Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Marmara Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Orhan Sezgin
Danışman: YUSUF ZİYA GÖKÇEK
Özet:Sinema, tarih sahnesinde kendine yer edinmeye başladığı ilk andan itibaren insan hayatında önemli bir yer işgal etmiştir. Sinemanın bir sanat formu olarak hüviyet kazandığı süreç içerisinde her ülke kendi sanat anlayışıyla üretim ortaya koymuştur. Sinemanın Batı ülkelerinde ortaya çıkan bir ürün olduğu göz önünde bulundurduğumuzda; kendine ait anlatı dinamiklerinin de bu coğrafyaya göre şekillendiğini görülmektedir. II. Dünya Savaşı sonrasında dünya siyasetinde ortaya çıkan yeni konjonktürel durum bağımsızlık imkânı bulmuş ülkelerin kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam sunmuştur. Siyasal bağımsızlık, bir süre sonra bu ülkelere farklı mecralarda da kendilerini kültürel dinamikleri üzerinden anlatma isteği ve zorunluluğunu doğurmuştur. Sinema, bu ülkeler için kitlelere ulaşma noktasında bir iletişim ve sanat ortamı olarak önemli bir unsur olmuştur. 1960’lı yıllarda sinema alanında ortaya konan yeni yaklaşımlar bu ülkelere kendi ulusal film dillerini geliştirme fırsatı sağlamıştır. Özellikle Latin Amerika’da ortaya çıkan film manifestoları dalgası, Batı kaynaklı sinema formuna alternatif yaklaşımların ve ifade biçimlerinin ele alınabileceğinin göstergesi olmuştur. Bu çalışma, 1960’lı yıllarda sinema alanında önemli gelişmelerin yaşadığı Latin Amerika coğrafyasında yer alan ve Üçüncü Dünya Ülkeleri arasında ilk kez bir sinema akımı ortaya koymuş Brezilya’nın en önemli yönetmenlerinden biri olan Glauber Rocha’nın sinemasını ve sinemasında bulunan dekolonyal estetik unsurlarını incelemektedir. Bu bağlamda, Glauber Rocha’nın Cinema Novo akımı içerisinde hayata geçirdiği üç film incelemeye tabi tutulmuştur. Glauber Rocha, Cinema Novo akımının önemli bir siması olduğu kadar; Üçüncü Dünya Sineması açısından da önemli bir isimdir. Film yapımcılığında üstlendiği misyon kadar; sinema alanında ortaya koyduğu manifestolar çerçevesinde önemli bir düşünürdür. Kendisi, Üçüncü Dünya ülkelerine kendi film dillerini geliştirip; kendi estetik değerleriyle film yapılması konusunda önemli bir ilham kaynağı olan figürlerden birisidir. Bu çalışmada, Glauber Rocha’nın ortaya koyduğu yeni film yapma pratikleri üç filmi üzerinden incelenmiştir. Dekolonyal Estetik, bağımsızlaşan ülkelerin batı formundaki sinema diliyle mücadele edip kendi kültürel dinamikleri üzerinden film yapma girişimlerini ortaya koydukları bir yaklaşımı ifade etmektedir. Bu çalışmada, bu kavram çerçevesinde Glauber Rocha’nın filmleri incelenmiştir. Glauber Rocha’nın bir düşünür olarak yazınsal ürünleri ve bir film yapımcısı olarak da çektiği filmleri dekolonyal estetik yaklaşımıyla ilişkisi bakımından ele almaktadır. Glauber Rocha’nın ortaya koyduğu yeni estetik önermelerin yeni-sömürgecilik (neo-kolonyalizm) döneminde önemli bir bileşen olan sinemanın bu etkilerini ortadan kaldırmaya çalışan yapısı incelenmiştir. Cinema Novo dönemi öncesi Brezilya sinemasının sömürgeci ülkelerin yapım dinamiklerini takip eden doğasına, yönetmenin ortaya koyduğu alternatif sinema diliyle karşı çıkışının izlekleri takip edilmiştir. Yapılan çalışmada, Glauber Rocha’nın sinema yaklaşımının bir dekolonyal estetik girişimi olduğu bulgulanmıştır. -------------------- Cinema has occupied an important place in human life from the first moment when it began to gain a place in the history scene. In the process of cinema gaining an identity as an art form, every country has produced with its own Understanding of art. Considering that cinema is a product of Western Countries; we can say that its own narrative dynamics are shaped according to this geography. The conjunctural situation that emerged in World politics after World War 2 provided an environment in which countries with independence were able to express themselves. After a period of time, political independence in these countries gave rise to desire and the necessity to express themselves through their cultural dynamics in different media. Cinema has been important element of communication and art as a medium for reaching the masses for these countries. In the 1960s, new approaches in the field of cinema provided these countries with the opportunity to develop their own national film language. These wave of film manifestations, especially in Latin America, was an indication that alternative approaches and forms of expression could be addressed to the Western-based Cinema form. This study examines the cinema of Glauber Rocha, one of the most important filmmakers in Brazil, which is situated in Latin American geography; in the 1960s, where he made a cinema movement for the first time in the Third World. In this context, three films that Glauber Rocha shot in Cinema Novo have been examined. Glauber Rocha is an important figure of Cinema Novo; It is also an important name in terms of Third World Cinema. As in the case of mission of filmmaking; he is also an important thinker within the framework of manifestos in the realm of Cinema. He is one of the figures that are an important source of inspiration for Third World Countries in terms of developing its own film language and making films with its aesthetic values. In this study, the new film-making practices of Glauber Rocha were examined through three films. Decolonial Aesthetics refers to an Approach that shows countries that have found a chance for independence by fighting the language of western form cinema and attempting to make films through their cultural dynamics. In this study, the films of Glauber Rocha were examined Within the framework of this concept. In the films that Glauber Rocha presents as both a literate and a filmmaker; the relationship with this aesthetic approach has been fallowed. Glauber Rocha’s new aesthetic propositions were examined in order to eliminate these effects of cinema as an important component in the neo-colonial period. The themes of director’s objections created with alternative Cinema language against the natüre of Brazilian Cinema’s following the dynamics of colonizers’ film production have been followed before Cinema Novo. In the study, it was observed that Glauber Rocha’s cinema approach was a decolonial aesthetic initiative.