Yabancı sermayeli banka girişlerinin banka kârlılığına etkisi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İlknur Can

Danışman: BAŞAK TANINMIŞ YÜCEMEMİŞ

Özet:

Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunun yaşadığı ortak sorun sermaye yetersizliğidir. Gelişmekte olan ülkeler finansal piyasalarına yabancı sermaye çekerek bu sorunu aşmaya çalışmaktadırlar. Küreselleşme ile birlikte 1980'li yıllarda gelişmekte olan ülkelere yabancı sermaye girişi artmıştır. Bazı gelişmekte olan ülkeler sermaye girişine kontrollü izin verirken bazıları ise piyasalarını tamamen serbest bırakmayı tercih etmişlerdir. Bankacılık sektöründe yabancı sermaye hareketleri Osmanlı Devleti döneminde 1847 yılında başlamış ve Cumhuriyetin ilanına kadar sürmüştür. Cumhuriyetin ilanın ardından milli bankacılık politikası benimsenmiş, 1923-1980 yılları arasında dünya genelinde yaşanan ekonomik durgunluğun ve dışa kapalı ekonominin etkisiyle Türk bankacılık sektörüne yabancı sermaye girişi olmamıştır. 1980'li yıllarda dışa açık bir ekonomi politikasının tercih edilmesiyle Türk bankacılık sektörü yabancı sermayenin ilgisini yeniden çekmeye başlamıştır. 2000 ve 2001 yıllarında Türk bankacılık sektöründe bankacılık krizleri yaşanmış, sektörde rehabilitasyon süreci çerçevesinde birçok yerli sermayeli banka fona devredilmiş ya da birleşme ve devralma yoluna gidilmiştir. 2015 yılı itibariyle Türk bankacılık sektöründe 26'sı yerli, 21'i yabancı sermayeli olmak üzere toplam 47 banka faaliyet göstermektedir. 2000 ve 2001 yıllarında Türk bankacılık sektöründe yaşanan krizlerin ardından bankacılık sistemi rehabilite edilmiş, yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmış, sektör performans ve kârlılık açısından geliştirilmeye çalışılmıştır. Tüm bu olumlu gelişmeler sektöre yabancı sermayenin ilgisini arttırmıştır. Bu çerçevede çalışmada Türk bankacılık sektörü 2000-2015 dönemi ele alınarak sektör kârlılığı ve sisteme yabancı sermayeli banka girişleri açısından değerlendirilmiş ve sektörün kârlılığı gelişmekte olan bazı ülkelerle mukayese edilmiştir. Sonuç olarak yabancı sermayeli banka girişlerinin optimum ölçekte kalındığında sektör kârlılığını olumlu yönde etkilediği ve bu kârlı performansın devamının sektöre yabancı sermayeyi çekmeye devam edebileceği yargısına varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bankacılık sektörü, doğrudan yabancı sermaye hareketleri, kârlılık ABSTRACT Under-capitalization is a problem common to many developing countries. To overcome this problem, these countries try to attract foreign capital to their financial markets. In 1980s, globalization was accompanied with increased foreign capital inflow to developing countries. Some developing countries sought to keep capital inflow under control while others opted to exert no control over it. In Turkey, capital movements in the banking sector started in 1847 during the Ottoman era and lasted until the proclamation of the republic. Following the proclamation of the republic, the national banking policy was adopted, and the Turkish banking sector saw no capital inflow due to the global economic recession and the country's self-isolated economy between 1923 and 1980. As an open economic model was adopted in 1980s, the Turkish banking sector started to generate interest of foreign investors. Between 2000 and 2001, the Turkish banking sector suffered from banking crises and a number of domestic-owned banks were transferred to the fund or they had to proceed with mergers or acquisitions as part of the sector's rehabilitation process. In 2015, the Turkish banking sector had 47 banks (26 domestic-owned and 21 foreign-owned). Following the sector's crises in 2000 and 2001, the Turkish banking sector was rehabilitated with legal and institutional regulations to improve its performance and profitability. These positive moves paid off as foreign investor started to show interest in the sector. In this context, this study assessed the Turkish banking sector's profitability and foreign-owned banks' entry to the system between 2000 and 2015 and compared the sector's profitability with certain developing countries. It was found that the optimal level of entries to the system by foreign-owned banks makes positive effect on the sector's profitability and if this profitable performance is maintained, the sector will be able to continue to attract foreign investors. Keywords: Banking sector, direct foreign investment movements, profitability