Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Avrupa Araştırmaları Enstitüsü, Avrupa Birliği Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2013
Tezin Dili: İngilizce
Öğrenci: SİNEM YÜKSEL
Danışman: EMİNE MÜNEVVER CEBECİ
Özet:Bu yüksek lisans çalışmasının amacı, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde göçün güvenlikleştirilmesini incelemektir. İnceleme, AB’nin Türkiye ile olan ilişkilerinde göçü nasıl güvenlikleştirdiğini ve bunun siyasi bir seçim olup olmadığını ortaya koymak için yürütülmüştür. Bu doğrultuda, Kopenhag Ekolü’nün güvenlikleştirme teorisi, çok-sektörlü güvenlik yaklaşımı ve söz eylemin rolü üzerinde durulmuştur. Bu çalışmanın ana argümanı, AB’nin Türkiye’den gelen göçü özellikle siyasi nedenlerle güvenlikleştirdiği ve bundan dolayı da Türkiye-AB ilişkilerinde göçün güvenlikleştirilmesinin siyasi bir seçim olduğudur. Birinci bölümün amacı, tezin teorik çerçevesini çizmektir. Bundan dolayı, güvenlik kavramı tarihsel ve kavramsal olarak incelenmiştir. Güvenlik üzerine farklı yaklaşımlar kısaca incelenirken, Kopenhag Ekolü’nün güvenlikleştirme teorisi özellikle vurgulanmıştır. Ayrıca, farklı sektörleri analiz etmesi nedeniyle Kopenhag Ekolü’nün çok-sektörlü güvenlik yaklaşımı kullanılmıştır. Bu bağlamda, göç ve göçle ilgili konuları içeren toplumsal sektör vurgulanmıştır. İkinci bölüm, göç kavramını tarihsel ve kavramsal olarak analiz etmeyi ve göçün güvenlikleştirilmesinin nedenlerini Avrupa’daki göç karşıtı söylemlere dayanarak göstermeyi amaçlamıştır. Son bölümde, Türkiye-AB ilişkilerinde göçün güvenlikleştirilmesi iç güvenlik, kültürel kimlik ve refah devleti vurgulanarak incelenmiştir. Buna göre bu çalışmanın sonucu, Türkiye-AB ilişkilerinde göçün güvenlikleştirilmesinin gerçek varoluşsal nedenlere dayanmadığı ve AB’nin Türkiye’den gelen göçü politik olarak güvenlikleştirdiğidir. ABSTRACT This study aims at analyzing “securitization of migration” in Turkey-European Union (EU) relations. Analysis is made in order to see how the EU securitizes migration in its relations with Turkey and whether it is a political choice or not. The Copenhagen School’s theory of securitization, multisectoral security approach and speech act are given special emphasis in this regard. The major argument of this study is that the EU has securitized migration from Turkey mainly for political reasons; thus, securitization of migration in Turkey-EU relations is a political choice. The first chapter aims to set the theoretical foundation of the study. Therefore, the concept of security is examined historically and conceptually. While different approaches on security are analysed briefly, the special reference is given to the Copenhagen School’s securitization theory. Additionally, multisectoral security approach of the Copenhagen School is applied due to its analysis of different sectors. In this context, the societal sector which contains migration and migration related issues is emphasized. The second chapter aims to analyse the concept of migration historically and conceptually and to show the reasons of securitization of migration depending on anti-immigration discourses in Europe. In the last chapter, securitization of migration in Turkey-EU relations is examined by special emphasis on internal security, cultural identity and welfare state. Accordingly, the conclusion of this study is that securitization of migration in Turkey-EU relations does not depend on real existential threats and the EU has politically securitized migration from Turkey.