Sanayi devrimi döneminde din anlayışı ve doğurduğu problemler


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2003

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: RASSİME BAIRAGDAROV

Danışman: ALİ DURUSOY

Özet:

17. yüzyılın büyük keşiflerinden sonra, 18. yüzyıl bir uygulama dönemi olmuştur. Bu uygulama dönemini başlatan Aydınlanma hareketinin dayandığı akıl, mutluluk, bilim ve doğa ilkelerinin amacı, evrensel insanın mutluluğunu sağlamaktır. Nitekim 18. yüzyıl insanı, eski rejimi sıkı bir eleştiri süzgecinden geçirip kendi amaç ve isteklerine uygun olarak biçimlendirmiş olan akılcı dünya görüşünü, bütün Avrupa insanına seslenen bir felsefe haline getirmeği başarmıştır. Başta İngiltere, Almanya ve Fransa halkının uzun süredir bağlı kaldığı eski krallık rejiminin yönetim biçimi çözülmüş, toplumsal kurumlara geleneksel ve dinsel yasalardan arınmış olan akıl merkezli yönetim biçimi getirilmiştir. Böylece iktisadi ve siyasi alanda da üstünlük sağlamış olan burjuvazi (Avrupa insanı), Orta Çağ kalıntısı sayılan insanın mutluluğuna aykırı olan bütün peşin yargıları ve boş inançları ortadan kaldırmıştır. Sanayi dönemi filozoflarının din ve gelenek karşıtı girişimleri Avrupa insanına öz güven kazandırmış ve doğanın sırlarını çözme girişimlerine sürüklemiştir. Her gün yeni bir buluş ve icatla uyanan toplum artık her türlü soruyu doğanın sırlarında aramaya koyulmuştur. Geleneksel ve dinsel yasaların bilimsel bulgular karşısında etkisiz kaldığını gören toplum dünyada mutluluğun çaresini akla, bilime ve doğa sırlarına hakim olmada arar hale gelmiştir. Böylece orta çağ geleneklerine bağlı eski toplumsal kurumlar yerlerini sanayileşmenin kabullendirdiği yeni toplumsal kurumlara devretmiştir. Dinsel ve geleneksel dogmalardan arınmış toplumun yepyeni düşünce ve inanç yapısı doğanın sırlarıyla bütünleşmiştir. Anahtar Kelimeler : Aydınlanma, Sanayileşme, Geleneksel Dogmalar, Dinsel Dogmalar, Doğal Din ABSTRACT After the big discoveries of the 17th century, the 18th century became a period of application. It was the Enlightenment that started the said period of application, and the purpose of the intellectual, happiness, scientific and natural principles thereof was to make the universal Man happy. Accordingly, some peoples of the 18th century achieved to filter the old regime through a tight sieve of criticism, to reshape their rationalistic point of view in accordance with their own aims and desires, and to turn it into a philosophy attractive to all Europeans. Administrative system of the old monarchic regimes, which had ruled especially the peoples of Britain, Germany and France over centuries, collapsed so much so that a rationalistic administrative system purged of the traditional and religious laws was developed for social institutions. Thus the bourgeoisie (European people) improved in economic and politic terms, and abolished all prejudices and superstitions which were leftovers of the Medieval times and against Man's happiness. Anti-religious and anti-traditional activities carried out by the philosophers of the Age of Industry ensured the Europeans to develop self-assurance and led them to attempt to solve the secrets of nature. Awaking to find a new discovery or invention day after day, the society began to look for the answers of all of their questions in the secrets of nature. Noticing that scientific findings made traditional and religious laws look ineffective, the society began to believe that worldly happiness could only be found through intelligence, science and by means of solving the secrets of nature. Thus old social institutions built on the traditions of the Middle Ages were replaced with new social institutions imposed by the process of industrialization. This brand new way of thinking and believing was purged of religious and traditional dogmas, and united with the secrets of nature.