Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2005
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ÖZKAN BAYSAL
Danışman: DEVABİL KARA
Özet:Türklerin yaşamı tarih boyunca sürekli değişim ve farklılık göstermiştir. Bu değişim ve farklılıklardan dolayı da bir çok milletin yaşamlarından etkilenmiş ve bir o kadar da onların yaşamını etkilemiştir. Türkler savaşçı ruhlarıyla sürekli yayılmacı bir politika izleyen bir millet olmuştur ve bunun sonucunda da sürekli göç etmişlerdir. Belki de bu yüzdendir ki resim alanında geçmişte hep Batı’nın arkasında yer almıştır. Türkler ne zaman ki yerleşik bir hayata başlamış o zaman resim sanatımız da gelişme göstermeye başlamıştır. Minyatürlerle başlayan resim süreci Tanzimat’la ilk adımlarını atmış, Sanayi-i Nefise ile gelişmeye başlamış, Cumhuriyetle birlikte de resim sanatımız toplumsal özellik göstermeye başlamıştır. Resim sanatımızda ki bu toplumsallık, sadece konu açısından bize ait olup, uygulanan yöntem açısından yine Batı çıkışlı olmuştur. Resim sanatımızda boyanın kullanılışı ve teknik konular hep Batı tekniğinin bizdeki yansımalarıdır. Konu bakımından baktığımızda ise, Osmanlı’nın gerilemesi ve hatta çöküşüyle birlikte bir ulusçuluk akımı oluşmaya başlamıştır. Bu oluşumun sonunda adı Cumhuriyet olan yepyeni bir idare biçimi Türk milletine, büyük önder Atatürk tarafından hediye edilmiştir. Aslında resim sanatımızda gerçek anlamdaki ilk toplumsal dinamikler de bu kuruluş öncesi ve sonrası dönemde meydana gelmeye başlamıştır. Türklerin zor yaşamı, ardı arkası kesilmeyen savaşlar artık ressamlarımızın en çok üzerinde durduğu konular olmuştur. Savaşan askerler, mermi taşıyan kadınlar, Kurtuluş temaları resimde olduğu gibi birçok sanat dalında da konu olarak yer almaya başlamıştır. Bu süreç Cumhuriyet sonrasında artık milli bir sorun halini almış ve Batı resmine karşı çıkış olarak düşünebileceğimiz Türk resim sanatında gelenek sorununu doğurmuştur. Toplumsal konuları işleyen tüm sanatçılar, Batı resmine karşı çıkışı geleneksel temalarda ve folklorik konularda aramaya başlamıştır. Belki de bizim resim sanatımızdaki toplumsal gelişim sürecimiz hep bu mantık üzerinden gelişimini sürdürmüştür. Aslında toplumsal resim süreci 1945’li yıllarda Yeniler Gurubu’yla başladı. Resimde gelenekçilik, toplumsallık yada ulusçuluk kavramı olarak vasıflandırılan bu süreç, Yeniler Gurubu’nun önderliğinde gelişmiştir. Bu süreci daha sonra Onlar, Bağımsızlar ve diğer birçok gurup hareketi sürdürmüştür. Bir gurup hareketi olmasa da Ressamların Yurt Gezileri’nde de bu oluşum devam etmiştir. 1980’li yıllara gelindiğinde ise durum biraz daha farklılık göstermiştir. Artık gündemde siyasetin ağırlığı ön plandadır. 80’li yıllar, sağ-sol davasının başladığı, toplumlarda siyasi kutuplaşmaların olduğu, kardeş kanının döküldüğü, ordunun olaya müdahale ettiği ve bir kaos ortamının yaşandığı sarsıntılı bir yaşam dönemidir. Kurtuluş savaşı yıllarında birlik bütünlük olan halk bu dönemde bir iç isyanın yaşanmasını sağlayan grupçuklara dönüştü. Halk artık halklar oldu. Aynı milletten bile olsalar toplum birbirine düşman oldu. 90’lı yıllarla beraber siyasi kutuplaşmalar varlığını sürdürmeye devam etti. Bu dönemde sanatçılar siyasal konular üzerinde çok fazla durmaya başladılar. Yapılan resimler de bu düzenin bir yansımasını oluştururlar. Resim bir propaganda aracı halini aldı. Artık salt estetiğin arandığı veya Yeniler Grubu mantığındaki bir ulusçuluk düşüncesi yerini slogansal işlere, direkt siyasal mantığa bıraktı. Bu süreç yıllar boyu devam etti. Bedri Baykam bunun en güzel örneğidir. Bunun dışında birçok isim yine bu siyasi olayları eserlerinde konu olarak işlemişlerdir. Halen eskisi kadar olmasa da günümüzde de bunun izleri görülmektedir. Türklerin kaderi midir bilinmez ama, Türkler varoluşlarından bugünkü yaşamlarına kadar halen bir savaşın içinde kendilerini bulmaktadırlar. Bugünkü savaşımız sıcak savaş olmasa da, ekonomik, siyasal ve stratejik savaşlar olarak halen varlığını devam ettirmektedir. Artık bu savaş sadece bize ait bir savaş da değildir ve tüm toplumları ilgilendirmektedir. Bunun başını terör çeker. Bunun dışında sosyal gücün doğurduğu ekonomik savaşlar, kimlik sorunları, küreselleşme, sınıf ayrılıkları ve bunların getirdiği çatışma ortamları varlıklarını her daim sürdürürler. Geçmişten bu güne gelinceye kadar geçen sürede, Türk resim sanatı bu dinamikler içerisinde kendine bir konu oluşturmuş ve bu günkü gelişimini sürdürmüştür. Aslında tüm toplumların sanatsal gelişim evresi bir çemberin halkası gibi birbirine bağlıdırlar. Dünya sanatı da bu çemberi oluşturan ana halkadır. Sanat hep bu halkanın etrafında toplanıp varlığını