Satım sözleşmesinde hasarın geçişi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Özel Hukuk Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2003

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SABAH ALTAY

Danışman: OSMAN GÖKHAN ANTALYA

Özet:

Satım sözleşmesinde hasar kavramı, aynî hasar ve borca ilişkin hasar olarak ikiye ayrılmaktadır. Aynî hasar kavramı, hasarın günlük dilde kullanıldığı anlamı ifade etmekte ve bir borç ilişkisine konu olsun veya olmasın, bir mala gelen yıkılma, bozulma, parçalanma şeklindeki zarar verici halleri ifade etmektedir. Borca ilişkin hasar kavramı ise, taraflar arasında geçerli olarak kurulmuş bir borç ilişkisinin varlığını gerektirir. Bu bağlamda, borca ilişkin hasar, sözleşmenin kurulması ile borçlunun edimini ifa etmesi arasındaki dönemde, kimsenin kusuru ve sorumluluğu bulunmaksızın meydana gelen ifa engelinin olumsuz sonuçlarına kimin katlanacağını ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle, sözleşmenin kurulmasından sonraki ifa imkânsızlığının hukukî sonuçlarına ilişkindir. Borca ilişkin hasar da edim hasarı ve karşı edim hasarı olarak ikiye ayrılmaktadır. Edim hasarı, sonraki ifa imkânsızlığı sonucunda alacaklının edimden yoksun kalma riski, karşı edim hasarı da, edimin imkânsızlaşması sonucunda, ifadan kurtulan borçlunun karşı edimi talep yetkisinden yoksun kalma riskidir. Satım sözleşmesinde de, edim hasarı alıcının satılandan yoksun kalma riski ve bedel hasarı da satıcının bedelden yoksun kalma riskini ifade etmektedir. Hasarın alıcıya geçişi ise, bu risklerin belirli bir andan itibaren satıcıdan alıcıya geçişini ifade etmektedir. Türk, İsviçre ve Alman Hukukunda, edim hasarı alıcının sırtındadır. Zira, sonraki imkânsızlık satıcıyı borcunda kurtarmaktadır. Bu durum, esas olarak parça borcunda sözleşmenin kurulmasıyla, çeşit borcunda çeşidin somutlaştırılmasıyla söz konusu olmaktadır. Çeşit borcu somutlaştırılmadan ifa imkânsızlığı söz konusu olamamaktadır. Satım sözleşmesinde hasar, satılan malın yok olması veya bozulması sonucunda, satıcının satılanı teslim ve mülkiyetini geçirme borcundan kurtularak, bedeli de talep edebilmesini ifade etmektedir. Hasarın geçişi anı ise, alıcının hangi andan itibaren edimden yoksun kalmasına rağmen bedeli ödeme riskine katlanacağını ifade etmektedir. Bu konuda farklı hukuklarda farklı sistemler mevcuttur. Örneğin, Almanya'da hasar alıcıya satılanın teslimiyle geçerken, İsviçre ve Türk hukuklarında BK.m.183 ve İsviçre BK.m.185 uyarınca, satım sözleşmesinin yapılması anında geçmektedir. Bu kural, satıcıyı haksız yere kayırması sebebiyle haklı olarak çok eleştirilmektedir. Zira, sözleşmenin kurulmasından itibaren, alıcı satılan malı elde edememesine rağmen, bedelini ödemek zorunda kalacaktır. Bununla birlikte kuralın, lafzî olarak değil, satıcının edim yükümlülükleri göz önüne alınarak yorumlanması ve uygulanması gerekmektedir. Böylece, alıcı açısından da adaletli bir çözüme varılabilecektir. Der Begriff Gefahr bedeutet allgemein eine Gefahr der Vermögensverminderung und unterscheidet sich in zwei gruppen als periculum rei (Gefahr der Sache) und periculum obligationis (Gefahr im Schuldverhältnis) im Kaufvertrag. Gefahr der Sache bedeutet der Untergang oder Beschädigung der Kaufsache. Für den Begriff periculum obligationis, ist ein gültiges Schuldverhältnis nützlich. Auch der Gefahr im Schuldverhältnis unterscheidet man in zwei Begriffe als Leistungsgefahr und Preisgefahr. Der Begriff Leistungsgefahr antwortet die Frage welcher Teil der Kaufvertrag die negative Ergebnisse erleidet wenn der Kaufsache untergeht oder sich beshädigt ohne das Verschulden des Verkäufers zwischen der Abschluss und die Erfüllung des Kaufvertrages. Wenn der Verkaufer noch eine Kaufsache übergeben muss, sagen wir der Verkaufer trägt der Leistungsgefahr und wenn der Kaufer verliert seinen Anspruch auf das Übergeben der Kaufsache, dann sagen wir er trägt die Leittungsgefahr. Preisgefahr ist der Gegenleistungsgefahr im Kaufvertrag und bedeutet die Gefahr für den Käufer, dass er den Kaufpreis bezahlen muss, obwohl er die Kaufsache nich oder beschädigt erhält. Im Türkischen und Schweizerischen OR. der Kaufer trägt die Preisgefahr mit der Abschluss des Kaufvertrages. Es gibt verschiedene Systemen in der Tragung der Gefahr im kaufvertrag. Zum Beispiel İm Deutschen Kaufrecht, die Gefahr übergeht dem kaufer wenn der Verkaufer die kaufsache ihm übergibt. Im Fransözichem Recht, der Kaufer trägt die Gefahr wenn er das Eigentum über die sache erhält mit der Abscluss des Vertrages. Im Scweizerischen und Türkischen Recht der Vertragsprinzip verursacht unbillige Ergebnisse.