Din psikolojisinde nefs anlayışına katkılar: Muhammed İkbal örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Büşra Hazinoğlu

Danışman: ALİ ULVİ MEHMEDOĞLU

Özet:

Bu tez, Müslüman devletlerinin batının askeri, politik ve teknolojik güç birliği karşısında güçsüz kaldığı 20. Yüzyılın başlarına ayna tutarak, çağının tüm özelliklerini şeffaf bir şekilde göstermeyi başarmış, adının övgüyle anıldığı fikir adamı Muhammed İkbal’in, Din Psikolojisinin tartışmalı konularından biri olan nefse dair görüşlerini ele almak amacıyla yazılmıştır. İkbal felsefesini dini temeller üzerine bina etmiştir. İkbal’ e göre din, insan bütünlüğünün topyekûn bir ifadesidir. Din insanın iddiasını genişletir ve en alt seviyesinde Gerçekliğin doğrudan müşahedesini hedefler. İkbal, sürekli olarak değişen, oluşan ve büyüyen yani dinamik bir âlem anlayışını savunur. İçinde bulunduğumuz âlem, Allah’ın sınırsız yaratma sürecinde kısa bir vetiredir. İkbal'in bütün sisteminin temelini tevhit akidesi oluşturmaktadır ki onun düşüncesinde Allah bir tektir. O, yegâne şahsiyet, Mutlak Egodur. İkbal'e göre Allah, yaratma işlemine her an bilfiil devam etmektedir. İkbal, ben kelimesine karşılık olarak Farsça yazılarında hôdi, İngilizce yazılarında ise, self veya ego kelimelerini kullanmıştır. İslâm düşüncesi tarihinde ve günümüzde bu kavram, nefs, ene, can, hayat, kendilik, şahıs, öz benlik, ruh vb. gibi manalara gelen şekillerde kullanılmıştır. İkbal, benliği, sezginin bize bildirdiği temel realite olarak kabul ederken, her türlü faaliyetin merkezi olarak görmüş, “insan fıtratının dağınık ve sayısız gücünü bir araya getiren gizemli şey” olarak ifade etmiştir. Anahtar Kelimeler: Muhammed İkbal, Âlem, Ulûhiyet, Nefs, bstract Bu tez, Müslüman devletlerinin batının askeri, politik ve teknolojik güç birliği karşısında güçsüz kaldığı 20. Yüzyılın başlarına ayna tutarak, çağının tüm özelliklerini şeffaf bir şekilde göstermeyi başarmış, adının övgüyle anıldığı fikir adamı Muhammed İkbal’in, Din Psikolojisinin tartışmalı konularından biri olan nefse dair görüşlerini ele almak amacıyla yazılmıştır. İkbal felsefesini dini temeller üzerine bina etmiştir. İkbal’ e göre din, insan bütünlüğünün topyekûn bir ifadesidir. Din insanın iddiasını genişletir ve en alt seviyesinde Gerçekliğin doğrudan müşahedesini hedefler. İkbal, sürekli olarak değişen, oluşan ve büyüyen yani dinamik bir âlem anlayışını savunur. İçinde bulunduğumuz âlem, Allah’ın sınırsız yaratma sürecinde kısa bir vetiredir. İkbal'in bütün sisteminin temelini tevhit akidesi oluşturmaktadır ki onun düşüncesinde Allah bir tektir. O, yegâne şahsiyet, Mutlak Egodur. İkbal'e göre Allah, yaratma işlemine her an bilfiil devam etmektedir. İkbal, ben kelimesine karşılık olarak Farsça yazılarında hôdi, İngilizce yazılarında ise, self veya ego kelimelerini kullanmıştır. İslâm düşüncesi tarihinde ve günümüzde bu kavram, nefs, ene, can, hayat, kendilik, şahıs, öz benlik, ruh vb. gibi manalara gelen şekillerde kullanılmıştır. İkbal, benliği, sezginin bize bildirdiği temel realite olarak kabul ederken, her türlü faaliyetin merkezi olarak görmüş, “insan fıtratının dağınık ve sayısız gücünü bir araya getiren gizemli