Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2000
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Ercan Kuanışbayev
Özet:
Bu destanın ana konusu aşk olmakla birlikte arka planda halkın eşitlik ve özgürlük arzusu yatmaktadır. Bir türlü çocuk sapibi olamayan Karabay Han ile Sarıbay Han avlanırken Şırış dağında karşılaşırlar. Tanışıp konuşup dost olurlar ve Allah nasip edip de çocuğu olursa dünür olalım diye anlaşırlar. Birlikte avlanırken gebe bir geyiğe rastladıklarında Karabay, kaç gündür bu geyiğin peşinde olduğunu fakat vuramadığını söyleyerek Sarıbay'dan onu vurmasını ister. Geyiğin gebe olduğunu gören Sarıbay vurmak istemez, fakat dostu çok rica edince kıramayıp geyiği vurunca kutsal geyiğin kanı tutup oturduğu yerde ölür. Karabay dostunun ölümüne pek aldırmaz, vurulan geyiği ve içinden çıkan ikiz yavrusunu alarak evine gelir. Evine gelince kendi eşinin bir kız çocuk, Sarıbay'ın eşinin ise bir erkek çocuk doğurduğunu öğrenir. Fakat dünürüne verdiği sözü tutmaz, yetim çocuğa kız vermem diyip yurdunu bırakıp göç eder. Aradan yıllar geçer günün birinde Sarıbay'rn sadık beylerinden Aybas yiğit yetim oğlanın hakkını arayıp Karabay'ın peşine düşer. Uzun bir yolculuğun ardından Karaby'ın yurduna ulaşır ve kızı Bayan Suluv ile konuşarak olan biteni anlatır. Bu sırada Karabay göç ederken aşılması çok zor olan Betbah çölünden kurtulmasını sağlayan Kodar Bahadır'a kızını vereceğini söylemiştir. Bayan Suluv ona Kozu Körpeş elini çabuk tutmazsa Kodar ile evlendirileceğini söyler. Bunun üzerine Aybas, Kodar ve onun doksan yiğidiyle savaşarak onları mağlup eder ve yurduna geri döner. Yurduna gelen Aybas olup bitenleri Kozu Körpeş'e anlatır. Kozu yola çıkar, uzun yolculuğu sırasında yolunu kaybedip aç ve susuz dolarşırken imdadına Çin'den dönen Kojan yetişir. Kojan çok bilgili ve zengin biridir. Kozu'nun bütün derdini dinledikten sonra ona yardım etmek düşüncesiyle sihirbazlık öğretir ve gideceği yolu gösterir. Kozu çok gecikmeden Ayagöz nehiri boyunda yaşayan Karabay'ın yurduna gelir. Kozu keloğlan kılığına bürünerek Karabay'ın çobanı olur ve ilk görüşte Bayan Suluv'un dikkatini çeker. Gizlice görüşmeye başlarlar, aradan geçen zaman içinde bütün yurt Kozu'yu tanır ve onun gerçek kimliğini ortaya çıkarır. Kodar onun kim olduğunu anlayınca savaşırlar, Kodar yenilir. Kozu'yu savaşarak yenemeyeceğini anlayan Kodar, yurdun beylerine danışır. Neticede kırık üç kadının yardımıyla meyhaneye çağırtıp zehirleyerek öldürmeye karar verir. Bu haberi duyan Bayan'ın ablası Ay ile Tansık'ın yardımıyla içtiği zehir etkisini göstermeden meyheneden kaçıp kurtulur. Karabay'ın yurdundan uzaklarde tedavi görüp iyileştikten sonra geri gelerek Kodar'ı yandaşlarını öldürür. Karabay'ı baltayla parçalayarak etini köpeklere verir. Bu arada Kozu'nun bir oğlu olmuş, adını Külep koymuşlardı. Külep Kozu'nun yurduna gidip han olur. Kozu ise Bayan Suluv ile evlenip Karabay'ın yurduna han olmuştur. Uzun süren mutlu bir hayatın ardından devrinin en adil ve cömert hanı olarak şöhrit yapan Kozu ölür. Onu çok seven halkı, ona bir anıt mezar diker. Anıt mezarın bittiği gün kabire dua etmeye gelen Bayan Suluv oracıkta ölür ve ikisini beraber aynı yere defnederler. Destanın sonu varyantları göre değişiklik gösterir. Destanın tüm nüshalarını inceleyip derleyen M. Avezov, en eski nüshalarında destanın trajik bir sonla bittiğini, Kozu ile Bayan'ın bir biriyle kavuşamayıp öldüklerini söylemektedir. Fakat destanı çok seven halkın kahramanlarının yaşayarak muratlarına ermelerini arzulamalarından dolayı zamanla değişerek mutlu sonla bittiği görülmektedir. Kazaklar arasında aşkı, sevgiyi simgeleyen destan, o kadar sevilmiştid ki Semipalatinski vilayetinin Ayagöz nehrinin kenarında Kozu Körpeş ve Bayan Suluv'a ait bir anıt taşı ve türbe bulunmaktadır. Bu civarda yeni evlenen gençler muhakkak uğrarlar. Bunun dışında destan Ğ. Musrepov tarafından piyes haline getirilmiştir. Aşkı sembolize eden Kozu ile Bayan, Kazaklar arasında "Leyla ile Mecnun", "Romeo ile Julyet" gibi anılmaktadır. Son zamanlarda gençler arasında Bayan ile Kozu'nun anıt taşını simgeleyen kolye, takı takma modası bile yaygınlaşmıştır. Ressamlar. Büyük bir çınar ağacı altında ölmüş olarak yatan Kozu ile Bayan'ı ve aşağıda ırmak boyunda onların atlarını tutan Aybas'ın resimi yapmışlardır. THE LEGEND OF KOZU KORPESH AND BAYAN SULU This Legend has not only the main topic of love, but also it has a background of personal demands for freedom and peoples equality. During an ordinary day Karabay Khan and Saribay Khan, who were not able to have any children, met each other during their hunting on Shırısh mountains. They got aquainted with each