Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2014
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ESENGÜL KAYAN
Danışman: Neşe Perdahlı Fiş
Özet:Kaygı, çocuk ve ergenlerin %3-14’ünü etkileyen ciddi bir sorundur. Yazındaki araştırmalar, kaygı bozukluğu olan çocukların çevrede olduğundan daha fazla tehlike algısına neden olan bilişsel bozulmalara sahip olduğunu ileri sürmektedir. Teorik ve deneysel çalışmalar, bu bilişsel bozulmalar arasında en çok tehlikeyle ilişkili uyarana dikkat yanlılığı üzerinde yapılmıştır. Bazı çalışmalarda dikkat yanlılığı gösterilmiş olsa da çalışmalar arasında tutarlılık kısıtlı olduğundan bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Özellikle, gelişimi çocukluk ve ergenlik boyunca devam eden, yürütücü işlevler yeterince çalışılmamıştır. Tehlikeyle ilişkili dikkat yanlılığını daha iyi anlayabilmek için yürütücü işlevleri değerlendirmek şarttır. Çalışmamızda kaygı bozukluğu tanısı çocuk ve ergenlerde bilişsel yanlılık, yürütücü işlevler ve olumsuz düşünceler gibi bilgi işlemleme süreçlerini değerlendirildi ve normal kontrollerle karşılaştırıldı. DSM-IV-TR tanı kriterlerine göre kaygı bozukluğu tanısı almış (Yaygın anksiyete bozukluğu, ayrılık anksiyetesi bozukluğu, sosyal fobi, özgül fobi) 34 çocuk ve ergen, kaygı bozukluğu grubunu oluşturmaktaydı. Herhangi bir psikiyatrik hastalığı olamayan 28 sağlıklı çocuk ve ergen, kontrol grubunu oluşturdu. Genel psikiyatrik değerlendirme ve tanıların saptanması için Çocuklar İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi- Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu- Türkçe Versiyonu (K-SADS) uygulandı. Çocuklarda yürütücü işlevlerin değerlendirilmesi için Wisconsin Kart Eşleme Testi (WKET), İz Sürme Testi, Stroop testi, tehlikeli-uyarana dikkat yanlılığının değerlendirilmesi için de Dot-Probe testi kullanıldı. Ayrıca çocuklara Çocuklardaki Olumsuz Düşünceleri Değerlendirme Ölçeği (ÇODDÖ), Durumluluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği, Çocuklar için Depresyon Ölçeği (STAI) de uygulandı. Çocukların zihinsel düzeyleri Wechsler Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği (WISC-R) ile değerlendirildi. Kaygı bozukluğu grubundaki ergenlerin yaşları 8-17 yaş (ort=11.8 ± 2.6) arasında olup, grubun %55’ini kızlar oluşturmaktaydı. İki grup yaş ve cinsiyet açısından benzerdi. Kaygı bozukluğu grubunda en yaygın tanı sosyal fobi idi. Kaygı bozukluğu grubundaki çocuklarda STAI ve ÇODDÖ puanları kontrol grubundan anlamlı olarak yüksekti. WISC-R total ve performans zekâ puanları iki grupta benzer olup, sözel zekâ puanları kaygı bozukluğu grubunda anlamlı olarak düşüktü. ÇODDÖ’nde, kaygı bozukluğu olan çocuk ve ergenler daha fazla olumsuz düşünce belirtti. Yürütücü işlev testlerinde kaygı bozukluğu grubunda bazı bozulmalar görülse de iki grup arasında anlamlı düzeyde fark yoktu. Dot-probe testi ayrışma indeksi iki grupta da pozitifti. Kaygı bozukluğu grubunun dikkatini tehlikeli uyarandan daha uzun sürede geri çektiği gözlendi ancak bu fark istatiksel anlamlılığa ulaşmadı. Beklendiği şekilde, kaygı bozukluğu olan grubun durumluk, süreklilik anksiyete düzeyleri yüksekti ve daha fazla olumsuz düşünceleri mevcuttu. Kaygı bozukluğu grubunun WISC-R sözel zekâ bölümü puanlarının kontrol grubundan daha düşük olması, bu çocukların sosyal ileteşim ve sözel ifadede daha fazla zorluk yaşadığını düşündürdü. Yürütücü işlevleri ölçen testlerde iki grup arasında anlamlı fark bulunmaması kaygılı çocukların bozulmuş işlem verimliliğini ek eforla telafi etmelerinden kaynaklanabilir. Dot-probe testi ayrışma indeksinin kaygı bozukluğu grubunda istatiksel anlamlılığa ulaşmamakla birlikte daha yüksek olması bu çocukların daha fazla dikkat yanlılığı gösterdiği şeklinde yorumlanabilir. Anahtar Kelimeler: Kaygı bozukluğu, dikkat yanlılığı, yürütücü işlevler, bilişsel yanlılık, çocuk ve ergen ABSTRACT Childhood anxiety is a serious condition affecting around 3% to 14% of young children and adolescents (Cohen et al 1993). The research literature suggests that children and adolescents