Tedarik zinciri yönetiminde güç ilişkisinin stratejik boyutu ve tedarikçi tatmini üzerine bir uygulama


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: HANDE GÜRSOY

Danışman: Serdar Pirtini

Özet:

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNDE GÜÇ İLİŞKİSİNİN STRATEJİK BOYUTU VE TEDARİKÇİ TATMİNİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA Tedarik zinciri yönetimi, sistematik olarak zincir üyelerinin stratejik plan ve performanslarını bütünleşik anlamda yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu yönüyle tedarik zinciri yönetiminin, tedarikçinin tedarikçisinden nihai tüketiciye uzanan süreçlerin bütününü kapsadığını söylemek mümkündür. Tedarik zinciri, firmaların kendi aralarında oluşturdukları bir zincir niteliğindedir. Her zincirde olduğu gibi tedarik zincirinde de zincirin gücü, en zayıf halkanın gücü kadardır. Dolayısıyla firmalar, diğer tüm zincir üyeleriyle koordine biçimde hareket etmek durumundadırlar. Tedarik zincirinde bilgi paylaşımı ve entegrasyon, kırbaç etkisi gibi birçok riski bertaraf etmekle kalmayıp zincir üyelerinin bireysel faydalarını da maksimize etmektedir. Günümüz rekabet koşullarında firmalar, tek başlarına değil, üyesi oldukları tedarik zinciriyle bütünleşik biçimde rekabet arenasında yer almaktadırlar. Rekabetin son derece yoğun olarak yaşandığı iş çevresinde firmaların üyesi oldukları tedarik zincirlerinin bir bütün olarak yönetimi son derece büyük önem arz etmektedir. Teknolojik gelişmelerle birlikte nihai tüketicilerin isteklerinde meydana gelen sürekli değişim ve global düzeye ulaşan rekabet, tedarik zincirinin etkin yönetimini ön plana çıkarmaktadır. Tedarik zinciri, kendi üyeleri tarafından yönetilmekle birlikte, burada dikkat edilmesi gereken husus, firmalar arasında uzun dönemli ilişkiler kurabilmektir. Tüm açık sistemlerde olduğu gibi tedarik zincirinde de ele alınması gereken en önemli nokta, sinerji oluşturabilmektir. Sinerji sağlayabilmek üzere zincir üyeleri, birbirleriyle doğrudan ve paylaşımcı bir ilişki içinde olmak zorundadırlar. Tedarik zincirinde ele alınabilecek bir değişken olan gücün zincir üzerindeki etkisi yadsınamaz. Kuşkusuz, bu etki her bir üye için değişkenlik gösterebilmektedir. Gücün kullanımı zincirde rekabet avantajı sağlayacak düzeyde planlanmalı ve güç kullanımının stratejik önemi göz ardı edilmemelidir. Tedarik zincirinde güç, zincir üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kullanılmalıdır. Etkin olduğu halde verimsiz olduğu gözlenen birçok firmanın başarısızlığının arkasında yatan sebep, tedarik zincirinin iyi yönetilememesidir. Tedarik zinciri iyi yönetildiği takdirde, zincirde ilk tedarikçiden nihai tüketiciye kadar tüm süreçlerde optimizasyon sağlanacaktır. Bu durum, tedarik zinciri yönetiminin trendleri öngörerek talep tahmini yapmasından kaynaklanmaktadır. Bir stratejik işbirliği niteliğinde olan tedarik zincirinde, üyeler arasındaki ilişkilerin uzun süreli olmasının yanı sıra, üyelerin birbirine esnek davranmaları da ayrı bir önem arz etmektedir. Uzun süreli ve esnek ilişkilerde ön şart olarak güven ve güç unsurları ileri sürülebilir. Ancak güven ve güç unsurları tedarik zincirinde birer tehdit olarak da algılanabilirler. Özellikle güç dengesizliğinin ortaya çıkardığı problemler, beraberinde güvensizliği getirmektedir. Güç kullanımının orantısız olmasından kaynaklanabilecek olumsuzlukları önlemek amacıyla, tedarik zinciri yönetimi, zincir üyeleri arasındaki çatışmaları önlemeyi hedefler. Sistem yaklaşımı açısından ele almak gerekirse, bir sosyal sistem olan tedarik zincirinde üyelerin stratejik planlarının etkili bir biçimde yürütülmesi amaçlanmaktadır. Tedarik zincirinin yönetimi zincir üyelerinin kendi içlerinde sağlanmakla birlikte, özellikle güç yönünden üstün olan bir veya birkaç firmanın zincir yönetimini ele alması olasıdır. Böyle bir durumda, zincirdeki diğer üyeler, kendi çıkarları doğrultusunda yönetilmeyi kabul edebilmektedirler. Güç kullanımı, zincir üyelerinin