Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2008
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Nazlı Pektaş
Danışman: NALAN DANABAŞ
Özet:Yaratma sürecinde, öznenin nesne ile kurduğu diyaloğun derinliği, biçim- içerik ilişkisi içinde “ötekini” anlatmakla ilişkilidir. Bu ilişkide ötekini anlatmak metafor yapmaktır. Yapılan metafor düşüncenin biçime transferidir. Biçim düşüncenin taşıyıcısıdır. “Bir şeyi başka bir şeyle anlatmak” olarak kısaca tanımlanan metafor; kap yaratıcısının kullandığı bir kavram haline geldiğinde, eylemi gereği taşıyan ve saklayan kap, boşlukla kuruduğu biçimsel ilişki ile birlikte “metaforik kap” olduğunda, boşlukta iz bırakan, onu taşıyan söz ve düşünce eylemi olarak anlam kazanmaktadır.İlk örneklerini tarih öncesi kült kaplarında gördüğümüz bu anlatımcı kaplar; arketipal bir ilişkiyle yaratıcıları tarafından biçimlendirilirken, içinde bulundukları zamanın sözlerinin taşıyıcıları olmuşlardır. Tarihin kile ilk dokunduğu zamanlarda, insanın içinde bulunduğu toplumsal yaşamının bir parçası olarak kendini kile aktarma isteği güçlüdür.Nesne düşünmeye başlamıştır. Metaforik kaplar bir anlamda düşünen objelerdir. Anlam kelimelerden kurtularak üç boyutlu bir şekle bürünmüştür. Kap artık taşıma işlevinin ötesine geçerek ya da somutu değil soyutu sahiplenerek boşluğu biçimlendirmektedir. Bu noktada kült kapları ilk metaforik kaplardır.Günümüz sanatçıları da sözlerini biçimleriyle aktarırken seçtikleri form kap olduğunda, aynı arketipal dürtüyle yarattıkları kaplarda, biçim- içerik düzleminde form aracılığı ile boşlukta farklı izler bırakarak sözlerini aktarmışlardır. Kült kaplarında olduğu gibi günümüz örneklerinde de kabın temel eylemi olan saklamak ve taşımak sanatçının düşüncesinin göstergesi olmuştur.Bu ilişkiler içinde gösteren ve gösterilen ilişkisi göstergebilim ile anlamlandırılmıştır. Farklılaşan kap formu her seferinde gösteren olurken, gösterilen her sanatçının kendi sözü olmuştur. Yapılan metaforları anlamlandırmanın yolu göstergebilimsel çözümlemelerle mümkündür.Metaforla anlatmak, gösteren ile gösterilenin kurduğu ilişkinin en zengin yoludur. Metafor dilimize habersizce girerken; sanatçının bilinçli seçimi olmuştur. Metaforla anlatmak, üretilen sanat yapıtının derinliğini oluşturmaktadır. Nesneler dünyasında dolaşan sanatçı içinde olduğu disiplinde ya da disiplinlerarası gerçekleştirdiği üretiminde; sık sık metaforlar kullanmıştır. Metafor yapmak dili zenginleştirdiği gibi sanatı da dünya ile ilişkiye kolayca sokan ve onu güçlendiren derin bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Nesneleri izlerken gördüğümüzle, gördüklerimizin ardında kalanlar arasındaki bağ metafordur. Sanatta metafor, nesneler dünyasında yapılan yolculukta, sanatçıların göstermek istediklerini, gösteren nesneler üzerinden, metafor kavramı ile okumaktır. Düşünceler, kap ile biçime kavuşurken, ortak payda boşluk etrafında bir araya gelmek ya da boşluğu saklamak için buluşmaktır. Bu buluşmanın izini, düşünen ve yaratan insanın el izlerinde bulmaktayız.Boşluğun anlamı doluluğun varlığıyla ilişkilidir. Bu iki kavram karşıtlık ilişkisi içinde birbirlerini görünür kılarlar. Bu ilişki içinde kap her ikisini de bir arada tutan bir formdur ve bu yönüyle de güçlü bir anlatım aracıdır.Kullanım amacıyla yapılmayan her kap metaforik değildir. Kap taşıdığı düşünceyi ona bakana aktarabilmeli, varlığını öncelikle taşıdığı düşünceyle ortaya koyabilmelidir. Kap bu noktada aracıdır ve varlığıyla en baştan metaforiktir. Sözü ve düşünceyi, boşluğu da içine alarak aktarmaktadır. Gözle görülmeyen bir şeyi görünür kılmak için seçilmiş, ilkel zamandan beri başvurulan boşluğun izleridir. SUMMARY In the process of creating, the depth of the dialogue the subject builds with the object is about narrating “the other” in the context of style-content relationship. In this relationship, narrating the other is to make a metaphor. The metaphor is the transference of ideas into form. The form is the complement of idea. When metaphor, which is simply defined as “describing something by referring to something else”, becomes a concept used by the vessel creator, turning the vessel, a carrier and protector by nature, into the “metaphoric vessel”. With its formal relation to space, the metaphoric vessel gains a meaning for the trace it leaves in the space. It turns into an oral and ideological act conveying this trace. These expressive vessels, the earliest examples of which are seen in the prehistoric cult containers, have been the conveyors of the words of their time, while they were being shaped -in an archetypal relation – by their creators. In times when history first touched clay, mankind had a strong motivation in expressing himself –as an inseparable component of the society- in and via clay. This was when the object started to think. To a certain extent, metaphoric vessels are thinking objects. Freeing itself from the words, meaning becomes a three dimensional shape. Going beyond its function as a container, the vessel grows to be the owner of the abstract –instead of concrete- and forms the emptiness and space. With this standpoint, the cult containers are indeed the first metaphoric vessels. When today’s artists choose to express themselves in forms of vessels, they manifest their declarations by leaving distinctive traces in the space via forms within the form-content context of the containers they create with the same archetypal instinct. Like in all cult vessels, preserving and enclosing, the two basic functions of the vessel- have both been the basic signifier of the artist’s thoughts. The relationship between the signified and signifier have been attributed meaning via semiotics. While the differentiated vessel form always becomes the signifier, the signified is the statement of each artist. The key to attribute a meaning to and interpret the metaphor is to make semiological analyses. Expressing via metaphors is the richest way of building a relationship between the signifier and signified. Metaphor is a deliberate preference by the artist. Expressing via metaphors generates the depth of the piece of art. Wandering in the world of object, the artist frequently employs metaphors in the relevant discipline or in the interdisciplinary context. In addition to enriching the language, expressing via metaphors is a profound route fortifying art. Thus, art finds an easier way to connect with the outer world. Metaphor is the connection between what we see when we observe the objects and what is left beyond of our observations. Metaphor in art is an attempt to read what the artist intended to express in his/her journey to the world of objects via the concept of metaphor, using the signifier objects. While the ideas obtain a form through a vessel, the common denominator is to gather around a space or to unite with the objective of hiding the emptiness. We find the trace of this uniting in the fingerprints of the thinking and creating person. The meaning of emptiness is directly correlated with the presence of fullness. These two concepts turn each other visible through the contradiction in their nature. Vessel is the form holding the antonyms together. This very quality makes the vessel a strong means of expression. Not all non-utilitarian vessels are metaphorical. The vessel should first be able to convey the idea it carries to the viewer. It should stand out with the idea it embodies. At this point vessel is a mediator. Its very presence is metaphorical. Vessel is to convey the idea or declaration, while containing the space as well. Here it reflects the trace of the emptiness to turn the invisible into something visible; a method man uses since the prehistoric times.