Ortaçağ siyaset felsefesinde adalet


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ÖMER OSMANOĞLU

Danışman: ALİ DURUSOY

Özet:

Anahtar Kelimeler: Siyaset Felsefesi, Yunan Felsefesi, Ortaçağ Felsefesi, Adalet ORTAÇAĞ SİYASET FELSEFESİNDE ADALET Ortaçağ siyaset felsefesinde adalet çözümlemeleri üzerine kaleme alınmış bu tez adalet kavramını ahlaki, siyasi ve hukuki bir kavram olarak tartışan Hıristiyan ve İslam filozoflarının adalet teorilerine odaklanır. Ortaçağ felsefesinde; metafizik, ahlak ve siyaset arasında sıkı bir bağ vardır. Ortaçağ filozoflarının ahlak anlayışlarını metafizikten bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Onlara göre mutluluk, en yüksek amaçtır ve bu amaca, erdemli bir yaşam sayesinde ulaşılır. Ortaçağ filozofları dört temel erdem üzerinde dururlar: Hikmet, ölçülülük, cesaret ve adalet. Adalet en önemli erdemdir. Adaletin gerçekleşmesi diğer üç erdemin gerçekleşmesine bağlıdır. Bu yüzden adalet hem bireysel ilişkilerde hem de toplumda geçerli olan genel bir erdemdir. Adalet, herkese hak ettiğini vermede sabit ve daimi bir irade olarak tanımlanır. Ve adalet, adil olanı yapmaya gönüllü olma alışkanlığı ve eylemde ve niyette adil olmaktır. Temel ahlaki bir erdem olarak adalet filozofların ele aldığı iyiliğe ve en yüksek amaç olan mutluluğa ulaşma konusuyla yakından ilgilidir. Diğer yandan adalet araştırması hak, denge, eşitlik, kamu yararı ve mülkiyet paylaşımı ve hukukla ilgili işler gibi konularla ilişkilidir. Ortaçağ adalet teorileri, içerik ve yöntem açısından büyük ölçüde, Platoncu hiyerarşik toplum modelindeki işbölümü ve uzmanlaşma ile Aristoteles’in erdemi aşırılık ve noksanlıklardan kaçınarak uçların orta noktası olarak gören anlayışına dayanır. Kısacası, Ortaçağ adalet teorileri, Platon ve Aristoteles’in görüşleriyle Ortaçağ’ın siyasi, sosyal, dini ve hukuki özelliklerin bir sentezi olarak tezahür etmiştir. Bu nedenle, Ortaçağ felsefesini derinden etkilemiş olan bu iki filozofun adalet hakkındaki görüşleri anlaşılmadan Ortaçağ filozoflarının adalet teorilerini anlamak zordur. Bu yüzden çalışmamızın girişten sonraki ikinci bölümünde Platon ve Aristoteles’in adalet teorilerine ışık tutmaya gayret ettik. Tezin üçüncü bölümünde; Augustinus, Canterburyli Anselm, Petrus Abaelardus, Salisburyli John ve Thomas Aquinas gibi Hıristiyan teolog ve filozofların adalet teorileri tartışıldı. Onlar, temel erdemler ve adalet konusunda açık bir şekilde Grek düşüncesiyle Hıristiyan ahlakı arasında bir sentez yapmışlardır. Onlara göre adalet, devleti ayakta tutan temel erdemdir ve hükümdarın asli görevi adaleti tesis etmektir. Dördüncü bölümde Kindî, Ebu Bekir Razî, Fârâbî, İbn Miskeveyh, İbn Sînâ, İbn Rüşd, Nasîruddin Tusî, Gazâlî, Maverdî ve İbn Haldun gibi İslam filozoflarının adalet teorileri değerlendirildi. Onlar adaleti, diğer erdemlerin tezahürü etmesi neticesinde gerçekleşen bütünleyici bir erdem olarak tasarlamışlardır. İslam filozofları, insan için en yüce hedef olan mutluluğa adil bir devlet sayesinde ulaşılabileceği konusunda hemfikirdirler. Bu bağlamda filozoflar adaletin, toplumsal ilişkilerde, siyasal, hukuki ve ekonomik sistemde merkezi bir erdem olduğunu ileri sürmüşlerdir. Keywords: Political Philosophy, Greek Philosophy, Medieval Philosophy, Justice ABSTRACT JUSTICE IN MEDIEVAL POLITICAL PHILISOPHY This thesis is written on justice analysis in Medieval political philosophy and focuses on justice theories of Christian and Islamic philosophers, who have discussed the justice as an ethical, political, and judicial concept. Metaphysics, ethics and politics are related to each other in Medieval philosophy. There is no way to evaluate moral philosophy of Medieval philosophers without their metaphysical systems. According to them happiness is the supreme purpose and it will be possible to achieve this purpose through a virtuous life. Medieval philosophers emphasize four cardinal virtues: Wisdom, temperance, fortitude, and justice. As a moral virtue, justice is the most important virtue. And the realization of justice depends on the other three virtues. Hence, justice is a general virtue not only in the individual relationships but also in public. Justice defined as a constant and perpetual will to render each its right. And it is a habit that someone disposed to do what is just, and to be just in act and intention. Justice, as a basic virtue, closely related to the goodness and acquiring the happiness, which is the supreme aim for the philosophers. On the other hand, investigation of justice also include right, equilibrium, equality, public good, distribution of property and legal affairs. Medieval justice theories, substantially in terms of scope and method, based on Platonist division of labor in hierarchical social system; and Aristotelian virtue, which is avoid excess and deficiency, and is in a condition intermediate between two extremes. Briefly, Medieval justice theories appear as a synthesis of Plato’s and Aristotle’s justice theories with political, social, religious and judicial characters of Middle Age. Thus, it’s hard to understand justice theories of Medieval philosophers without considering the views on justice of major Greek philosophers, Plato and Aristotle, who influenced deeply Medieval philosophy. Therefore in the second section, we try to shed on light both of their justice theories. In the third section, we discussed justice theories of Christian philosophers or theologists such as Augustinus, Anselm of Canterbury, Petrus Abaelardus, John of Salisbury and Thomas Aquinas. They precisely make a harmonious synthesis between Greek ideas and Christian ethics about basic virtues and justice. According to them justice is basic virtue, which keeps state alive, and to provide justice is the primary duty of the ruler. In the fourth section, we considered justice theories of Islamic philosophers such as Kindî, Ebu Bekir Razî, Fârâbî, İbn Miskeveyh, İbn Sînâ, İbn Rüşd, Nasîruddin Tusî, Gazâlî, Maverdî ve İbn Haldun. They are contemplate that justice is a complementary virtue and a result of realization of the other three virtues. Islamic philosophers agreed that through a just state, citizen would be achieve to happiness, which is the supreme purpose. Therefore, philosophers asserted that justice is a central virtue in social relationships, and political, judicial and economic system.