Alt ekstremite kemik tümörleri endoprostetik rekonstrüksiyon cerrahisinin klinik ve fonksiyonel sonuçları


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: OSMAN MERT TOPKAR

Danışman: BÜLENT EROL

Özet:

Günümüzde etkili kemoterapi ajanlarının, endoprotez ve cerrahi tekniklerin geliştirilmesi ve uygun hasta seçimi ile alt ekstremite kas-iskelet sistemi tümörlerinde ekstremite koruyucu cerrahi 1970’li yıllardan sonra amputasyonun yerini almaya başlamıştır. Endoprostetik rekonstrüksiyonlar yeni teknolojiler ile bu tedavi seçenekleri arasında standart bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. İlk zamanlar ısmarlama (custom-made) endoprotezler kullanılırlen, kullanım kolaylığı ve operasyon sırasında cerrah açısından esnek opsiyonlar sunan modüler sistemler kullanıma girmiştir. Marmara Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’ne 2005-2011 yılları arasında alt ekstremite kas-iskelet sistemi tümörleri (primer ve metastatik) nedeni ile başvuran hastalara uygulanan modüler endoprotezlerin klinik ve fonksiyonel sonuçları ile endoprotez sağkalımlarının değerlendirilmesi amacı ile 33’ü kadın, 49’u erkek 82 hastada 84 modüler sistem endoprotez retrospektif olarak çalışmaya dahil edilmiştir. Endoprotez sağkalımının değerlendirilmesi açısından takip başlangıcı implantasyon zamanı ve takip sonlanımı revizyon ihtiyacı, implantın çıkarılması ve amputasyon olarak belirlenmiştir. Fonksiyonel değerlendirmede hastaların en son alınan Musculoskeletal Tumor Society (MSTS) skorlaması kullanılmıştır. Uygulanan endoprotezlerin patolojik tanılara göre dağılımı %50 (42) metastatik kemik hastalığı, %21 (18) ile osteosarkom, %7 (6) ile Ewing sarkomu ve diğer benign ve malign kas iskelet sistemi tümörleri şeklindeydi. Ortalama 15,5 (1-119) ay süreyle takip edilen hastaların ortalama skoru %90,1 olarak belirlendi. MSTS skoru anatomik dağılımlara göre proksimal femur %89,5, distal femur için %88,5, proksimal tibia için %95,3, distal tibia için %90 ve total femur için %94,6 şeklindeydi ve anatomik bölgelere göre anlamlı fark gözlenmedi. Takipler sırasında 5 osteosarkom, 1 lenfoma, 1 malign fibröz histiositom, 18 metastaz, 2 multipl myelom hastası protez revizyonu yapılmadan kaybedildi. Takipler sırasında 12 (%14,2) hastaya revizyon ve 2 (%2,3) hastaya amputasyon uygulandı. Kaplan-Meier analizine göre toplam endoprotez sağkalımı 1., 2, ve 3. yıllarda sırası ile %88, %85, %74 olarak bulundu. Hastaların sağkalımı ise sırası ile %92, %62, %43’tü. Hasta sağkalımları ile endoprotez sağkalımları kıyaslandığında genel anlamda implantasyon sonrası uzun süre dayandıkları görüldü. Anatomik lokasyon, cinsiyet ve yaş dağılımına göre endoprotez sağkalımı açısından anlamlı fark bulunmadı. Proksimal femoral rekonstrüksiyonlarda asetabulumun dahil edilmesinin instabilite açısından risk faktörü olduğu belirlendi. Serimiz, litaratürdeki diğer ısmarlama (custom-made) ve modüler sistemler kullanılan serilerle sağkalım ve fonksiyonel sonuçlar açısından kıyaslandığında yakın sonuçlar elde edildiği görülmüştür. Fonksiyonel sonuçların diğer serilere göre yüksek bulunmasının takip süresinin kısalığına bağlı olduğu düşünülmektedir. Serimizdeki proksimal femur rekonstrüksiyonuna asetabular rekonstrüksiyonu eklenen hastaların fazla olması nedeni ile instabilite riskinin artmasınan ve sağkalımların düşmesine neden olmuştur.