şey” olarak ifade etmiştir. Anahtar Kelimeler: Muhammed İkbal, Âlem, Ulûhiyet, Nefs, bstract Bu tez, Müslüman devletlerinin batının askeri, politik ve teknolojik güç birliği karşısında güçsüz kaldığı 20. Yüzyılın başlarına ayna tutarak, çağının tüm özelliklerini şeffaf bir şekilde göstermeyi başarmış, adının övgüyle anıldığı fikir adamı Muhammed İkbal’in, Din Psikolojisinin tartışmalı konularından biri olan nefse dair görüşlerini ele almak amacıyla yazılmıştır. İkbal felsefesini dini temeller üzerine bina etmiştir. İkbal’ e göre din, insan bütünlüğünün topyekûn bir ifadesidir. Din insanın iddiasını genişletir ve en alt seviyesinde Gerçekliğin doğrudan müşahedesini hedefler. İkbal, sürekli olarak değişen, oluşan ve büyüyen yani dinamik bir âlem anlayışını savunur. İçinde bulunduğumuz âlem, Allah’ın sınırsız yaratma sürecinde kısa bir vetiredir. İkbal'in bütün sisteminin temelini tevhit akidesi oluşturmaktadır ki onun düşüncesinde Allah bir tektir. O, yegâne şahsiyet, Mutlak Egodur. İkbal'e göre Allah, yaratma işlemine her an bilfiil devam etmektedir. İkbal, ben kelimesine karşılık olarak Farsça yazılarında hôdi, İngilizce yazılarında ise, self veya ego kelimelerini kullanmıştır. İslâm düşüncesi tarihinde ve günümüzde bu kavram, nefs, ene, can, hayat, kendilik, şahıs, öz benlik, ruh vb. gibi manalara gelen şekillerde kullanılmıştır. İkbal, benliği, sezginin bize bildirdiği temel realite olarak kabul ederken, her türlü faaliyetin merkezi olarak görmüş, “insan fıtratının dağınık ve sayısız gücünü bir araya getiren gizemli şey” olarak ifade etmiştir. Anahtar Kelimeler: Muhammed İkbal, Âlem, Ulûhiyet, Nefs, Abstract Bu tez, Müslüman devletlerinin batının askeri, politik ve teknolojik güç birliği karşısında güçsüz kaldığı 20. Yüzyılın başlarına ayna tutarak, çağının tüm özelliklerini şeffaf bir şekilde göstermeyi başarmış, adının övgüyle anıldığı fikir adamı Muhammed İkbal’in, Din Psikolojisinin tartışmalı konularından biri olan nefse dair görüşlerini ele almak amacıyla yazılmıştır. İkbal felsefesini dini temeller üzerine bina etmiştir. İkbal’ e göre din, insan bütünlüğünün topyekûn bir ifadesidir. Din insanın iddiasını genişletir ve en alt seviyesinde Gerçekliğin doğrudan müşahedesini hedefler. İkbal, sürekli olarak değişen, oluşan ve büyüyen yani dinamik bir âlem anlayışını savunur. İçinde bulunduğumuz âlem, Allah’ın sınırsız yaratma sürecinde kısa bir vetiredir. İkbal'in bütün sisteminin temelini tevhit akidesi oluşturmaktadır ki onun düşüncesinde Allah bir tektir. O, yegâne şahsiyet, Mutlak Egodur. İkbal'e göre Allah, yaratma işlemine her an bilfiil devam etmektedir. İkbal, ben kelimesine karşılık olarak Farsça yazılarında hôdi, İngilizce yazılarında ise, self veya ego kelimelerini kullanmıştır. İslâm düşüncesi tarihinde ve günümüzde bu kavram, nefs, ene, can, hayat, kendilik, şahıs, öz benlik, ruh vb. gibi manalara gelen şekillerde kullanılmıştır. İkbal, benliği, sezginin bize bildirdiği temel realite olarak kabul ederken, her türlü faaliyetin merkezi olarak görmüş, “insan fıtratının dağınık ve sayısız gücünü bir araya getiren gizemli şey” olarak ifade etmiştir. Anahtar Kelimeler: Muhammed İkbal, Âlem, Ulûhiyet, Nefs,