İletişimsel bir ortam olarak sosyal medya ve demokrasi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MUSTAFA ALİ MİNARLI

Danışman: HÜSEYİN EMRE BAĞCE

Özet:

Bu çalışma politik teori ve iletişim bilimlerinin ortak inceleme nesnesi olarak sosyal medya ve demokrasi ilişkisine dair sorunsallaştırdığı alanın kendisini sorunsallaştırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmaların inceleme nesnesini teşkil eden sosyal medya ve demokrasi ilişkisine dair önvarsayımlarını tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Tez, bahsi geçen çalışmalarda bir önvarsayım olarak cari bulunan sosyal medya ve kamusal alan arasındaki ilişkiselliğin mümkün olup olamadığı sorusu ekseninde şekillenmektedir. Başka bir ifadeyle, sosyal medyanın demokrasiyle ilişkisinden önce bir kamusal alan oluşturup oluşturmadığını sormaktadır. Zira sosyal medya ve kamusal alan arasında demokratik sonuçlar barındırması ya da barındırmaması muhtemel bir ilişkiselliğin söz konusu mefhumların kavramsal ve kuramsal nitelikleri nedeniyle mümkün olamayacağını savunmaktadır. Diğer bir deyişle, sosyal medyanın diyalojik potansiyelinin kamusal alan olarak nitelendirilebilecek demokratik bir tezahür sahasına imkan verecek özelliklerden yoksun olduğunu vurgulamaktadır. Bu bağlamda, çalışmanın hipotezini sosyal medyanın kavramsal, kamusal alanın da kuramsal özellikleri nedeniyle demokrasi açısından herhangi bir sonuç üreten bir alan tesis edemeyeceği önermesi meydana getirmektedir. Söz konusu hipotezin test edilmesi doğrultusunda çalışma, sosyal medyanın kavramsal, kamusal alanın ise kuramsal özelliklerinin serimlenmesine dayanmaktadır. Dolayısıyla, ilgili mefhumların teşkil ettiği niteliklerin tasviri, demokratik bir muhteva barındırıp barındırmadığının soruşturulması çalışmanın teorik kapsamını oluşturmaktadır. Bu nedenle, çalışmanın birinci bölümünde sosyal medya ve demokrasi ilişkisi üzerine kavramsal bir çerçeve sunulmakta, ikinci bölümünde demokrasinin iletişimsel boyutu olarak kamusal alana dair bir soruşturma yürütülmekte, üçüncü bölümünde ise sosyal medyanın kamusal alan açısından işlevi tartışılmaktadır. Ayrıca, söz konusu hipotezi niceliksel açıdan sınamak amacıyla Türkiye'den Twitter'de hesabı bulunan politik figürlerin atmış olduğu tweetlerin neden olduğu etkileşimin kamusal alan oluşturup oluşturmadığına yönelik gerçekleştirilen bir araştırma da çalışmanın kapsamı dahilinde bulunmaktadır. Çalışmada sosyal medyanın mevcut haliyle demokrasiye temel teşkil eden bir anlam rejimi sunamadığına yönelik bir netice elde edilmektedir. Zira sosyal medyanın teşkil ettiği kavramsal özelliklerin kamusal alanı mümkün kılan normatif koşulları yerine getirmekten uzak olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu meyanda, sosyal medyanın ancak günümüz toplumsal koşullarına uyarlanmış bir kamusal ethos dahilinde demokratik bir rejimin tesisine katkıda bulunacağı gözükmektedir. -------------------- This study aims the common collective object that political theory and communication knows about the problematic area of the problematic relationship between social media and democracy. The study aims to discuss the presupposition social media and democracy which is the topic of this study. The thesis is taking form on the basis of the question of whether the relationship between social media and public space is possible with the assumptions in the mentioned studies. In other words, the thesis asks whether social media has created a public space before the relationship with democracy. Because there is a democratic link between social media and public space or a relation that is unconnected could conceptually and theoretically qualities of these concepts. In other words, the thesis emphasizes that the dialogical potential of the public space’s features that would allow for a democratic manifestation is deficient. In this context, the studies hypothesis suggests that social media is not an area that could give results in the democratic angle because of the conceptual and public space features. In this regard, the hypothesis test is based on social medias conceptual and public spaces theoretical features. That is why the explanation of the related concepts and the search for a democratic content is included or not is the theoretical is the base of the study. This is why the first part of the study presents a conceptual framework on the relationship between social media and democracy. The second part an investigation is made on the public space as the communicative part of democracy. The third part is where the discussion of social media’s function for public space. Also, in order to test the hypothesis in quantity Twitter interactions from Turkish political figures and whether if it created political space interactions or not has been included in the study. In the study, a result is obtained that social media cannot present a meaning regime which is the basis of democracy in its present form. Since it shows that social medias conceptual features are far away from making normative conditions that make public space possible. This is why it looks like social media could contribute the already established democratic regime only if it's within a public ethos that's adapted to the social conditions.