Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2002
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Ayaz Akkoyun
Danışman: ALİ KARACA
Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
Özet:Ortadoğu, ortak din, ortak tarih ve kültüre sahip olduğumuz, köklü bir medeniyetin beşiğidir. Osmanlı bakiyesi olan Türkiye Orta Doğu politikalarında edilgen bir strateji uygulamakla tarihi, kültürel ve dini geleneğinden doğan ağırlığını hissetirememektedir. Kuşkusuz Orta Doğu'yu konu alacak bir çalışmanın her şeyden önce önüne açılan geniş alan ve sayısız yollardan birini tercih etmesi, alanını özelleştirmesi gerekiyor. Orta Doğu hakkında, tarihsel bir yaklaşımla çalışmaya karar verirken, genel bir çalışmadan veya dokümantasyondan ziyade Orta Doğu ile Türkiye arasındaki ilişkilere yön vermiş olan belli bir dönem üzerinde yoğunlaşmanın daha doğru olacağını düşündüm. Bu bağlamda, hem Türkiye'de önemli değişimlerin yaşanmasının işaretlerini vermesi açısından hem de 12 Eylül askeri yönetiminin hakim olması bakımından bu dönem tez çalışması yapmak için bana oldukça uygun gelmiştir. . Tabii bu dönem üzerinde çalışmak bu dönemden önceki uluslararası konjonktürün Türkiye'nin Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerine etkilerini de değerlendirmeye dahil etmeyi gerektiriyordu. Çünkü şu bir gerçek ki, her iki tarafın ilişkileri dünya sisteminin güçlü temsilcilerinden bağımsız gelişmemektedir. Arapları birleştirici bir rol oynadığı görüntüsü veren İsrail sorunu ise bölge ülkelerinin ilişkilerini daha da karmaşıklaştırmaktadır. 1980-1983 dönemi özellikle kendisinden sonraki dönemlerin dış politika araç ve parametrelerini belirlemesi açısından ne kadar önemli olduğu günümüzdeki gelişmelerden de anlaşılmaktadır. Örneğin bu dönemde İKÖ'yle girilen yakın ilişkiler ve bölge devletleriyle olan yakınlaşmalar 80'ler boyunca Türk Dış Politikasına yön verdiği gibi 90'ların iç politik ortam ve tartışmalarını hazırlamıştır. Kısaca belirtmek gerekirse Camp David barış antlaşması ve İsrail ile Arap ülkelerinin ilişkileri bu evrede yeni bir sürece girmiştir. S.S.C.B' nin Afganistan'ı işgali bu dönemde meydana geldi. Bu da Orta Doğu ülkelerinin S.S.C.B.'ye bakışlarını etkiledi. İran'daki İslam Devrimi, Orta Doğu ülkelerinin hakim rejimlerini korku ve tedirginliğe sevketmiş; bu dönemde başlatılan İran-Irak savaşı da bölge ülkelerinde farklı kaygı ve beklentiler doğurmuştur. Gene bu dönemde İsrail, Kudüs'ün Arap kesimini ilhak edecek ve bu da yeni bir gerginliğe neden olacaktır. Türkiye'de bir darbe olması, Enver Sedat'ın öldürülmesi gibi ilk elde sayabileceğimiz pek çok önemli olay meydana gelmiştir. Bütün bu saymaya çalıştığımız olaylar hem Türkiye'nin hem de bölge ülkelerinin dış ve iç politikalarını etkilemiştir. Yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi o dönemi hem dış politika hem de iç politikaya etkileri açısından değerlendirmeye çalışırken; aynı zamanda bu etkilerin sonraki dönemlere uzanan sonuçlarını da değerlendirmeye çalışacağım. Bu bağlamda, devlet politikası olarak o döneme ne tür eleştirel yaklaşımlar sergilenmiş olduğunu da tahlil etmeye çalışacağım. ABSTRACT TURKEY'S FOREIGN POLICY AND THE MIDDLE EAST BETWEEN 1980 AND 1983 Middle East is a kind of cradle which shares and accommodates common cultural and historical values with Turkey. Turkey, unfortunately, carry out more passive political strategies in the region whereas it is a country with a past of Ottoman Empire which was the central political, cultural and social actor of the region along centuries. But Turkey can not take the advantage of his rich experiences. In this thesis, the concentration point is the coup of September 12th in 1980. This military intervention is, at the same time, a turning point of Turkey's social and political life. Working on this period necessitates developing a different perspective through the near past of this area and the multilateral relations of regional actors. Indeed, it is a fact that Turkey and his regional partners' acts and operations in the region can not be independent from the real actors and representatives of world system. Even some critical events, like the problem of Israel, seemingly lead to the convergence of Arab countries, but in reality, confuse the relations of related countries in the region. Especially the period of 1980-1983 is a very important phase in terms of defining the political preferences and the directions of following years. For example, in that period, Turkey developed close relations with Organization of Islamic Conference and the countries of the region. These relations also affected the intra-political agenda of Turkey. On the one side, Turkish foreign policy (along 1980s), and the on the other side, intra-political agenda and discussions (specifically after1990s) have been shaped by these interactions with other Middle Eastern countries. If it is mentioned briefly, in this period, the process the Peace of Camp David and the relations between Arab countries and Israel have evolved towards new dimensions. The occupation of Afghanistan by USSR has happened at the same time and this new situation reshaped the views of Arab countries over the communist regime and USSR. Another radical event in the region was Iran-Islamic Revolution and this development also leads the regional countries to alarm and anxiety about the future of their prosperities. Additionally, at the same time again, Israel has occupied the Arabian side of the Jerusalem and caused a new international and regional tension. These years have also witnessed the assassination of Enver Sedat, the president of Egypt and military intervention in Turkey. All of these developments have influenced both of foreign and domestic policies of Turkey and other countries in the region. This thesis tries to analysis the state policies of Turkey through this chaotic term between 1980 and 1983.