tutum ve davranışlarını etkilemesi sebebiyle, tedarik zinciri ilişkilerinde ele alınması gereken önemli bir noktadır. Güç kullanımı, hem sistem yaklaşımı açısından tüm zincirin yönetiminde, hem de bireysel olarak firmalar üzerinde farklı etkiler oluşturabilmektedir. Tedarik zincirinde amaç, sistemin bir bütün olarak optimizasyonunu sağlamaktır. Tedarik zinciri üyeleri arasındaki ilişkiler incelendiğinde, zincir üyeleri arasındaki işbirliğinin kaliteyi de beraberinde getirdiği görülmektedir. Kalitenin artması, çoğu zaman fiyatı yükselten bir etken olarak algılansa da, esasen maliyetleri düşürmektedir. Sonuçta zincir üyelerinin tatmin düzeylerinin artacağı söylenebilir. Tedarik zinciri yönetiminde temel amaç, sürekli değişen ve gelişen dış çevre koşullarına adaptasyon sağlayabilmektir. Bu amaçla firmalar hem kaynak ve getirileri paylaşabilmek, hem de mevcut risklerin getirdiği sorumluluktan bir nebze sakınabilmek için zincir üyeleriyle olumlu ilişkiler kurmaktadırlar. Tatmin, en genel anlamıyla, isteklerin karşılanma düzeyiyle bağdaşmaktadır. Dolayısıyla tatmin, üyelerin karşılıklı ihtiyaçlarının karşılanmasına dayanmaktadır. Tedarik zincirinde işbirliği, güven ve iletişim unsurları tatmine doğru giden bir yol oluşturmaktadırlar. Zincirdeki herhangi bir firmanın tatmin olduğunu belirleyebilmesi için karşılıklı ilişkilerini değerlendirmesi gerekir. Bu değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak pozitif duygular tatmini tetiklemektedir. Stratejik önem arz eden karşılıklı ilişkilerin sürekliliğinde en önemli unsur, tatmin duygusunun oluşmasıdır. Tatmin duygusu oluşmamış bir ilişkide taraflar, ilişkinin devamlılığı konusunda isteksiz olmaktadırlar. Stratejik yönüyle tatmin duygusunun performans üzerinde önemli bir etkisi olduğu söylenebilir. Günümüzde fırsatları değerlendirmek isteyen firmaların üçüncü parti hizmetler kullanmayı tercih etmeleri, tedarik zinciri yapılarını daha karmaşık hale getirmektedir. Tedarik zincirinde yer alan aracı kurumların sayısı artmakta, bu durum üyeleri arasındaki ilişkilerin önemini daha belirgin hale getirmektedir. Bilgi paylaşımı ve entegrasyon, ilişkilerdeki tatmin düzeyini artıran unsurlar olarak göze çarpmaktadır. Tedarik zinciri yönetiminin nihai tüketici tatminini hedeflemesi, yönetimi tüm zincir üyelerinin ilgisini artırmaya yöneltmektedir. Bu nedenle, tedarik zinciri yönetimi, nihai tüketiciler dahil, tüm zincir üyelerinin tatminini ele almaktadır. Dolayısıyla zincirde yer alan tüm üyelerin kaynaklarının doğru ve eksiksiz olarak bilinmesi stratejik planlama süreçlerinde önem arz etmektedir. Firmaların bireysel performanslarının yanı sıra, tedarik performansları da başarı üzerinde büyük bir öneme sahiptir. Satış gelirleri ve kârlılık oranları yüksek olan firmalar, tedarik süreçlerini iyi yönetemedikleri sürece başarı sağlayamazlar. Katma değer oluşturmada satış kadar tedarik de büyük paya sahip bir fonksiyon olarak firmaların karşısına çıkmaktadır. Rakiplere karşı izlenebilecek en etkin strateji, belki de, tedarik zincirinde yer alan firmalarla uzun vadeli iyi ilişkiler kurabilmektir. Bu şekilde firmalar birçok riske karşı önlem alabilmekte, kaynaklara çok daha hızlı bir şekilde ulaşabilmektedirler. Aynı zamanda işbirlikçi firmalar arasındaki teknoloji transferi, firmaların AR–GE maliyetlerinde ciddi bir düşüş sağlamaktadır. Tedarik zinciri yönetimi, endüstri ayrımı gmeksizin, üyeler arasındaki ilişkileri incelemekte ve bu ilişkilerde etkili olan ihtiyaç, güven ve tatmin unsurlarını ele almaktadır. Alıcılar açısından tatmini belirleyen unsurlar, ister nihai tüketiciler olsun, ister aracı firmalar olsun, kendi ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların karşılanıp karşılanmadığı yönündeki değerlendirmelere dayanmaktadır. Endüstriyel satın almada, alıcıların bilgi düzeylerinin yüksek oluşundan kaynaklanan özellikler söz konusudur. Endüstriyel satın alma süreci bir ihtiyacın ortaya çıkması veya gelecekte oluşacak bir ihtiyacın