Türkiye'de tek parti yönetiminin kurulmasının fikri temelleri (1929-1938)


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2005

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ÖMER AYMALI

Danışman: SÜLEYMAN BEYOĞLU

Özet:

SUMMARY Right after the victory of the Ottaman State in the İndependence War it took its place in the history and established the state of the Turkish Republic. The new Turkish State which was bound to national governing attempted some kind of revoluionary activites such as the abolisment of the sultanate the declaration of the Republic,the abolishment of the calipate. However,the permanent staff that saved the countr during the İndependence War faced a kind of seperation. The main cause of this seperation was the tendency of the CHF to an autharitarian government in order for the revolutions to be settled and the implementation of the new revolutions rapidly. The opposition got organized in the namr of TPCF against CHF and TPCF was closed down in 1924 awing to the Şeyh Sait Riot. As a result CHF remained the only party in Turkey between 1925 and 1930. Between 1925 and 1930 revolutions were kept going on. However CHR wasn't effcient in economy as it was in politics and it couldn't fulfil the functions of the parliament as a single party; thereface a party to control CHF became a must. Consequently Atatürk had Fethi Okyar establish SCF for that specific purpose. SCF faced an intense interest and CHF was face to face with losing the outority, thus SCF had only been in existence for three monts. Upon the therat of multicameral system of government on the system the unicameral system of government was immediatly instituionalized after the cancellation of SCF in 1930. besides , the democrasy last its party and left its place to unicameral system of government also in Europe and that had a great impact an the institutinalization of the unicameral system of government. The staff of CHP reached the conclusion that CHF couldn't manage to integrate with the public by lookin at the SCF experience and they decided to establish same institutions such as Public Houses and Public Speakers during the period after SCF in attmept for integtarion with the public. Again in this period, the leaders of CHF tried to form a new system of governing by taking throuthority and discipline side of the patriotism and public training of the communist systm as examples for themselves and impowered party-state cooperation gradually. İn the CHF Congress in 1935 the principles of the party were admitted as state principles and in 1936 İsmet İnönönü provided party-state cooperation through a notice, in 1937 principles of the party were included in the Constitution. Consequently, the cooperation of party and state were maintained in Turkiye. Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanmasının ardından Osmanlı Devleti tarihteki yerini almış ve yerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.Millet egemenliğine dayalı yeni Türk Devleti, saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, halifeliğin kaldırılması gibi bir dizi inkılap hareketine girmiştir.Ancak Kurtuluş Savaşı'nın hemen ardından ülkeyi kurtarmış olan kadro arasında ayrılıklar ortaya çıkmıştır.Cumhuriyet Halk Fırkası'nın yapılmış olan inkılapların yerleşmesi ve yenilerinin de hızla yapılabilmesi amacıyla otoriter bir yönetime yönelmesi bu ayrılığın gerekçesini teşkil etmiştir. CHF karşısında 1924 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adıyla örgütlenen muhalefet kısa süre içerisinde Şeyh Sait isyanı sebep gösterilerek kapatılmıştır.Böylece 1925'ten 1930'a kadar CHF ülkede tek parti olarak kalmıştır. 1925'ten 1930 yılına kadar birçok alanda inkılaplar devam etmiştir.Ancak CHF siyasi alanda gösterdiği başarıyı,ekonomik alanda gösterememesi ve tek partili Meclisin işlevini yerine getirememesi CHF'nın karşısında denetimi sağlayacak bir partiyi zorunlu hale getirmiştir.Bununla beraber ülkede çok partili siyasi hayatın da temellerinin atılması ve yerleştirilmesi çabası olarak, Atatürk 1930 yılında SCF'nı Fethi Okyar'a kurdurmuştur.Ancak 1930 yılında bu amaçla Atatürk tarafından Fethi Okyar'a kurdurulan SCF'nın halktan yoğun bir ilgi görmesi ve CHF'nın iktidarı kaybetme ihtimalinin belirmesi ile SCF dört ayını dolduramadan kendini feshetmek zorunda kalmıştır. SCF'nın kapanmasında CHF'nın muhalefete tahammül edememesi ve Atatürk'ün dışındaki CHF ileri gelenlerinin baskısı büyük olmuştur. SCF deneyiminden, inkılapların halka benimsetilemediği ve CHF'nın halkla bütünleşemediği gerçeğini çıkaran CHF kadroları, SCF sonrası dönemde halkla bütünleşme çabaları doğrultusunda, Halkevleri ve Halk Hatipleri gibi kurumlar oluşturacaktır. Çok partili hayatın rejimi tehlikeye düşüreceği düşüncesiyle tek parti sistemi SCF'nın feshedilmesinden itibaren 1930'lu yıllarda süratle kurumlaştırılmıştır. Avrupa'da demokrasinin gözden düşerek yerini tek partili yönetimlere bırakması da CHF'nın tek parti yönetimini kurumlaştırmasında etkili olmuştur. Bu dönemde CHF ileri gelenleri, özellikle Faşizmin otoriter yapısını ve disiplinini, Komünist sistemin halk terbiyesini kendine örnek alarak yeni bir yönetim biçimi oluşturma çabası içerisinde parti devlet birlikteliğini gitgide güçlendirmiştir. Atatürk tek partili bir yönetimi katlanılması gereken geçici bir dönem olarak görmesine karşın bu dönemde CHF'nın ileri gelenlerinin tek partili bir yönetim biçimini savundukları görülmektedir. Bu çerçevede 1935 yılında CHF Büyük Kongresinde parti ilkeleri devlet ilkesi olarak kabul edilmiş, 1936'da İsmet İnönü'nün genelgesiyle parti devlet birlikteliği sağlanmış, 1937'de de parti ilkeleri Anayasaya girmiştir. Böylece Türkiye'de parti ve devlet bütünleşmiştir.