other, became good friends and promised to be blood relatives if only God gives them any child.During their companion hunting, when they saw a pregnant stag Karabay noticed that he had followed that stag for many days, but unfortunatelly could not catch it, and wanted Saribay to shoot it.Seeing that it was pregnant, Saribay did not want to kill it, but in order not to hurt his friend he shot at the stag.Being shot, a holly stag was covered with a redish blood and died at the same place where it was shot. Karabay did not pay any attention to his friend's unpleasure, he approached to the killed stag extracted from it two twins of it and bring them into his tents. Arriving at home, they were informed about that they became fathers. Saribay's wife gave a birth to boy, and Karabay's is to daughter. However, Karabay unwilling to give his daughter to an orphane son would not stay on his promise and removed away from his lands. It passes some years since that unrealized promise was held, when one of Sarybay's devoted men, Aybas decided to trace Karabay's tribes in order to find orphan son's rightful due. After a long travel he reached Karabay's tribes and told everything to Karabay's daughter Bayan Sulu. By the time Karabay told about that he was going to marry his daughter to Kodar Bahadir, who helped Karabay to get over an extremelly hard desert, Betbah, during their removal. Bayan Suluv told him if Kozu Körpesh would not hold her hands quickly she would forced to marry to Kodar. By the way, Aybas fought with Kodar and his ninety stout-hearted men, beat them and returned to own tribes. With his arrival, he told everything to Kozy Korpesh and Kozu set off for Bayan Sulu. During his long jorney he lost his path, and being hungry and thirsty he was helped by Kojan, who came round from China. Kojan was wise and rich one. As soon as he listened and got all Kozu's problems, with a goal of helping to Kozy, he teached Kozy some magic witchcraft and showed his right way. In a short period of time Kozu reached Karabay's tribes, living on Ayagoz river. Kozu, playing the role of Keloglan, became a shepherd of Karabay and at the first view was payed Bayan Sulu's attention. They started to meet secretly, after some days everyone in this tribe recognized Kozu's real name and personality.When Kodar got the real face of Kozu, he started to fight with him and certainly was beaten. Being aware of that he could not win Kozu in a battle, Kodar had a consent with home masters. Consequently, with the help of fourty three maidens they decided to call him into public house, give him a poisonous drink and kill him. Heard this news Ay, sister of Bayan, with the help of Tansik, her friend, secretly got out him from public house before the dangerous effect of poison and run away from Karabay's tribe. As soon as Kozy was treated and got a successful medical treatment far away from Karabay's tribes, he returned there and killed Kodar and his young brave-hearted men. He partialized Karabay with a battle ax and give his meat to his dogs. By this time Kozy had a son, called Kulep. Kulep came to Kozu's tribes and became there Khan. Kozu and Bayan Sulu were married and he was pronounced there as a Khan. After a long and happy life and after pronouncement of him as a honest and generous khan of a century, Kozu died. People loved him and made a monument for him. After the finish of monument building, when Bayan Sulu came in order to pray for him, she died there and was buried beside Kozu. The last variation of this legend has a difference. Muhtar Auezov, who has made many investigations on this legend, noticed that old examples shows that legend has a tragedic end, where Kozu and Bayan Sulu could not reach to each others before their death. However, people who have loved this legend because of living their heroes life and reaching their happiness and goals could see that this legend has a happy end. Kazakhish individuals loved this legend so much that in Semipalatinsk district on the Ayagoz river, they has a monument of Kozu Korpesh and Bayan Sulu. And every new married couple, even though once in their life, visit ait. On the other hand, this legend was translated into a play by M. Auyezov. As "Leyla and Mecnun", "Romeo and Juliet" Kozu Korpesh and Bayan Sulu is a symbol of Love among Kazakhish people. Nowadays, it so common to wear a necklace with an implication of Kozu and Bayan Sulu monument;moreover, it has become as a custom. Many pictures were written ;for example, a picture where under an oak tree Kozu and Bayan are lying dead, and below the river Aybas is waiting and holding their horses.