalkınma sürecini sürdürülebilir kılacak yeni kalkınma yolları arayışına girdi. Sürdürülebilir kalkınma kavramı, işte bu açmaza çözüm olarak ortaya atıldı ve zamanın en tartışılan kavramlarından biri haline geldi. Kadınlar ve erkekler, hem çevresel bozulmanın hem de ekonomik kalkınmanın sonuçlarından farklı biçimlerde etkileniyor olsalar da çığır açan sürdürülebilir kalkınma kavramı, bugüne dek toplumsal cinsiyet meselesini arzu edilen biçimde ele alabilmiş ve dönüştürücü potansiyelini gerçekleştirebilmiş değil. Bu çalışma, kadın ile sürdürülebilir kalkınmanın temel kavramları olan çevrenin korunması, ekonomik kalkınma ve toplumsal adalet arasındaki ilişkileri analiz ederek yeni bir sürdürülebilir kalkınma anlayışına duyulan ihtiyacı gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır. Çalışma, hem erkeği hem de kadını içine alan toplumsal cinsiyet kavramının bütün bu ilişkilerin anlaşılmasında kilit bir rol oynadığı ve sürdürülebilir kalkınmanın özde dönüştürücü olabilmesi için kapsamlı bir toplumsal cinsiyet boyutuna sahip olması gerektiği inancıyla kaleme alınmıştır. Yeni bir sürdürülebilir kalkınma anlayışı önermek adına atılan bu adımın, yani toplumsal cinsiyet boyutuna sahip bir sürdürülebilir kalkınmanın, bütün canlılar için yaşanılır bir dünya yaratabileceği ümit edilmektedir. ABSTRACT Environmental crisis and economic development have emerged as a dilemma in the twenty first century. While unabated economic growth was hold responsible for the environmental crisis, the international community sought for new ways of development that would not only end this degradation but also sustain the development process. Sustainable development was offered as a solution to this dilemma and has become one of the most controversial concepts of the time. Although women and men experience the results of both the environmental degradation and economic development differently, the ground-breaking concept sustainable development has failed to deal with the issue of gender in a desired way and could not succeed in realizing its transformative potential hitherto. The aim of this study is to analyse the relationships between women and the basic aspects of sustainable development, i.e. environmental protection, economic development and social justice in order to see the necessity for a new understanding of sustainable development. It is believed that gender, including both men and women, plays a key role in understanding these relationships and it should be integrated into sustainable development policies in order that sustainable development could become transformative in essence. It is hoped that this attempt to offer a new understanding of sustainable development, i.e. engendering sustainable development will contribute to create a liveable world for all creatures.