suffering from anxiety disorders experience cognitive distortions that magnify their perceived level of threat in the environment. Of these distortions, an attentional bias toward threat-related information has received the most theoretical and empirical consideration (Puliafico and Kendall 2006). Most of the empirical research suggest that youth with anxiety disorders display an attentional bias toward threat-related stimuli. Although researchers have concluded that this bias does indeed exist in anxious youth, additional research is needed to better understand this phenomenon (Ehrenreich & Gross 2002, Vasey & MacLeod 2001). Importantly, the executive functioning developments that occur throughout childhood and adolescence have not been sufficiently considered. In order to understand threat-related attentional bias in youth better, it is essential to assess executive functioning abilities (Puliafico and Kendall 2006). The aims of the present study were to examine the cognitive distortions, certain executive functions, and attentional bias in youth with anxiety disorders and compare them with those of a control group. Thirty-four children and adolescents with a Diagnostic and Statistical Manual for Mental Disorders 4th version (DSM-IV) diagnosis of an anxiety disorder (Generalized anxiety disorder, separation anxiety disorder, social anxiety disorder, specific phobia, ) were included in the anxiety group (AG). The second group, control group (CG), consisted of 28 children and adolescents who were free of any psychiatric disorder. DSM-IV diagnoses were established for the AG and excluded for the CG by using the Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School-Age Children/Present and Lifetime Version (K-SADS-PL). All children and adolescents completed State Trait Anxiety Inventory for Children (STAI-C) and Children’s Negative Cognitive Error Questionnaire (CNCEQ). All participants underwent Wechsler Intelligence Scale for Children-Revised form (WISC-R), XI Wisconsin Card Sorting Test (WCST), Stroop Test, Trail Making A and B Tests, to examine executive functions; and Dot-Probe Test to examine attentional bias. In the AG, the age range of the children and adolescents was between 8-17 years (mean= 11.8 ±2.6 years), girls constituted 55 percent of the group. The two groups were comparable with respect to age and gender. The most common anxiety disorder in the AG was Social Anxiety Disorder. The children and adolescents in the AG group had significantly higher scores in STAIC and CNCEQ. Although WISC-R Total and Performance Subtest scores were similar in both groups, WISC-R Verbal Subtest scores were significantly lower in the AG. Dot-Probe test didn’t reveal significant group differences. In the self report questionnaires, the children and adolescents with an anxiety disorder had more frequent cognitive distortions. Like many other anxious children, the participants in the AG had difficulties in social communication and verbal expression; accordingly the WISC-R Verbal Subset Scores were significantly lower when compared to CG. Although the participants in the AG had dysfunctional scores in some parameters of the executive skills, they failed to be significant between groups. Disengagement indexes were positive for both groups. Although attention disangagement from threat-related-words took longer time in AG, the difference between groups was not significant. As expected AG grup expressed higher state and trait anxiety levels and cognitive errors than CG. Lower verbal IQ scores in WISC-R in AG suggests that this group has impaired social communication and verbal expression. The lack of major group differences in executive function performances might be a result of the efortful compansation of anxious youth. Although it did not reach significance level, the increased disengagement index in anxious youth might be regarded as an evidence for attentional bias. Key Words: Anxiety disorders, attentional bias, executive functions, cognitive bias, children and adolescents