Bozkırlı Muhammed Bahaeddin efendi ve “Baisü’l-Mağfire Fi Beyani Ekvali’l-Vahde” isimli eseri (metin ve inceleme


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İbrahim Doğan

Danışman: NECDET TOSUN

Özet:

Bahâeddîn Efendi (1831-1906) IXX. Yüzyılda Konya’da yetişmiş önemli bir simadır. İlmi eğitiminin yanında tasavvufî eğitimini de babası Memiş Efendiden alan Bahâeddîn Efendi Nakşibendî tarikatı şeyhi olmuş ve babasının birinci halifesi olmuştur. Pek çok talebe yetiştirmiş olan Bahâeddîn Efendinin etkileri talebeleri ve oğulları vasıtasıyla hala Konya ve civarında hissedilmektedir. Onun yazma halinde bulunan Bâisü’l-Mağfire fî beyâni ekvâli’l-vahde isimli eseri bizim tezimizin konusunu oluşturmuştur. Biz bu çalışmamızda Bahâeddîn Efendinin bu eserini, üç nüshasını ele alarak önce tahkikini sonra da tercümesini yaptık. Bahâeddîn Efendi bu eserinde İslam düşünce tarihinde en çok tartışılan meselelerden birisi olan vahdet-i vücûd konusunu esas almıştır. le o bu eserinde vahdet-i vücûd görüşünün fenâ mertebesinden kaynaklanan zevkli bir hal olduğunu, meselenin şeriata tatbik edilmesinin ise mümkün olamayacağını delilleriyle anlatır. ABSTRACT Bahaeddin Effendi (1831-1906) is an important Sufi figure who lived in Konya. He learned Islamic disciplines and Sufism from his father Memiş Effendi. Afterwards, he became his father’s first caliph as a Naqshbandi sheikh. A prolific teacher with many students, effects of Bahaeddin Effendi is still felt around Konya region. The focus of this study is his work titled as “Baisu’l Magfire fi Beyani Ekvali’l Vahde.” The thesis evaluates three copies of the book. The thesis includes an analysis of the text and its translation. This book of Bahaeddin Effendi is written on one of the much disputed subjects in the history of Islamic thought: Wahdat al-Wujud (unity of being). In sum, the author asserts that the view of Wahdat al-Wujud is a state of spiritual ecstasy, which is experienced at the level of fana, or “annihilation in God.” He explains that the feelings in this special state cannot be generalized to be considered acceptable within general Islamic rules.