Pendik ilçesinde 3-4 yaş arası çocuklarda konuşma ve dil gecikmesi prevalansı ve olası risk faktörleri


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ENDER UKŞAŞ

Danışman: Saliha Serap Çifçili

Özet:

Giriş ve Amaç: Konuşma ve dil gecikmesi, çocuğun okul başarısını ve sosyal hayatını olumsuzyönde etkileyen klinik bir durumdur. Saptandığı takdirde uygun terapi ve tedavi yöntemleri ile daha iyi bir prognoz sağlanabilmektedir. Ülkemizde prevalansı isebilinmemektedir. Çalışmanın amacı İstanbul ili Pendik ilçesinde Aile Sağlığı Merkezleri’ne (ASM) kayıtlı 3-4 yaş arası çocuklarda konuşma ve dil gecikmesiprevalansını ve olası risk faktörlerini saptamaktır. Yöntem: Bu kesitsel çalışma, Pendik ilçesinde ASM’lere kayıtlı 3-4 yaş arası çocuklardan, her hekimin listesinden 4 asil ve 8 yedek çocuk seçilerek 405 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Çocuklar ve aileleri ASM’lere davet edilmiştir. Çocuklara araştırmacı tarafından Peabody Resim Kelime Testi, çocuklarla beraber gelen bakımından sorumlu kişiye Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) ve araştırmacılar tarafından geliştirilmiş, 29 olası risk faktörünü içeren anket araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Uygulanan testlerin herhangi birinde gecikme saptanan çocukta konuşma ve dil gecikmesi olduğu kabul edilmiş ve Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi’nde bir Çocuk Gelişim Uzmanı’na ileri değerlendirme yapılması için yönlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya 405 çocuk katılmıştır. Çocukların yaş ortalaması 42,2 (±3,37) ay ve 239 (59%)’u erkekti. Konuşma ve dil gecikmesi prevalansı 3,5% olarak saptanmıştır. Literatürde bahsedilen olası risk faktörlerinden düşük baba ve anne eğitim düzeyi, annenin gebelikte sigara içmesi, ailede konuşma ve dil gecikmesi olan akraba öyküsü ve çocuğun bakımından sorumlu kişinin Türkçe’den farklı bir anadile sahip olan çocuklarda konuşma ve dil gecikmesi sıklığı daha fazladır. Bu faktörlerin dahil edildiği lojistik regresyon analizi sonucu baba eğitim düzeyinin konuşma ve dil gecikmesini OR= 6,2 (G.A: 1,9-19,7) kat artırdığı saptanmıştır. iii Sonuç Çalışmamızda bulduğumuz konuşma ve dil gecikmesi prevalansı daha önce yurtdışında yapılmış topluma dayalı prevalans çalışmaları ile uyumludur. Düşük baba eğitim düzeyi konuşma ve dil gecikmesi açısından risk oluşturmaktadır. Diğer olası risk faktörleri hakkında daha kesin sonuçlar elde etmek için çok daha fazla çocuğun katıldığı çalışmalara ihtiyaç vardır. ABSTRACT Aim Speech and language delay (SLD) is a clinic condition that negatively affects child’s academic performance and social life in the future. When diagnosed, the prognosis can be much better with the right theraphy and treatment. Its prevalence in our country is unknown. The aim of our study is to find out the prevalence of SLD and probable risk factors in 3-4 years old childiren registered in primary care centers in Pendik district of İstanbul Province. Material and Methods: This cross-sectional study is conducted with a total of 405 children by selecting 4 primary and 8 reserve children in each list of primary care phycicians. The children and their parents were invited to the primary care centers. The investigator performed a Turkish form of Peabody Picture Vocabulary Test to each children face to face and Ankara Developmental Screening Inventory to the primary caregiver and children. Also, a questionnaire of 29 probable risk factors was applied to the primary caregiver. Children which had a low score in any of the tests were accepted as SLD and directed to a specialist in Child Development and Educational Department in Marmara University Pendik Training and Research Hospital for further evaluation. Results 405 children participated in our study. The mean age of the children was 42.2 (±3.37) months and 239 (59%) of them were male. The prevalance of SLD was determined as 3.5%. Among the children with low paternal and maternal education level, mother’s smoking during pregnancy, SLD positive family history and a primary caregiver with a different native language from Turkish SLD was more prevalant. As a result of logistic regression analysis, low paternal education level was determined as a risk factor for SLD (OR= 6.2 ; C.I:1.9-19.7) Conclusion In our study, SLD prevalance was consistent with the literature. Children with low paternal education level are at risk for SLD. To get more accurate results for other probable risk factors, there is a need for multi-centered researches with a large sample size.