Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme (İngilizce) Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2018
Tezin Dili: İngilizce
Öğrenci: ELİF ÖZGE ERBAY
Danışman: Tülay Turgut
Özet:Bu çalışma, kriminoloji araştırmalarında yer alan mahkumlaşma olgusunu, örgüt çalışanlarının deneyimledikleri bir örgütsel davranış olarak ortaya koymakta ve bu bağlamda “örgütte mahkumlaşma” kavramını tanımlamaktadır. Çalışanın, bulunduğu örgütte kendini kısıtlanmış, hapsedilmiş ve çaresiz hissetmesiyle tanımlanan “örgütte mahkumlaşma” kavramı, kriminoloji alan yazınında mahkumlaşmayı açıklamak için öne sürülen Yoksunluk ve Taşıma Modellerinin yanı sıra, araştırma öncesinde gerçekleştirilen emic çalışmalardan alınan verilerle de desteklenmiştir. Araştırmada, örgütte mahkumlaşmaya yol açan öncül değişkenlerin yanı sıra, mahkumlaşan çalışanların deneyimledikleri bireysel ve örgütsel sonuçlar da ele alınmıştır. Bu doğrultuda kurulan hipotezlerin test edilmesi için, özel ve kamuya bağlı kuruluşlarda çalışan akademisyenler, beyaz ve altın yakalılardan oluşan 296 kişilik bir örneklem üzerinden istatistiksel analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırma neticesinde, Yoksunluk Modeli üzerinden hareketle tanımlanan “örgütsel yoksunluk” ve Taşıma Modeli üzerinden hareketle tanımlanan “sosyodemografik özellikler” örgütte mahkumlaşmayı anlamlı şekilde yordayan öncül değişkenler olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, örgütte mahkumlaşma yaşayan çalışanların “örgütten ayrışma” yaşadıkları, “örgüte asimile” olamadıkları ve örgütsel sinizme başvurdukları tespit edilmiş; bireysel temelde ise işlerine yabancılaştıkları, işe bağlılıklarında ve öznel iyi oluş seviyelerinde ise düşüş olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar neticesinde, örgütte mahkumlaşma özellikle bilişsel yetilerini kullanan çalışanların iç kaynaklı motivasyonunu sağlamada önemli bir sorun olarak ortaya konmakta ve örgütlerdeki yönetim politikaları ve uygulamaları üzerine çeşitli öneriler sunulmaktadır. Bu anlamda kavramın örgütsel davranış alanındaki çalışmalara da yeni bir soluk kazandıracağı düşünülmektedir. ABSTRACT This study introduces the concept of prisonization in criminological researches, as an organizational behaviour experienced by the employees, and defines a concept of “organizational prisonization” in this context. “Organizational prisonization”, defined as the employee’s feeling of being restricted, imprisoned and desperation, is supported with Deprivation Model and Importation Model, which have been introduced to describe the concept of prisonization in criminological studies, as well as with the data obtained from emic studies conducted prior to this study. The research discusses not only the antecedent variables that lead to organizational prisonization but also the individual and organizational effects experienced by the prisonized employees. To test the hypotheses developed, statistical analyses were conducted on a sample of 296 employees, consisting of academicians, working in foundation/state-owned universities, and white and golden-collar workers, working in private and public organizations. Following this research, “organizational deprivation”, defined on the basis of Deprivation Model, and “sociodemographic factors”, defined on the basis of Importation Model, have been determined to be the antecedent variables that result in significant predictors of organizational prisonization. Also, it is determined that the employees experiencing organizational prisonization also experience “organizational separation”, fail in “organizational assimilation”, and tend to organizational cynicism, while experiencing job alienation and decline in their job involvement and subjective well-being in individual context. Based on the results revealed that organizational prisonization posed a significant problem, especially for ensuring the intrinsic motivation of employees using their cognitive abilities, there were various suggestions made on the management policies and practices of organizations. It is also considered that this concept may make significant contributions to further studies to be conducted in organizational behaviour.