Meme kanseri hastalarında sitokrom P450 2D6 enzimi genetik polimorfizminin östrojen reseptör degradasyonu üzerine etkisi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ZEHRA OKAT

Danışman: BETÜL KARADEMİR

Özet:

Meme kanseri hastalarında sitokrom P450 2D6 enzimi genetik polimorfizminin östrojen reseptör degradasyonu üzerine etkisi 1. Amaç: Bu araştırmada, meme kanser hastalarında sitokrom P450 2D6 enzimi genetik polimorfizminin, östrojen reseptör degradasyonu üzerine etkisi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: 135 kontrol ve 110 meme kanserli hasta olmak üzere toplam 245 bireyde PZR-RFLP metoduyla, intron 3 polimorfizmi belirlenmiştir. PM, EM ve HEM genotipi taşıyan bireylerin parafinli doku örnekleri alınarak, western blot yöntemi yoluyla ER alfa protein ekspresyonları gösterilmiştir. Aynı genotipleri taşıyan bireylerin parafinli doku kesitleri üzerinde immünohistokimyasal yöntemlerle, ER alfa proteinlerinin oranları kaydedilmiştir. ER alfa degradasyonunu indükleyen tamoksifen ve proteazom inhibitörü olarak bilinen bortezomib MCF-7 hücrelerinde uygulanarak, hücre canlılığı ve ER alfa protein ekspresyonları üzerine olan etki mekanizmaları kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmamızda, hasta ve kontrol grupları arasında, inton 3 polimorfizmi ile meme kanser riski arasındaki ilişki yönünden değerlendiğinde, istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilememiştir. Genetik polimorfizm içeren parafinli doku kesitleri ER alfa protein ekspresyonu açısından değerlendirildiğinde ise, western blot ve immünohistokimyasal çalışmalarının sonuçları birbirini desteklemiştir. MCF-7 hücrelerinin canlılığının doz ve zamana bağımlı olarak azaldığı gösterilmiştir. Sonuçlar: Hastaların yaklaşık %24,07’sinin ve kontrollerin %24, 69’unun HEM +PM genotiplerini taşıdığı gösterilmiştir. Parafinli doku örneklerinde; PM, EM, HEM genotiplerinin karakteristik özelliklerini tamoksifenle tedavi edilen meme kanser hastalarında gösterdikleri western blot yöntemiyle rapor edilmiştir. Bortezomibin proteazom inhibisyonu yoluyla ER alfa proteinin degradasyonunu baskıladığı, tamoksifenin ise diğer literatürlere benzer tarzda ER alfa’nın degradasyonunu proteazomal olarak tetiklediği doğrulanmıştır. Anahtar kelimeler: CYP 2D6 polimorfizmi, meme kanseri, tamoksifen, östrojen reseptör, proteazom. The effect of CYP2D6 genetic polymorphism on estrogen receptor degradation in breast cancer patients. 2. SUMMARY Objective: In this study, genetic polymorphism of cytochrome P450 2D6 enzyme at the breast cancer patients on estrogen receptor degradation is investigated. Material and Method: Intron 3 polymorphism is designated at total 245 people composing of 135 control and 110 having breast cancer patients by PCR-RFLP method. The individuals carrying PM, EM and HEM genotype paraffin tissue prefixes have been taken and ER alpha protein expressions’ are shown by western blot method. The proportion of ER alpha protein of the individuals carrying same genotypes on their paraffin tissue sections was recorded by the immünohistochemistry methods. Bortezomib applied in MCF-7 cells that are known as the tamoxifen and proteasome inhibitor induces ER alpha degradation; and the effect mechanisms on cell viability and ER alpha protein expression was recorded. Findings: In this study, when an evaluation is made concerning the relation between intron 3 polymorphism and breast cancer risk among the control and patient groups; a statistical meaningful relation is not obtained. When the paraffin tissue sections containing the genetic polymorphism are evaluated in terms of ER alpha protein expression; the results of western blot and immünohistochemical studies results are supported each other. It has been shown that the dose and survival of the MCF-7 cells decrease in dependent to time. Results: It is shown that approximately %24, 07 of the patients and %24, 69 of the controls carry HEM + PM genotypes. At the paraffin tissue samples, it is recorded that PM, EM, HEM genotypes show their characteristic properties on breast cancer patients who are tamoxifen-treated by the western blot method. It is proved that bortezomib suppresses ER alpha protein degradation by the proteasome inhibition; while tamoxifen triggers ER alpha degradation in similar manner with the other literature. Key words: CYP2D6 polymorphism, breast cancer, tamoxifen, estrogen receptor, proteasome.