Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Tahir Taşdelen
Danışman: HALİL İBRAHİM KAÇAR
Özet:ÖZET MÜLK SÛRESİ’NİN EDEBÎ TAHLÎLİ VE TÜRKÇE KUR’ÂN MEÂLİNE YANSIMASI İlâhî sırlarla dolu bir hazine olan Kur’ân-ı Kerîm, fesâhat ve belâgatin zirveye eriştiği bir dönemde, her fırsatta dilleriyle iftihâr eden muhâtaplarından kendisini inkâr edenlere bir benzerini getirmeleri hususunda meydan okumuş ve dönemin en meşhur söz ustaları ve edipleri buna teşebbüs dahi edememişlerdir. Her yönüyle mu’cize olan Kur’ân, fesâhat ve belâgat yönüyle de beşerin asla ulaşamayacağı bir seviyede yüksek edebî bir üslûba sahiptir. İslâm ulemâsı yüzyıllar boyunca sırf Allâh’ın mesajını daha iyi anlayabilmek ve onun i’câz perdesini aralayıp sırlarına vakıf olabilmek amacıyla başta belâğat olmak üzere birçok ilim dalında önemli çalışmalara imza atmışlardır. Şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm’i kendi aslî dilinden anlamaya çalışmak, ilâhî mesajla daha iyi bir ünsiyet kurmayı sağlar. Ancak Kur’ân’ı anlayabilecek düzeyde Arapça ve belâğat gibi ilimlere vakıf olmak, uzun soluklu bir çaba gerektirir. Herkesin böyle bir tahsile sahip olmasını beklemek mümkün olmadığından Kur’ân’ın mesajını tüm insanlığa ulaştırmak amacıyla Kur’ân tercümeleri ortaya çıkmış ve zamanla hızla yayılmıştır. Ülkemizde de iki yüz civarında Türkçe Kur’ân meâli bulunmaktadır. Bu meâllerin birçoğunda Kur’ân’ın edebî üslûbunun tercümeye yansıtılması noktasında bazı sorunlar olduğu görülmektedir. Elbette Kur’ân’ın eşsiz edebî üslûbunun meal düzeyinde başka bir dile birebir aktarılması mümkün değildir. Ancak bu üslûp, gerekirse dilin tüm sınırları zorlanarak mümkün mertebe meâllere yansıtılmalı ve meâl okuyucusunun da bu edebî zevki hissetmesi sağlanmalıdır. Çalışmamızda Mülk Sûresi özelinde ve belâğatın ilk iki disiplini olan me’ânî ve beyân ilimleri çerçevesinde Kur’ân’ın edebî i’câzını gösteren belâğat sanatlarının âyetlere kattığı manaları ve bu manaların Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı Meâllerine nasıl yansıtıldığını göstermeye çalıştık. Edebî sanatların anlam ve yorum merkezli tefsîrî tercüme yöntemiyle daha başarılı bir şekilde meâllere aktarıldığını, metne ve lâfza bağlı kalma kaygısıyla yapılan harfî tercümede ise bu sanatlara gereken önemin verilmediği sonucuna vardık. Temenni ediyoruz ki bu çalışmamız, mananın anlaşılmasında edebî sanatların rolünün ne denli önemli olduğunu hatırlatır ve bundan sonra yazılacak meâllere bu konuda katkı sağlar. -------------------- ABSTRACT LITERARY ANALYSIS OF SURAH MULK AND ITS REFLECTION ON TURKISH TRANSLATIONS OF THE HOLY QURAN The Holy Quran which is infested with many celestial secrets, challenged the unbelievers of its addressees who were proud of their language on every occasions, in an era when facility and rhetoric in language had reached its peak, to replicate its surahs yet the most renowned language masters and men of letters were not able to make such attempt. Aside from being a miracle with its every aspect, The Holy Quran has a supreme literal wording on a level that the humankind cannot possibly reach in terms of facility and rhetoric. Muslim scholars throughout centuries have achieved astounding scientific works in many fields, the rhetoric being in the first place, for the sole purpose of having a better understanding of Allah’s message and have a grasp of its secrets by unveiling the laconic curtain. Trying to understand The Holy Quran in its original language beyond any doubt allows one to have a better relationship with the divine message. Yet to have expertise on sciences such as Arabic and rhetoric requires a long running effort. Since it is not possible to expect for everybody to have such education, Quran translation came to existence and spread far and wide to convey its message to the whole humanity. There are some two hundred Quran translations in Turkey. In many of these translations, there seems to be difficulties in reflecting the literary wording to the translation. It is without a doubt impossible to transfer Quran’s unique literary wording word-for-word to another language in translations. However this wording should be reflected on the translations as much as possible by pushing the limits of language if required, therefore the reader would be able to feel this literary pleasure. In this study, we tried to present the meanings that are provided by the rhetorical arts which demonstrate the literary laconic of Quran and the reflection of these meanings in the translations of Directorate of Religious Affairs and Turkish Religious Foundation, particularly in Surah Mulk within the frame of two main disciplines of the rhetoric: Denotation (Maani) and description (Bayaan). We concluded that the literary arts are able to be transferred to the translation by meaning and interpretation oriented exegesis method, on the other hand in the word-for-word translation which is made with the concern of staying with the script and grammar, it is seen that these arts are not given due importance to. We sincerely hope that this study reminds the readers of how important the literary arts in understanding the meanings and contributes in this sense to the translations that are to be written in the future.