sürdürmeye devam etmektedir. SUMMARY The life of Turkish has always changed and differentiated through the history. Because of this change and differentiation they have been influenced by variety of nation’s lifestyle and has effected their lifes as well. Because of their warrior soul they are in expansion policy and as a result of this they used to imigrate. Maybe due to this reason they have stayed behind the West in painting art. After that Turks passed to the settled lifestyle, the painting art has taken up developing. The Painting process, that began with miniatures, made the first movement within the administrative reforms, Tanzimat, taken up developing with the industrial revolution and started to depict a social characteristic with the Republic. This social characteristic belongs to us only in terms of the topic, technics used in painting art belong to the West in terms of the applicated method view. The use of paint and technical subjets are commonly the reflections of the western technics. Following the regression and even the collapse of the Otoman Empire, a nationalism trend has started to emerge. After the end of this emergence, the republic which is an administration style present to Turkish nation by the great leader Atatürk. Actually, in the literal sense, our first social dynamics in the painting art occured just before and after this establisment period. Our artist’s main subjets were usually the difficulty of Turkish life and incessent wars. The Turkish painting art used commonly the fighting soldiers, women carrying the ammunition and the salvation themes as a subjects, like in the other arts. This process occupied a great spatiality as a national problem after te republic and it caused to the derivation of tradition issue in Turkish painting art that we are able to think this as a disagreement to the west painting art. Every artists discussing the social topics, began to search the refusing of the western painting art within the traditional themes and folkloric subjects. Maybe, the process of our social progress has carried on the evolution over this idea. Actually, social painting progress began with “Neotrics Group in 1945. The progress called the traditionalizm, socialism and nationalism trends developed thanks to this Neotrics group. Afterwards,some other groups, “they”, “independents” and others, carried on this movement. This existence would continue within the “Artist’s Urban Travel” although it was a group movement. In 1980s, the situation has exhibited differences. Now the domination of politics, used to count more. 80s were a destructive time period of starting of rigt-left case , the occuring of political polimerization in society, becoming enemies of people that form and live in the same society, the enforcement exerted by the army and the living of a chaos situation. The society which struggled together during the indipendence war, has now divided into small groups which broke out an internal rebellion. The folk has now became folks. Eventhough they were the same nation, they have became enemies of each other. Within the 90s these political polymerizations has been carrying on existing. In this period, artists´s started to spent their plenty of time on these political subjects. The paintings constitue the reflections of this regulation. The paintings converted into a propoganda tool. The idea of nationalism which has got the first place instade of the esthetic in Neotics Group, was used as provoking tasks and to political thoughts. This period persisted for years. Bedri Baykam is one of the best example for this. Beside him, lots of person has used political events as their subjects. We can still feel these events nowadays, although it is not powerfull as past. We do not know if it is the destiny of Turks, but they still find themselves in a war from their exictence to today’s life. Our war still remains its existence as not a hot war but a economical, political and strategical war. Also this war does not only interest us and it is a problem for other nations as well. This is leaded by terrorism. Beside this, the economical wars caused by the social power, identity problems, globalisation and discriminations always and the outcomes of these incidents always keep their existence. The time from yesterday till today, the Turkish painting art has formed its own subjects in these dynamics and it goes on developing. Actually, artistical development of every nation connected to each other like a ring of a circle. The world art is the main ring of this circle. Art has always gathered around this chain and keeped on its existence.