Küreselleşme sürecinde farklılaşan tüketim ilişkileri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2006

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BURAK MAĞRALI

Danışman: Mehmet Şişman

Özet:

Ardı ardında iki küreselleşme sürecinin yaşandığı son iki yüzyıllık iktisat tarihinde, dünyanın ekonomik düzeninde ve üretim-tüketim ilişkilerinde birçok değişiklik meydana gelmiştir. 20. yüzyılda yaşanan 1. Dünya Savaşı, 1929 Buhranı ve hemen ardından gelen 2. Dünya Savaşı ile birlikte, dünya ekonomisi büyük farklılıklar göstererek yeni bir yapıya yönelmek durumunda kalmıştır. Özellikle 1980’lerden itibaren küreselleşme etkilerini çok güçlü bir şekilde göstermiştir. Teknolojik gelişimin de önemli etkisiyle, dünya ticaretinin yapısı büyük farklılıklara uğramış, çok uluslu şirketlerin dünya ticaretindeki rolü giderek büyümüş, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki kaynak dağılımının ve bireyler arasındaki gelir bölüşümün büyük eşitsizliklere sahne olduğu ve en zenginle en fakirin arasındaki uçurumun giderek büyüdüğü görülmüştür. 20. yüzyılın başlarındaki, üreticilerin ürettikleri tüm ürünleri istediği gibi satabildiği sistem, yerini, tüketicilerin, milyonlarca ürün arasından istediklerini seçtikleri yeni bir yapıya bırakmıştır. Ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarda yaşanan küreselleşme süreçleri, dünyayı hem genişletmekte hem de küçültmektedir. Bireyleri sürekli tüketime teşvik ederek bir tüketim toplumu oluşturan küreselleşmenin kültürel boyutunun etkileri ve sonuçlarından biri de, küresel dünyaya uyum sağlamak ya da kendi iç dünyasına kapanmak tercihleri arasında kalan bireyin kendine ve dünyaya yabancılaşmasıdır. Ortaya çıkan bir diğer önemli kavram olan insani gelişim ile açıkça görülmektedir ki, ekonomik büyüklük aynı zamanda insani gelişmeyi getirmemektedir. Sadece ekonomik büyümeye odaklanmak yeterli değildir. İnsani gelişme için ayrı ve bağımsız hedefler konmalı, ayrı strateji ve politikalar oluşturularak uygulanmalıdır. Böylece insani gelişim ekonomik büyüme ve kalkınmayı da beraberinde getirecektir. SUMMARY There happened several changes in the economical setting and production-consumption relations within the two hundred years of the economy history with two globalization processes. World economy had to face massive changes that lead to new formations with 1. World War, 1929 Great Depression and the 2. World War. Especially in the 1980’s, globalization showed its effects in full force. With the important effects of technological developments, great changes happened in the world’s trading structure, multi national companies gained power, unequal source distribution between developed countries and less developed ones, and uneven income shares have taken place between individuals, and the gap between the richest and the poorest grew even deeper. The system in the beginning of the 20th century, in which the manufacturers sold their products to consumers, left it’s place to a new system in which the consumers choose among products. With the economical, political and cultural globalization processes, the world became wider and smaller at the same time. One of the cultural effects and results of the globalization which created a “consumption society” that encourages individuals to buy continuously, is the individual’s alienation to himself or the society; which is caused by the dilemma to adapt the global society or to drawn into himself. Human development, which is another important aspect of these outcomes shows clearly that economic growth doesn’t bring human development at the same time. We need to create undependant aims, apply different strategies and policies for human development to bring economic growth and improvement.