‘ Vulvovajinit Şikayetiyle Başvuran Hastalarda Jinekolojik Muayene Bulguları İle Mikrobiyolojik Tanının Korelasyonunun Karşılaştırılması Ve Etken Mikroorganizmaların Sıklığının Belirlenmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Sağlık Bilimleri Üniversitesi, İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Sağlık Uygulama Ve Araştırma Merkezi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2009

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Bernan İlkay Karadeniz

Danışman: Esra Esim Büyükbayrak

Özet:

Vajinal akıntı, kadın hastalıkları polikliniklerine en sık başvuru şikayetlerinden biridir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar kliniklerine yapılan her dört başvurudan yaklaşık biri vulvovajinit tanısı almaktadır ve insidansının artış eğiliminde olduğu düşünülmektedir(1).

Üreme çağındaki kadınlarda bakteriyel vajinozis (BV) vajinal ekosistemde en sık görülen değişiklik olarak kabul edilir. BV’ i olan kadınların %50'si asemptomatiktir(2). Kandida vulvovajiniti yaygın bir problem olmakla beraber, gerçek insidansı bilinmemektedir, ancak tüm kadınların %75'inin en az bir kez Kandida vulvovajiniti geçireceği düşünülmektedir(3). Trikomoniyazis cinsel ilişki yolu ile bulaşır. Trikomonas Vajinalis asemptomatik kadınlarda % 5-15 oranında görülür. Bu oran cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklarla ilgilenen kliniklerde %50 – 75’lere ulaşmaktadır(4). Pelvik inflamatuar hastalık (PIH) hastalık olgularının çoğunluğunun sebebi Neisseria gonorrhoeaedir. İnfeksiyon %85 vakada asemptomatiktir. Ülkemizde klamidyal infeksiyonların durumu hakkında yapılan çalışmalarda ise asemptomatik kadınların %23-27'sinde, genitoüriner yakınması olanların %32- 42'sinde, infertilite şikayeti ile doktora başvuranların %8-11'inde, bilateral tubal tıkanıklığı olan infertil kadınların %71'inde, tubaları ık olan grubun %43'ünde ve genelev kadınlarının %25'inde kültür yöntemi ile veya direk floresan antikor yöntemi ile klamidya tespit edilmiştir(5).

Vajinit semptomları spesifik değildir ve tanı laboratuar onayı olmadan güvenilir kabul edilemez. Vulvovajinit genellikle infeksiyon sonucu gelişse de infeksiyon dışı nedenlere de bağlı olabilir(1).

Günlük jinekoloji polikliniğine başvuruların büyük bir kısmını vajinal akıntı şikayeti olan bayanlar oluşturmaktadır. Ancak başvuran her hastada vaginal enfeksiyon olmayabilmektedir. Bu sebeple kendi hasta popülasyonumuzda vulvovajinal enfeksiyonların gerçek sıklığını tespit etmek, klinik tanı ile mikrobiyolojik tanının korelasyonunu karşılaştırmak ve kendi hasta popülasyonumuzda vulvovajinal enfeksiyonlardaki patojen mikroorganizmaların dağılımı ve sıklığını tespit etmek amacıyla bu çalışma dizayn edilmiş ve etik kurul onayı alındıktan sonra yapılmıştır.