Akademik Veri Yönetim Sistemi
Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2017
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ASİYE NURCİHAN ÇOBAN
Danışman: Ayşe Gül Soncu
Özet:Yeni iletişim teknolojileri zaman ve mekân kavramlarını yıkarak sosyoekonomik konumları fark etmeksizin herkes için hayatın her alanında kullanılan vazgeçilmez bir parçası haline dönüşmüştür. Yeni iletişim teknolojilerinin bir ürünü olan internet aracılığı ile gelişen sosyal paylaşım ağları, insanlar için enformasyon edinme, haber alma ve diğer insanlarla iletişim kurabilme adına yeni boyutlar kazandırmış kullanıcıların da fikirlerini beyan edebileceği bir alan olmuştur. Yeni medya kullanıcısına hem hedef hem kaynak olabilme imkânı tanıdığı çift yönlü iletişim modelini sunmaktadır. Sosyal paylaşım ağlarının devreye girmesiyle geleneksel etkileşim ve iletişim biçimlerinde köklü değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişimler neticesinde iletişim kuramlarının tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada iletişim kuramlarından Suskunluk Sarmalı Teorisi’nin yeni iletişim teknolojilerinin bir ürünü olan sosyal paylaşım ağları kullanıcıları üzerinde etkililiği incelenmiştir. Suskunluk Sarmalı Teorisine göre bireyler toplumda fikirlerini beyan ederken dışlanma korkusu ile susma eğilimi göstermektedir. Birey fikrini beyan etmeden önce tartışma konusu hakkındaki kanaat ortamını ölçer ve eğer kendi görüşü ile baskın olan görüş uyuşuyorsa konuşma eğilimi göstermekte, uyuşmaması durumunda ise dışlanma korkusuna kapılarak susma eğilimi göstermektedir. Sosyal paylaşım ağları kullanıcıları ile Suskunluk Sarmalı Teori arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını test etmek, çalışmanın temel amacıdır. Araştırmada Suskunluk Sarmalı Teorisinin mimarı Elizabeth Noelle-Neumann’ın suskunluk sarmalını test etmek için kullanmış olduğu ölçekler, sosyal paylaşım ağlarına uyarlanmıştır. Neumann’ın yöntemiyle hazırlanan ölçekte katılımcıların sosyal paylaşım ağlarında kanaat ortamının algılanması, görüşlerini açıkça ifade etme, susma ve konuşma eğilimleri (tren testi) ölçümlenmiştir. Gerçekleştirilen bu çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmış, veri toplama tekniği olarak 273 kişiye anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma sonucu elde edilen bulgularda, sosyal paylaşım ağları kullanıcılarının Suskunluk Sarmalına girmede cinsiyete göre farklılık gösterdiği; kadınların girmediği, erkeklerin ise girdiği sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT New media technologies has become an essential part of life for everybody without considering their socioeconomic situations by breaking the time and space concepts. As an output of the Internet social sharing networks has added new dimensions for information and communication between people. They also has become an area where people can manifest their own ideas. Because new media enables users to be both target and souce, it offers duplex communication model. After social sharing networks had stepped in, tradational interaction and communication styles radically changed. As the result of these changes, it is essential for the communication theories to be revised. In this study, the spiral of silence which is a theory of communication is studied in the context of users of social networks. According to The Spiral of Silence, individuals in the society fear of being excluded so they remain silent. Before expresssing their ideas, individuals try to work ut the atmosphere whether it is appropriate tos hare ideas. If the atmosphere is appropriate for them to convey ideas, they started to express their ideas. If it is not suitable, the person just keep his/her silence. Whether there is a relatinship between the users of social networks and the Spiral of Silence or not is the main goal of this study. In the study, the metrics that the founder of the spiral silence Elizabeth Noelle Neumann used for her theory was adapted fort he social networks. In the metric that was reformed and adapted according to Neumann’s own metric, the perception of the attendants in the social networks, expressing their ideas clearly, their tendency to talk or remain silent were examined. Quantitative method was used in this study and as data collection tool, survey technique was used. 273 attendants were interviewed and in the findings that were collected after the survey, the female attendants (according to factor of gender) proved not to be a part of the Spiral of Silence while the male attendants chose to be a part of the spiral of silence.