belirlenmesi ile başlayarak bu problemin belirlenmesinin ardından firmaların bilgi arayışıyla devam etmektedir. Her endüstride firmalar kendileri için en iyi alternatifleri belirlemeye çalışmaktadırlar. Burada amaç, fayda maksimizasyonu sağlamaktır. Özellikle endüstriyel alıcıların teknik spesifikasyonlara hakim olması sebebiyle, ele aldıkları farklı kriterler mevcuttur. En iyi alternatifin belirlenmesi, alıcıyı tatmin edecektir. Literatürde güç, zorlayıcı ve zorlayıcı olmayan güç olarak sınıflandırılmaktadır. Zorlayıcı güç, zorlama unsuru kullanılarak uygulanan güce işaret etmektedir. Tedarik zincirinin güç bakımından üstün olan üye veya üyeler tarafından yönlendirilmesi, büyük ölçüde zorlayıcı güce dayanmaktadır. Güç bakımından daha zayıf olan firma veya firmalar, çıkarları doğrultusunda, bağlılık duymaya meyilli olacaklardır. İlişkilerde güç uygulanmadan etki sağlanamayacağı düşünülüyorsa güç uygulaması devam edecektir. Tedarik zincirinde güç bakımından en zayıf üyenin bile belli ölçüde gücü bulunmaktadır. Bu açıdan tedarik zinciri ilişkilerini toplum ilişkilerine benzetmek mümkündür. Toplumda farklı yetkinliklere sahip bireylerin birbiriyle ilişki içinde olması gibi, tedarik zincirinde de firmaların rekabet çevresinde üstün yönlerinin ve sahip oldukları fırsatların farklılık göstermesi, onları güçlü bir ilişkinin tarafları olmaya itmektedir. Firmaların tedarik zincirinde bir araya gelmelerinde en önemli etken elbette bireysel misyonları doğrultusunda stratejik amaçlarına ulaşabilmek için kendilerine rekabet avantajı sağlayacak işbirlikleri oluşturabilmektir. Her firma, zincire üye olurken, kendi ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmakta, sağlayacağı faydayı maksimize etmeye çalışmaktadır. Zincir, bu yönüyle, farklı üstünlüklere sahip firmaların bir araya gelerek sinerji oluşturdukları bir sistem niteliği taşımaktadır. Bu doğrultuda, zincirde yer alan her bir üye, diğer üyelerin çıkarlarını da gmek durumundadır. Firmaların sahip oldukları farklı yetkinlikler, tedarik zincirinde bir araya geldiklerinde rakiplere karşı avantaj sağlamaktadır. Firmaların bu şekilde birbirlerine duyduğu bağlılık, uzun süreli ilişkilerin teminatını oluşturmaktadır. ABSTRACT THE STRATEGIC DIMENSION OF POWER RELATIONSHIPS IN SUPPLY CHAIN MANAGEMENT AND AN EMPIRICAL STUDY ON SUPPLIER SATISFACTION As a result of the developments and changes that have taken place in the 21st century, supply chains have become relationship oriented. This study is an investigation on the components of satisfaction and power relationships, which have received great importance over the years. The study handles supplier satisfaction and power dimensions that are formed as a result of the relationship between producers and suppliers. In the literature survey part of the thesis, the power element that plays an important role in the formation of satisfaction is handled as a structure that consists of the components of coercive power, non-coercive power and the power of reward. National studies that are related with power relationships are little in quantity and deal with satisfaction from one dimension alone. This is where the contribution of this thesis comes in. The topics of power relationships and satisfaction have first been investigated in international literature by Maloni and Benton (1999). The above described qualities represent the uniqueness of this study. In this study, factors that affect power have initially been designated and then the effects of the power component over the long term relationship focus between producer and supplier has been investigated as the goal. The conceptual model that has been developed in line with the research perspectives handled in the study has been tested with SPSS 20, the statistical programme for social sciences. Findings that have been found as a result of the research model of the study have been evaluated in the results part of this thesis and further research perspectives proposed.